CUMHURİYET FAZİLETTİR (2)
30 Ekim 2015, Cuma 00:00İsimler, unvanlar ve kavramlardan ziyade icraat ve uygulamalar önemlidir.
Asr-ı Saadetteki sistemin adı Hilafet. Emeviler ve Abbasiler dönemindekinin adı da Hilafet. Ama asırlar süren bu iki dönemde, Halife Ömer b. Abdülaziz hariç, bütün halifelerin Allah'ın kesin men ettiği içkiye müptela olmaları, işret meclisleriyle zaman geçirmeleri, Allah'ın haramları hususunda hudut tanımamaları, analığı ile evlenmesine müsaade etmediği için, Kur'an-ı Kerimi çiğneyip ok yağmuruna tutan Halife Velid gibilerinin çıkması([1]) düşünülürse, Osmanlı halifelerindeki bazı olumsuzluklar da göz önüne getirilirse, ilk halifelerle sonrakiler arasındaki derin uçurumu idrak edilmiş oluruz.
İdare şekilleri birer vasıtadır, araçtır. Bu vasıtalar iyi kullanılırsa amaca ulaşılır, aksi takdirde netice hüsrandır, hezimettir. Cumhuriyette aynı şekilde, uygulamalardaki şekliyle erdem ve fazilet kazanır veya tenkide maruz kalır.
Cumhuriyet elbette fazilettir.Ama iyi, adil ve adına uygun tatbik edildiği takdirde.
Çin Halk Cumhuriyeti diyoruz. İran,Irak, Suriye ve Libya’daki idarelerin adı da cumhuriyet. Ama nasıl bir idare.Cumhuriyetle ne kadar alâkadar olduğu ortada. Bunun yanında İngiltere, Hollanda, Danimarka, İspanya gibi birçok devlet de, krallıkla idare ediliyor. Fakat yukarda saydığımız cumhuriyetler göz önüne alınınca aradaki fark, bu krallıklara akın akın gidip iltica eden insanlardan anlaşılmaktadır.
Biz şanlı tarihimizin ve ecdadımızın hayranıyız. Günahıyla sevabıyla biz onların torunlarıyız. Ama uzun süren bu tarihi idarenin hafızalarımıza nakşettiği bir kanaatle, ismi hilafet, icraatı saltanat olan bir sisteme hoş bakıp, ismi cumhuriyet, demokrasi veya başka bir ismi olan, ama iyi uygulandığı takdirde İslâm’ın tavsiye ettiği idare sistemine en yakın olan bu idare şekline hor bakmak, tavır koymak, gerçek Müslüman'ın veya akl-ı selimin tasvip edeceği bir hareket değildir.
O halde Asrı Saadetteki hilafet, cumhuriyet idaresinin ta kendisidir. Bu sebeple zaman zaman cereyan eden cumhuriyetçi-hilafetçi çatışmaları yersiz ve gereksiz bir kavgadır.
Ama bu kavgaları yapan insanlar, Donkişot’un yel değirmenlerine saldırdığı gibi, bu kelimelerden içi dolu olmayanlara taarruz ediyorlar.
Yani hilafete saldıranlar onun gerçek yönünü bilmiyor, son zamanlardaki uygulanışına kafa tutuyor. Cumhuriyeti tenkit edip ona saldıranlarda bu rejimin uygulanışı esnasındaki haksızlık ve çarpıklıklara takıyorlar.
Dipnot:
1- İhsan Süreyya Sırma, “Emeviler Dönemi” s. 123.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.