DİLİNİZ SÜKÛTA ERSİN!
18 Ağustos 2021, Çarşamba 09:33Kendince doğru bildiği fikirlerini dikte etmek ve egosunu tatmin etmek için kimseyi değiştirme gayretinde olmamalı insan. Çünkü herkesin kendine göre doğruları vardır. Zaten başkasının değişimi konusunda kendinizi değiştirmeden başarılı olamazsınız. Önce kendinizi değiştirmeye çalışın, sonra onlara örnek olun, belki o zaman değişirler, o da belki. Şunu iyi bilin ki, değiştirip kontrol altına alacağınız tek insan kendinizsiniz, öncelikle bunu bilmeli, bunu denemelisiniz. Ne zaman kendinizi değiştirdiniz, işte mutlulukta o zaman başlayacaktır.
Maalesef insanlar mutluluklarına en büyük engel olan bu hatayı yapıyor, insanları değiştirmeyi çok kolay gibi görüyorlar ama kendilerinin farkında değiller. Değişmesi ve insanlara bakış açılarını değiştirmesi gereken kendileridir. Öncelik kendinizken, başkalarını değiştirmeye çalışmayın ve değişimin öncülüğünü onlardan beklemeyin. Onların değişimini beklemeye çalışarak kendinizi yorup mutsuz olmayın.
Size ters gelen hayatlara müdahale etme hakkınız olduğunu zannederek yüzlerce insana şekil verip istediğiniz gibi değiştirmeye, istediğiniz kalıba sokmaya çalışıyorsunuz. Hiç aynaya bakıp kendinizi görmüyor, kendi değişiminizi yaşamaya cesaret edemiyorsunuz. Çünkü söylemlerinizle davranışlarınız çelişiyor ve bu yüzden kendinizle bir çatışma halindesiniz. Belki de bu cesaretsizliğiniz iç çatışmanız yüzünden başkalarına rol biçip değiştirmeye, kendinizi gizlemeye çalışıyorsunuz. Siz kendinizden sorumlusunuz ve bu değişimde kendinize bir rol biçiyorsanız, siz kendinizle olan çelişkinizi sonlandırın ki inandırıcı olarak, sözlerinizin tutarlılığıyla, yaşantınızla, davranışlarınızla örnek konumunda olun. Aslında bu davranış şekilleri de sizin kendi problemleriniz.
Allah, insana düşünme yetisi vermiş. Bir düşünün bakalım. Siz her şeyi biliyorsunuz ama bildiklerinizle yaşamadığınız halde yaşatmaya çalışmakla ne kadar etkili olursunuz, ne dersiniz? Öyleyse ilk önce kendinizi değiştirin ki ayna olun, size bakan kendini görmeye başlasın ve değişimi yaşasın.
Sahi siz kimsiniz, göreviniz konuşarak ve tenkit ederek değişimi sağlamak mı? Kafanızda öyle bir düşünce varsa, size öyle olma hakkını kim verdi?
Sizin asli göreviniz, öncelikle kendinizi değiştirmek, başkalarına müdahale etmemektir. Ama siz asli görevinizi unutup, egonuzun kışkırtmasıyla başkalarının duygu ve düşüncelerine de önem vermiyorsunuz. Unutmayın, herkesin kendine göre doğruları vardır. Yargılayacak olan Allah’tır ve dedikoduyu yasaklayan bir dinin mensubu, bir Peygamberin ümmetisiniz. O yüzden dedikodu ve yargılamayı bırakın. Egonuz izin veriyorsa kendi dedikodunuzu yapın veya yaptırın. Ama bunu yapamazsınız değil mi? Kendinizle yüzleşmeyi sevmezsiniz, gerçekler ortaya çıkacak diye. Çünkü siz mükemmelsiniz ya, o yüzden kendi dedikodunuzu yapmaz, yapılmasına da müsaade etmezsiniz ve kusurlarınızı görmezden gelirsiniz. Çünkü sizin hayatınız özeldir, özelinize kimsenin karışmasını istemezsiniz. Çünkü siz, Kaf dağında sırça köşklerde oturuyorsunuz ve kusursuzsunuz. Ama dikkat edin, dedikodusunu yaptıklarınız ve yargıladığınız insanlar, ellerinde taşlarla geziyorlar. Anladınız ne demek istediğimi, değil mi?
İnanın hiç bir şey göründüğü gibi yani sizin gördüğünüz gibi değildir. Herkesin davranışlarında kendine göre sebepleri ve doğruları vardır, hesabını verecek olan da kendisidir. Yaptıkları, yapamadıkları, söyledikleri söyleyemedikleri veya sizin dedikodusunu yaptığınız konuyu yapmasına sebep olan nedenler vardır. Siz bilemezsiniz, bilmek zorunda da değilsiniz. Bu bilinmeyen sebeplerden dolayı da, onun dedikodusunu yapmaya, onu yargılamaya ve onun hayatına izinsiz girmeye hakkınız yoktur.
Unutmayın! Hükmü verecek olan Allah’tır, bırakın O’ndan, kendinize yargılama ve hüküm verme özelliğini çalmayı.
Çok konuştunuz ve yoruldunuz. Bir an olsun susun, susun ki diliniz sükûta ersin. Diliniz sukuta ererse, kalbinizin sesini daha iyi dinlersiniz. Göreceksiniz ki, kalbiniz de size “sus, beni yorma, sakin ol, kimseye karışma ve sen kendine bak” diyecektir.
Ah siz akıllı, çokbilmiş ve değiştirme tutkusuyla konuşmaktan sarhoş olmuş insanlar! Empati kurmadan eleştirin, yargılayın ve insanlardan aklını kaçırmışçasına nefret edin, ya da aklınızı kendinize saklayın ve gevezelik yapmaktan vazgeçin, dedikoduyu da bırakın ve dağılın artık. Bu kadar yeter. Şimdi dedikodusunu yaptığınız insanın yanına gidin ve birlikte dedikodu yaptığınız insanın dedikodusunu yapın, ya da helalleşin.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
meraklı
19-08-2021 21:59bu yazarın özelliği ne ki, yazısı altı çizgili olmuş?
Refik
18-08-2021 13:45Tamam sustum