Dedem Oturan Boğa Tatankaİyotake (Birinci Bölüm)
12 Mart 2021, Cuma 09:04Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Sana uymayabilirim. Yanımda yürü ki böylece seni görebileyim, böylece ikimiz eşit oluruz.Kızılderili Atasözü ile bu haftam ki köşe yazıma başlamak istedim
Başlığı görünce sanırım anladınız bu gün nelerden bahsedeceğimi. Konumuz Kızılderililer ve bizimle olan kan bağları olacak. Yıllarca tartışılan konulardan biridir malumunuz. En sonunda birçok araştırmalara konu olup sonuca bağlanmıştır.
"Kızılderililer Türkler'le aynı soydan olabilir mi" sorusu DNA testleriyle yanıtını buldu. ABD'deki Kızılderililerle Orta Asya kavimlerinin genetik özellikleri aynı çıkmıştır.
Amerikalı ve Rus antropologların araştırmasında, Kuzey Amerika kıtasının ilk sakinlerinin genetik beşiğinin Sibirya'nın güneyindeki dağlık Altay bölgesi olduğu ortaya çıktı. ABD'deki İnsan Genetiği dergisinde yayımlanan araştırmayı yapanlardan Pennsylvania Üniversitesi Antropoloji bölümü Doçenti Theodore Schurr, Rusya, Moğolistan, Çin ve Kazakistan'ın kesiştiği Altay bölgesinin onbinlerce yıldır çok sayıda halkın gelip gittiği kilit bir yer olduğunu belirtti. Araştırmaya göre, Amerika kıtasındaki ilk insanların ataları bu halklardan biriydi ve bugün Rusya Federasyonu'nun bir parçası olan Altay'dan 20 bin ila 25 bin yıl önce gelmişlerdi. Asyalılara ait genetik özelliklere sahip bu insanlar, o dönemde sular altında olmayan Bering Boğazı'nı geçmeden önce tüm Sibirya'yı katettiler. Araştırmada Amerikalı kızılderililerin ve Güney Altay bölgesinde yaşayan yerli kavimlerin DNA'larında Y kromozumu (babadan geçen) analiz edildi. Her iki grupta da, anneden miras mitokondriyal genlerde de aynı genetik özellikleri buldular.
Bilim adamlarının yukarıda tarifini ettikleri Altay bölgesi; Türklerin anavatanıdır. Hyung-Nu (Hun) Türk imparatorluğu’nun yıkılmasından sonra 5. Yüzyıl başlarında DemirçiAçina (Asena) boyu bu bölgede ortaya çıkmıştır. Kendilerine “Soylu Kurt” anlamına gelen Aşina diyen bu Türkler, tarihte Gök Türk İmparatorluğu olarak bilinen devleti kurmuşlardır. Bunlar; düşmanlardan korunmak için başlangıçta kendilerine ulu sıradağların kesiştiği bu sarp alanı yurt olarak seçmişlerdi. Bulundukları noktaya da “Dik Yamaç” anlamına gelen Ergenekon demişlerdi.
Bu gün sadece tarihçiler değil genetik bilimcileri de ispat etti ki tarih öncesinden beri Türklerin yaşadığı bu Ergenekon bölgesinden yola çıkan boylar; uzun bir yolculuktan sonra Kuzey Amerika’ya ulaşmışlar; orada; Ergenekon bölgesinden götürdükleri kültürü yaşatmışlardır.
Yani Kızılderililer bile Ergenekon’un çocuklarıdır. Çeşitli kaynaklardan yapılan derlemeye göre, Türklerle Kızılderililer arasındaki efsanelerin benzerliklerinin yanı sıra El sanatı motifleri ve kelimeler arasındaki benzerlikler, eski çağlarda 12 hayvanlı takvimin kullanılması her iki toplumun akraba olup olmadığı yönünde araştırmacıların ilgisini çekmiştir.
Sevgili okurlarım bu köşe yazısı çok uzun olduğundan dolayı ikiye bölmek zorunda kaldım. Bu köşe yazımın devamını haftaya sizlerle paylaşacağım.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.