ÇOK ŞEY FARKEDER
10 Ağustos 2022, Çarşamba 00:01Bazen çok şeyler anlatmak istiyorum. Sonra kendi kendime şunu soruyorum. "Boş ver, neyi anlatmaya, neyi değiştirmeye çalışıyorsun ki?"
Aslında cevabı çok basit bu sorunun, “Hiçbir şeyi!”
“Öyleyse anlatmanın da bir manası var mı?”
Bazen benim de diğer insanlar gibi tüm vazgeçişlerimin başladığı soru buydu, “ öyleyse ne diye konuşayım, ne diye anlatayım, neyi değiştireceğim ki?” diyerek boş veriyorum.
Evet, ama belki de en büyük yanlış bu boş vermişlikle başlıyor. Belki her şeyi değiştiremezdim, ama kendimi değiştirmeyle başlayabilirim. Anlattıklarım kendime seslenişim olabilir. Sonra bir zincir oluşur, belki devamı zincirleme gelebilir ve onları da takip edenler olabilir.
Sonrasında, gün batımında sahilde denizin çekildiği zaman kumsalda kalan denizyıldızlarını denize atan genç gibi olmak gerekir.
Bir zamanlar yazılarını yazmak üzere okyanus sahiline giden yaşlı bir bilge adam varmış. Çalışmaya başlamadan önce sahilde bir yürüyüş yaparmış. Bir gün sahilde yürürken plaja doğru baktığında genç bir adam görmüş. Genç adam bir kaç adım koşuyor, yerden bir şey alıyor ve yumuşak bir hareketle okyanusa fırlatıyormuş. Biraz daha yaklaşınca seslenmiş: “Merhaba. Ne yapıyorsun böyle ?”
Genç adam durmuş, başını kaldırmış ve cevap vermiş : “Okyanusa denizyıldızı atıyorum.”
” Neden okyanusa denizyıldızı atıyorsun demiş bilge adam?”
“Güneş çoktan yükseldi ve sular çekiliyor. Eğer onları suya atmazsam ölecekler.”
“Ama delikanlı görmüyor musun ki kilometrelerce sahil var ve bastan aşağı denizyıldızıyla dolu. Hiçbir şey fark etmez !”
Genç adam kibarca dinlemiş, eğilerek yerden bir denizyıldızı daha almış ve dalgalanan denize doğru fırlatmış. “Bunun için fark etti.”
Hayata ve topluma katkı sağlamak, ha bir tane ha binlerce. Adım atmak ve vazgeçmemek gerekir. Bir cümle, hatta bir kelime bile bazı insanların yüreğinde ihtiyacı olanı giderebilir. Bir insanı yaşatmak, bütün insanlığı yaşatmak değil midir? Bütün insanlığı kurtaramazsan bile o biri yeter sana. Sahilde kumsala vurmuş binlerce denizanalarını tekrar denize atmaya çalışan adam gibi, belki hepsini kurtaramasa da, denize tekrar kavuşturduklarını kurtarmış olur.
İnsan, insandan sorumludur. Değiştirmek değil gaye, belki bir kurtuluşa vesile olmak için. Belki içinde oluşan fırtınaları tamamen dindirmek değil ama bir anlık olsun ferahlatmak, iyilik yapmak için. Gayesi insanca yaşamak olan, başkalarını da insanca yaşatmak için çalışmak olmalı. Dünya, dert ve sevinçler sadece bizin değil, hepimizin ortak olduğu hayat serüvenin ortak parçalarıdır. Parçaları beraber birleştirmek ve beraberce sıkıntıları çözmek, sevinçleri çoğaltmak gerekir.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.