DÜĞÜN KONVOYUNDA YA DA ŞURADA BURADA SİLAH SIKMA İŞİ ÖNLENEBİLİR Mİ?

Bugün gelecekte sizin bizim ya da hepimizin başına gelebilecek, başımızı yakacak hatta canımızı alacak, can alanında dünyasını karartacak bir kötü huyumuzdan söz ederek yazımıza başlamak istiyorum.

Konya’da şehir merkezinde düğün konvoylarının trafikteki hadsizliğini, saygısızlığını, terbiyesizliğini, kural tanımazlığını özetle magandalığını bilmeyenimiz yaşamayanımız var mı?

Bir dönem dönemin AK Parti İl Yönetimi bu işe komple el atmıştı.

Hatırlarsınız o yönetime nasıl teşekkürler etmiştim.

Nasıl o yönetimin yanında yer almıştım.

Ama onlar bile o iktidar gücüne rağmen milletin acı önlenemez gerçeği karşısında pes etmiş havlu atmışlardı.

Tamam bir yerde bende bu şehirde 20 saat ayakta kalmaya çalışarak dolu dolu yaşayarak YEREL GAZETECİLİK yapmaya çalışsam da bende artık;

trafik magandalığı karşısında ellerimi havaya kaldırıyorum ve pes ediyorum.

Konya polisi kim müdür olursa olsun hangi dönem olursa olsun ne kadar kibar ya da sert sözle ya da cezalarla bu işin üzerine gitseler de olmuyor…

Olmuyor.

Olmuyor.

Bu işe kabullendik ama şimdi yeni bir tehlike ile karşı karşıyayız.

…………..

Bakın testi kırılmadan söylemeyi çok severim.

İş sonuçlandıktan sonra neticeye varıldıktan sonra laf söylemek akıl vermek işin kolaycılığıdır.

Bunun için o sonuca giderken bildiğimi söylemeyi yazmayı yeğlerim.

………………

Şimdi son dönemlerde düğün konvoylarının son derece ve ne acıdır ki önlenemez bir acı yeniliğine (!) dikkat çekmek istiyorum.

Resmi görevliler, sevgili vatandaşlarımız, değerli okurlarımız farkında mısınız;

Artık Konya’daki düğün konvoylarında şehir merkezinde şehrin hangi semtinde olursa olsun düğün konvoylarında seyir halinde iken ya da düğün, nişan, kına, merasim alanlarında tabanca ve tüfekle sıkma alışkanlığı giderek yayılmaya başladı.           

Bunları görüyorum ve o alandaki hiç kimse sıkanlara müdahale etmiyor.

Biraz tehlikenin farkında olanlar kendilerini ya da çoluğunu çocuğunu o bölgeden hızla uzaklaştırıyorlar.

…………..

Bizim polisimiz çok akıllı.

Çok bilinçli.

Şimdi bu satırları okurken bazı görevliler soracaklar “Böyle yazıyorsun da hani nerede?” diyecekler.

………….

Haklısınız öyle işkembeden sıkma yok.

Yazmış olmak için yazma yok.

Gün; pazar günü.

Saat 18 suları.

Yer; Sille yolu. Büyükşehir Belediyesi Otobüs hareket merkezinin hemen Sille yönü tarafı.

Düğün konvoyundaki araçlardan tabanca tüfek havaya mermi yağıyor.

Haaaa niye tek kare fotoğraf çekemedim.

Yemin ediyorum bir ağacın arkasına kendimi attım yere çömeldim.

Korktum.

Korktum.

G…. Korkusu.

………

Ülen ne oluyorsunuz?

Bu ne hadsizlik.

Bu ne kanunsuzluk.

Eğer o bölgede kamera varsa her şey açık.

…………

Bakın bu sadece polisin ceza yazması ile olmaz. Önlenemez.

Her düğün konvoyuna bir polis takarak olayı çözemeyiz.

Çünkü yasalar ortada,

Verilecek para cezası belli.

Adamın lüks otomobiline binmiş.

Belince son model en iyi tabancalardan.

Açıyor camını havaya saydırıyor.

Siz bu insanımızı para ile cezalandırabilir misiniz?

Ya da garibanım işçi

Ama tüfeği var.

O da o ortamda gaza geliyor, o da saydırıyor.

………….

Ben artık at, avrat, silah zihniyetindeki Müslüman Türk milleti kimliğinde olduğumuza inanmıyorum.

Onlar çok eskilerde kaldı.

Kitaplarda kaldı, filmlerde, romanlarda kaldı.

Bunu da kabul etmiyorum.

Gerçekten İslam’ı Kur’an-ı Kerim’de yazdığı gibi yaşayan Müslüman isek.

Gerçekten Türk kimliğini her yerde kendi yaşamında örnek olarak yaşıyorsa amenna.

Zaten bunu yaşayan bunu yapmaz ki.

Bunun adı ya görgüsüzlük ya çakallıktır.

Ve de KANUNSUZLUK

SPORUN SİYASETİ

OLMAZ DERİZ

BUNA İNANIRIZ

İŞTE İSPATI…

Bu akılsız millet hala şu parti bu parti diye şeyini yırtsın.

Birbirini bıçaklasın.

Babalar kendi partilerine oy atmadı diye evlatlarını reddetmeye kalksın.

Hala parti genel başkanları klasik söylemler ile bu milleti uyutmaya ninniler söylemeye devam etsinler.

Yahu ne olur artık bırakalım sizin de bizim de karnımızı doyurmayan şu siyaset konuşmayı, çekişmeyi şu iyi bu kötü sözlerini hayatın gerçeklerini görün. Görelim.

……………..

Aklım erdi ereli hep savunduğum bir şey vardı

Nasıl camide siyaset olmaz ise,

Nasıl kışlada siyaset olmaz ise.

Nasıl eğitimin sağlığın siyaseti olmaz ise;

SPOR un asla ama asla siyaseti partisi purtusu olmaaaaaaz.

(HAAA şimdi sporda şu gerçek çok adıdır ki yaşanıyor “BİZİM MAHALLEDEN“ değil.

Bu hepsinden de büyük tehlike!)

…………

Bakın pazar günü bize bazı fotoğraf kareleri geldi.

Bu haberleri bize gönderenler ne siyasi partilerin basın büroları.

Ne de yeni vekillerin danışmanları idi.

Fotoğraf karesine bakar mısınız?

AK parti vekili Sayın Mehmet Baykan ile İYİ Parti vekili Sayın Ünal Karaman,

Oysa bu şehirde AK partili dostlar ile İYİ partili dostlar birbirlerinin …………. yırtacağız diye kendilerini yırttılar.

Ne oldu?

Dostluklar zedelendi.

Birbirimize öfkemiz arttı.

Ama biz millet olarak şeyimizi yırtarken, tutmadığımız partinin temsilcilerine, tuuu kaka dediğimiz anlarda rakip iki siyasi partinin temsilcileri yan yana el ele göz göze gülerek birlikteliklerinin pozunu veriyorlar.

……………

Sonuçta Sayın vekiller

Doğruyu yapıyorlar.

Güzelini yapıyorlar.

Yapılması gerekeni yapıyorlar.

Konya için ülke için başarı için yan yana diz dize geliyorlar.

Başarıyı ödüllendiriyorlar.

Başarıyı teşvik ediyorlar.

SPOR bunun için güzel bilmem anlatabiliyor muyum?

Peki pazar günü bu neymiş ne olmuş diye merak eden okurumuz var ise;

AK Partili Sayın Mehmet Baykan ile İYİ Partili Sayın Ünal Karaman Pazar günü Konya’da yapılan Trap Türkiye Şampiyonasında başarılı sporcuların madalyalarını veriyorlar.

Tebrikler Sayın Baykan.

Tebrikler Sayın Karaman.

Sporun dostluk, kardeşlik, başarı olduğunu sözle değil özde icraatlarınız ile bir kez daha bizlere bir kez daha gösterdiğiniz için teşekkürler.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Çok söz söyledim herkes işine geleni duydu. Çok fedakarlık yaptım, herkes yapmadığımı gördü. Çok değer verdim herkes almadığını hissetti. Ve sonra anladım ki herkes yüreğine geldiği gibi değil işine geldiği gibi sever olmuş.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Düğün pilavlarından karnımızı tıka basa bir güzel doyurup kalktıktan sonra şükretmek yerine pilav yağlıydı eti azdı gibi söylenmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.