CUMHURİYET FAZİLETTİR (1)
29 Ekim 2015, Perşembe 00:00Cumhur: Halk, topluluk, ahali.([1]) Cumhuriyet: Milletin egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı siyasal örgütlenme biçimidir.([2])
İslâmî açıdan baktığımızda cumhuriyet gerçekten bir fazilettir. Zira İslâm'ın özünde, mayasında bu idare şekli mevcuttur. Bu tarz Asr-ı Saadette de uygulanmıştır.([3])
İslâm'ın zuhuru döneminde, dünyanın her tarafındaki idari sistemler; alışılmış belli kalıplara dayanan krallık, imparatorluk, sultanlık, aşiret veya kabile reisliği gibi yöntemler idi.
"Hak kapanın, mantık şarlatanın" felsefesiyle güçlü olan, zalimlik yapan, hile ve desisede mahir, güçlü ve müstebit kişilerin başa geldiği saltanat devirleri.
İslâm bu sistemleri benimsememiş, bu haksız ve insan fıtratına aykırı uygulamaları kaldırarak "ŞURAYI" yani meclis idaresini emredip, seçim sistemini getirmiştir.
"Onların (Müslümanların) işleri, aralarında istişare (danışma) iledir."([4]) ve "...Umuma ait işlerde onlara danış, (onların da fikirlerini al). Artık kararını verdiğin zaman da, Allah'a dayanıp güven. Çünkü Allah kendisine sığınanları sever"([5]) Ayetleri ile, "İstişare eden pişman olmaz"([6]) hadisi vee benzerleri ne güzel delillerdir.
Allah'ın kesin hükmü olmayan hususlarda Müslümanlar fikrini söyler, istişare edilir ve doğru olana karar verilirdi. Hz. Peygamber birçok hususta kendi rey'ine değil, arkadaşlarının görüşüne uymuştur.
Bedir savaşında kuyuların başının tutulup diğer kuyuların doldurulması,([7]) yine Bedir savaşında esir alınan kişilerin fidye karşılığı serbest bırakılması, Uhud savaşında savunma değil taarruz harbi yapılması,([8]) hendek savaşında cephenin önüne hendek kazılması([9]) gibi hususlar hep Efendimizin arkadaşlarının fikirleri idi. Resûlullah zaman zaman hanımlarının görüşüne bile müracaat eder ve uyardı.([10])
Hz. Muhammed vefat ederken yerine bir aday göstermediği gibi, ima ve işaret bile etmeyip, meseleyi cumhurun (halkın) seçimine bırakması her halde dünya üzerinde demokrasinin ilk ve en güzel uygulaması olmalı.
Hz. Ebubekir'in, Hz. Ömer'in, Hz. Osman'ın ve Hz. Ali'nin de halkın çoğunluğunun biati (seçimi) ile göreve gelmeleri, evlâtları olduğu halde yerlerine veliaht tayin etmemeleri, hatta bu husustaki tekliflere şiddetle karşı çıkmaları, günümüzde bile birçok devletin ulaşamadığı başkanlık sisteminin en güzel tezahürüdür.
Ancak bu güzel usul, Hz. Muaviye tarafından bozulmuş, oğlu Yezidi veliaht göstermek suretiyle 91 sene sürecek, ırkçılığa ve zulme dayanan, Emevi Saltanatını başlatmıştır. Böylece İslâm'ın getirip uyguladığı, çoğunluğun seçip iş başına getirdiği kişilerin idare sistemi olan idare tarzı (Cumhuriyet), babadan oğula geçen saltanata dönüşmüş, bu uygulama Emeviler, Abbasiler, Osmanlılar olmak üzere 1923 yılına kadar devam etmiştir.
Dipnotlar:
1- Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Lügat s. 177.
2- Dictionnaire Laurousse, 2/523 Milliyet Yayınları.
3- Corci Zeydan, “İslâm Medeniyeti Tarihi”, Terceme Zeki Meğamiz, c. 1, s. 77, 78.
4- Şura Sûresi, 38.
5- Âl-i İmrân Sûresi, 159.
6- “Mecmuuz' Zevaid” c. 2, s. 280.
7- İbni Hişam, “Sire” c. 2, s. 272.
8- Müslim, İmare 148.
9- İbni Saad, “Tabakat” c. 2, s. 60.
10- Buhârî, Şurud 15.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.