DEVLET DAHA NE YAPSIN? VE.. TEMİZLİK,
27 Mart 2020, Cuma 08:51Evdeyim.
Binlerce yıla ev sahipliği yapan yorgun ve yaşlı şehir üzerinde taşıdığı onca yüke rağmen yeni bir güne daha hazırlanıyor.
5. Katta bulunan dairemizin penceresinden her zaman olduğu gibi o sabah da dışardaki insan manzaralarını seyrediyorum.
Altmış yaşlarındaki bir adam önce yolun ortasında durup burun deliklerini patlatırcasına yere sümkürdü. Elinde mendil falan yoktu. Eline baktı, elleri pisti. Bizim siteye komşu olan sitenin duvarlarına elinde avucunda kalan pisliği sürterek sildikten sonra elini sağ cebine soktu.
Aynı adam bir kaç adım attıktan sonra yine durdu ve bu sefer yolun ortasına tükürmeye başladı.Dikkatli bir şekilde adama baktım. Sağ eli ile burnunu temizleyen adamın sol elinde de yakılmış bir sigara ile sallayıp durduğu 33’lük bir tesbih vardı. Kılık kıyafeti de fena değildi. Yürürken sağ elinde pislik kalıp kalmadığına bakıyordu.
Adam Demiryolu Caddesi’nde bulunan ve şehri ikiye bölen alt geçidin önüne gelip dikildi. Merdivenlere baktı. Merdivenlerden tam inecekti ki üşendi. Daha çok yaşlıların kullandığı asansöre doğru yürüdü, asansörün düğmesine dokundu. Asansör yukarı doğru hareket etti ve asansöre binip aşağıya indi. Sonra yukarı çıkmak için alt geçitte bulunan diğer asönsürü o kirli elleri ile kullanarak yukarıya çıktı. O adamın aynı elleri ile akşama kadar daha kaç yere dokunacağını düşününce ürperdim. Bu asansörleri elleri temiz olan olmayan insanlar her gün yüzlerce defa kullanıyor.
Asansörlü konutlarda, kamu binalarında bulunan asansörleri de her gün yüzlerce ve belki de binlerce insan kullanıyor. Asansör düğmeleri ve asansörlerin içleri ne yazık ki virüs yuvası. Bu arada asansörlerde sigara içen, içtiği sigaranın izmaritini yere atan ve gaz çıkartanlar da oluyor. Anlayacağınız hepimizin arada bir de olsa kullanmak mecbiriyetinde kaldığı asönsörlerde ”Sigara izmariti ve gaz sorunu “ da var. Bir de yüksek katlı binalarda bulunan asansörlerin içine “çiş” yapan, “çüş” ler varmış.
Altmış yaşını deviren bir başka adam kaldırımın kenarında gördüğü iri yarı bir sokak köpeğine yaklaştı. Sokak hayvanları genellikle kendilerine ilgi gösteren insanlara yakınlık gösterir, kuyruk sallar ve insanın önünde arkasında dolanmaya başlar. Sözünü ettiğimiz olayda İki taraf da bir birine yakınlık gösterdi. Adam köpeğe, köpek adama yaklaştı. Sonunda köpek adamın önünde yere doğru uzandı. Adam da sokak köpeğinin başını iki ellerinin arasına alarak şöyle bir 5-6 dakika okşadı, sevdi. Yetmedi. Adam önünde yatan köpeğin ağzını burnunu okşadı. İkisi de çok mutluydular. Oradan gelip geçenler de durup bu mutlu manzarayı seyretti. Ülkemizde bu gibi sorumsuz davranışların yüz binlerce örneği olmalı. Temizlik ve hijyen uyarıları nerde kaldı?
Önemli bir konudan daha bahsedelim.
Camilerin kenarında bulunan tuvaletler ve diğer umumi tuvaletler insan sağlığını tehdit ediyor. Temizliğe önem veren insanların bu tuvaletlerde ihtiyaç gidermesini bir kenara koyun, önlerinden geçmek için yürek lazım. Fakat bu tuvaletleri kullananların sayısı az değil. Fakat sözünü ettiğimiz tuvaletlerin kapı kolları, muslukları ve lavobaları pisliğin ötesinde pislik. Örnek alınıp incelendiğinde her türlü yayılıcı miikrobu görebilirsin.
Hocaefendiler hutbede islamın temizliğe verdiği önemden bahsederken, camiye 5-6 metre uzaklıktaki tuvvaletlerdeki pisliği neden görmezlikten geliyor?
Müftü efendi Hacıveyis Camii Külleyisine bitişik bulunan müftülük makam odasından bir zahmet insin ve aynı külliyenin hemen yanında bulunan ve daha çok cami cematının kullandığı umumi tuvalete bir baksın. Kendileri lütfederse cami civarlarında bulunan başka umumi tuvaletlere de bir baksın. Ya değilse günün birinde “Temizlik imandandır” sözü, sayelerinde dümura uğrayacak
Umumi tuvaletlerin temizliği mutlaka gündeme alınmalı. Belediyeler ya da cami civarlarındaki umumi tuvaletler hangi kurum tarafından temizlenecekse mutlaka temizlenmeli ve temiz tutulmalı. Müftü efendi isterse biz kendilerine bu konuda ne ve nasıl yapılacağı konusunda fikir vermeye hazırız.
Bir de bu cep telefonlarında ne var bir türlü anlayamadım.
Her yaştan insanın elinde hem de en iyilerinden bir cep telefonu var.
Korona belasının başımıza musallat olmasından sonra bilim adamları hemen her gün uyarıyor. “Elinizdeki cep telefonları virüs yuvası” diye.
Bu uyarılara duyarsız kalan insanların sayısı bir hayli fazla.
Öte yandan yine onca uyarıya rağmen manavda, markette bir meyveye her gün yüzlerce el dokunuyor. Karşı tarafa güvenmediğimiz için en iyisini “seçme” huyundan vaz geçemiyoruz.
Demem o ki:Hayatın her alanında temizlik ve hijyen noktasında yapılan uyarılara rağmen olması gereken şekilde hassas davrandığımız söylenemez. Peki istisnalar yok mu? Elbette var. Zaten o insanlar sayesinde ülke belli bir temizlik ortalamasına sahip.
KORONA VİRÜS KARŞISINDA UYARILAR
Devlet korona virüsün ülkemizde başgöstermesinden sonra hemen her gün çok sayıda “Evde kal. Evimizde kalalım. Hayat eve sığar” açıklamaları yapıyor. Devlet aynı şekilde insanları temizlik ve hijyen noktasında uyarıyor. Ellerin nasıl sabunlanması ve temizlenmesi gerektiği günlerdir anlatılıyor.Çünkü korona virüs karşısında alınması gereken öncelikli tedbirlerin başında temizlik ve hijyen geliyor.Ortam temizliği geliyor. Sonra insanların kendilerini izole etmesi gerekiyor. Bunun için devlet hiç değilse belli bir müddet için vatandaşına ısrarla “Evde kal” çağrıları yapıyor. Lakin onca uyarı ve çağrının fazla karşılık bulduğunu söylememiz mümkün değil.
Vatandaşın sokaklara çıkmaması için illa ki devletin icbarı ya da askerin sokaklara çıkması mı gerekiyor.? Böyle bir emrivaki ile karşılaşılması halinde pencerelerden ve kapılardan dışarıya bakılması dahi mümkün olmayabilir. En iyisi çağrıya riayet etmek.
Bakınız ÇİN’den sonra İtalya, İspanya, Almanya, İngiltere, Fransa, Amerika, Rusya, Yunanistan gibi gelişmiş ülkelerde korona virüs vakası ve ölüm sayısı artmaya başladı. Ne yazık ki bizde de artmaya başladı. Devlet zayiatın artmaması için her türlü ekonomik ve sosyal önlemleri imkanlar ölçüsünde alıyor. Öte yandan salgının artmaması için okullar yeniden tatil edildi. Kamu personelinin bir kısmı izne gönderildi. İzni bitenlerin izin süreleri uzatıldı. Bazı görevler için kamuda “evde çalışma” uygulamasına geçildi. Devlet özel sektöre de “Esnek Çalışma” önerisinde bulundu. İl Genel Meclis ve Belediye Meclis toplantıları Haziran ayının sonuna kadar ertelendi.
Neden?
Korona virüsü en az mal ve can kaybı ile def edebilmek için.
Allah korusun alınan önlem ve uyarılara riayet edilmez ve süreç uzarsa ülkemizde esas felaket işte o zaman başlar. Bu sebeplerden dolayı devlet süreci kısa tutmak için çeşitli önlemler alıyor ve vatandaşları temizlik dahil her konuda uyarıyor. Unutmayalım: Bu ülke kısa süreli belli bir ekonomik ve sosyal maliyeti kaldırabilir. Fakat aylarca sürecek kimilerine göre de bir kaç yıl sürmesi muhtemel bir maliyeti kaldıramaz. Böyle kötü bir tabloyu düşünmek bile insanı ürpertiyor. İşsizliğin artması, işyerlerinin kapanması,sanayide çarkların durması, yokluk, açlık, psikolojik ve sosyal taravmalar koronavirüsle mücadelenin uzaması halinde kaçınılmaz son olabilir. Devlet böyle acı bir gerçekle vatandaşlarını muhatap etmemek için, bir süreliğine “Evde kalın. Evimizde kalalım. Hayat eve sığar” açıklama ve uyarıları yapıyor.
Evde kalalım.
Temizlik ve hijyene de azami ölçüde dikkat edelim.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.