DEVLETİN ZOR SINAVI
20 Mayıs 2020, Çarşamba 09:09Bu ülkeyi yönetmek gerçekten zor.
Ülkeyi yönetebilmek için bilgi, tecrübe ve beceri kadar sabır da lazım. Yönetenlerin sinirlerinin halkın eleştirileri karşısında sağlam ve sağlıklı olması lazım.
Neden?
Biz sabırsız bir milletiz. Ayrıca yönetenlerin icraatlarını genellikle beğenmez ve olumsuz gözle bakarız. Yapılanı beğenmez, yapılması gerekenler de yapılmadığı takdirde eleştirinin en hasını yaparız.Bazı durumlar karşısında da “hainler” kaşesini bile basar geçeriz.
Lakin yıkmak insanlara yapmak kadar kıymet vermiyor. Yapamayanların sermayesi bir kuru dil fakat o da karın doyurmuyor.
Koronalı günlerde ülkeyi yönetenlerin işinin ne kadar zor olduğu bir kere daha görüldü.
İlk vakanın 11 Mart’ta ülkemizde görülmesinden sonra devlet harekete geçti.
Hayatın her alanında bir takım yeni tedbirler alındı.
Devleti yönetenler salgının daha çok yayılmaması için organize olurken , bir takım öneri ve yasaklar da gündeme geldi.
İlk önce halka hijyen ve davranış dersleri verildi.
Ellerinizi en az 20 saniye süre ile sabunlayın.
Her gün ellerinizi ne kadar çok sabunlarsanız virüsten o kadar çok korunursunuz.
Kolonya kullanın.
Evlerinizin temizliğine dikkat edin. Dezanfektan kullanın.
Şuna dokunmayın. Ona elinizi değmeyin.
Tokalaşmayın.
Kucaklaşmayın.
Öpüşmeyin.
Kalabalıklara girmeyin.
Sosyala mesafeye dikkat edin.
Sokağa çıktığınızda insanlarla aranızda 1 metre, 1.5 metre mesafe olsun.
Maske kullanın.
Eldiven kullanın.
Lakin milletimizin kahır ekseriyeti bu uyarıları kulak arkası yapınca devleti yönetenler yeni tedbirlere başvurmak zorunda kaldı. Ya değilse salgın büyüyecek ve her gün yüzlerce insan koronadan dolayı hayatını kaybedecekti.
Devlet halkın duyarsızlığını görünce zorunlu olarak yapılması gerekeni yaptı ve yeni adımlar attı.
31 vilayetimize giriş çıkış yasağı getirildi.
Sonra bu yasak 15 vilayete düşürüldü.
Salgının yaygın olduğu mahalleler karantina altına alındı.
Devletin aldığı bu yasak kararı karşısında memnun olan bir kitle olduğu gibi, karşı çıkan ve itiraz eden bir kitle de oldu.
Maksat virüsün taşınma ve bulaşma riskinin önüne geçmekti.
Bu anlayıştan hareket ederek ligler ertelendi.
Diğer bıranşlardaki spor müsabakaları ertelendi.
Her seviyedeki eğitim-öğretim kurumlarındaki derslere ara verildi.
Adliyelerde 15 Haziran’a kadar duruşmalara ara verildi.
Kamu kurumlarında memurların günlük mesailerine sınırlama getirildi. Memurlar arasında rotasyon sistemine geçildi. Aynı kurumda çalışan memurların bir kısmı mesela bu hafta çalışırken bir kısmı da bir sonraki hafta mesai yaptı.
İnsanların yakın temas içinde iş yaptıkları bazı meslek gruplarının işyerleri geçici süreyle kapatıldı. Bu kapsamda AVM’ler de kapatıldı.
Marketlere yeni sosyal mesafe kuralı getirildi.
Lokantalar, kafeler ve eğlence mekanları geçici süreyle kapatıldı.
Toplu taşıma araçlarına yolcu sınırlaması getirildi.
Devlet sonra ne yaptı?
Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Bilim Kurulu’nun kararına uyarak sokağa çıkacak insanlara yaş sınırlaması getirdi.
65 yaş üstü insanların sokağa çıkmaları yasaklandı.
20 yaş altı olup da çalışmayan nüfusun da çokağa çıkmaları yasaklandı.
Neden alındı bunca tedbir?
Salgının yayılmasını önlemek için.
Salgından kaynaklı daha çok can kaybının önüne geçmek için.
Daha çok temas, daha çok yakınlık ve kalabalık virüsü yayacağı için devlet bu kararları aldı.
Devlet bu kararları aldı eleştirildi.
Devlet bu kararları almasa ne olacaktı? Gene eleştirilecekti. “Zamanında gerekli tedbirler alınmadığından dolayı vaka sayımız arttı. Kaybettiğimiz insanların sayısı da arttı” denecekti.
Devlet alınması gereken tedbirleri zamanında aldı.
Alınan onca tedbire rağmen koronadan dolayı ölen insanlarımızın sayısı 4 bin 500’ yaklaşmış durumda. Ayrıca gelecek günlerde nelerin olacağı ya da olmayacağının hiç bir teminatı yok.
Yeri gelmişken kişisel kanaatimi söylemek istiyorum:
Devlet, yerinde ve zamanında aldığı önlemlerle süreci gayet iyi yönetti.
Kronik muhalifler devlet ne yaparsa yapsın önemsizleştirmeye ve değersizleştirmeye çalıştı her zaman yaptıkları gibi. Korona ile mücadele günlerinde de olayı başka mecralara çekmeye çalıştılar. Lakin sonuca ulaştıklarını sanmıyoruz.
GELELİM RAMAZAN BAYRAMI İÇİN ALINAN TEDBİRLERE
Alınan kararlar gene son derece isabetli.
81 vilayetimizde bayram süresince sokağa çıkma yasağı uygulanacak.
Yasaklar 23 Mayıs arefe günü başlayacak ve 26 Mayıs gece sone erecek.
Öte yandan 15 vilayetimize giriş çıkış yasağı 15 gün süreyle daha uzatıldı.
Bayramın 1. Günü 65 yaş üstü insanlarımız sokağa çıkabilecek.
Sokağa çıkacağı günü sabırsıklıkla bekleyen 65 yaş üstü insanlar yeni bir karar alınmadığı takdirde 27 Mayıs’tan itibaren her gün sokağa çıkabilecek.
Başta Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Sağlık Bakanı Dr.Fahrettin Koca ve Bilim Kurulu Üyeleri tehlikenin tamamen geçtiğini söylemiyor. Çünkü tehlike devam ediyor.Geçilen sürecin adı “Kontrollü Sosyal Hayat”
Ne demek “Kontrollü Sosyal Hayat”
Bilim Kurulu Üyesi Prof.Dr.Tevfik Özlü bu konuya açıklık getirdi ve şöyle dedi: “Tehlike geçmiş değil. Tedbiirleri elden bırakmayalım. Zorunla değilse evden çıkmayın. Zorunlu çıkmanız halinde sosyal mesafeyi koruyun. Maskenizi mutlaka takın. Hijyene d ikkat edin. Kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durun. Açık havada kalın. Salgının devam etmemesi için kontrollü hayat şart.” Daha ne desin adam?
Daha ne yapsın devlet?
Bu ülkeyi yönetmek gerçekten zor.
YAZARIN NOTU: Ramazan Bayramınız mübarek olsun. Herkese iyi bayramlar ve sağlıklı günler diliyorum. Her zaman ve her konuda umutlu olun. Bayramdan sonra buluşmak üzere hoşçakalın.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.