ÇİFTÇİ PERİŞAN(!)
11 Eylül 2023, Pazartesi 00:00Bu yıl ülkede hububat üretimi geçmişte örneği olmayan bir rekolteyle sonuçlandı.
21.5 milyon ton buğday üretimi gerçekleşirken, 9 milyon tonda arpa üretimi gerçekleşti resmi verilere göre. Tarlada hasadı yapılan tüm ürünlerin resmi verilere yansımasının en azından bazı yerlerde mümkün olmadığı düşünülürse, rekoltenin daha yüksek olduğu sonucuna da varılabilir.
Biz olaya veriler üzerinden bakalım yine de 21.5 milyon ton buğday, 9 milyon ton arpa üretimi ile tüm yılların rekoru kırıldı bu yıl. Yazının konusu olmayan bir bilgi paylaşalım, stoklarda 10 milyon ton civarında da ithal arpa ve buğday bulunuyor.
Türk çiftçisi buğday ve arpada 30 milyon ton ürün hasat etti. Daha önce ifade ettiğimiz üzere, bunun fazlası da olabilir.
Önümüzdeki ay hasadı başlayacak olan endüstriyel bitkilerde de görüldüğü kadarıyla rekolte geçmiş yıllara göre yüksek olacak. Tarlalara baktığınızda pancar, mısır ve ay çiçeği gibi bitkilerden bunu anlıyorsunuz.
Çiftçi tarihi rekolte karşısında halinden memnun değil gene de.
Memnun değil çünkü küçük ve orta ölçekli çiftçilerin büyük bir kısmı borç batağında. Bankalara ve piyasalara ne kadar borcu olduğunu bilmeyen/unutan çiftçiler var, Konya hinterlantında. Buna benzer başka bölgelerde olmalı. Ayrıca piyasalara olan borçlar da var.
Memnuniyetsizliğin bir sebebi de köyde gelecekle ilgili varlık beklentilerin yüksek olmasından kaynaklanıyor olmasıdır. Diğer bir sebep de muhalif çevrelerin bilmeyerek daha çok da kasten çiftçinin sırtından rant elde etme gayretleridir.
Tüm bu sebepler tarafların işine yarayan bir durum olarak kendisini göstermekte.
Yüksek üretim, iyi de fiyat.
Baktığınızda çiftçinin son yıllarda iyi kazandığı kesin.
Bakalım.
Her evin önünde en az bir traktör, bir sürüde tarım ekipmanı. On yıl öncesine kadar ya aynı köyden ya da komşu köylerden emaneten temin edilirdi bu araçlar. İmece usulü ile işler yürütülürdü ayrıca.
Buğday ve arpa tarımına elverişli 70-80 hanelik köylerde en az 4-5 biçer döver. Yine 10 yıl kadar önce Adana, Maraş, Urfa gibi illerden biçer döverler gelirdi hasat zamanlarında köylere. Köylüler biçer döver sırasına girer bu yüzden de ara sıra kanlı kavgalar olur, cinayetler bile işlenirdi.
Her evde en az bir özel araç. Bazı evlerde de 3-4 araç birden.
Şehir konforunun üstünde yapılan yeni evler.
O evlerde beyaz eşya, halı, dolap zenginliği ve pahalı eşyalar.
Sonra şehirde alınan evler.
Köyde/şehirde neredeyse her yıl bir ya da birkaç gayrimenkul alımı.
Çiftçide memnuniyetsizlik had safhada gene de.
Gelecekle ilgili beklentilerin yüksek olması ve muhalif kesimlerin siyasi rant çabaları çiftçi kesiminin memnuniyetsizliğinin önemli sebepleri arasında yer almakta.
Bu durumda çiftçinin perişan olması, söz konusu olmamalı ama söz konusu.
Çiftçi perişan mı?
Perişan olması için, varlıksız olması gerekmiyor mu?
Bir yılda 30 milyon ton hububat üretebilen Türk çiftçinin perişan olması realite de söz konusu bile olmamalı.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.