DÜNYA MARKASI TÜRBEDE TUVALET BİLE YOKMUŞ YAAA

Cumartesi Pazar iki gündür sizlerden uzak kaldık yaaa.

Hem parmaklarım şişti hem karnım şişti hem de inanın beynim durdu.

Niye?

Yahu bu şehir güzel.

Bu şehir mübarek.

Bu şehrin insanları akıllı, vizyonlu, cesur, yürekli.

Bu şehirde olan para Türkiye’de İstanbul’dan sonra ikinci zenginlikte.

Şehrin yöneten insanlar temiz dürüst.

Bizim yöneticilerimiz çalmaz çaldırmaz.

Bizim sade vatandaşımız iyi niyetli kanaatkar.

Özetle KONYA dendiği zaman her şey mükemmel.

İşin sonuca gelince sıkıntılar dağları aşıyor denizlere ulaşır.

Niye?

Neden?

Niye? 

Neden?

…………..

Gelin o zaman sıkıntılı konulara girmeden birkaç güzel cümle ile haftanın ilk yazısına başlayalım.

CEM ZORLU HOCAYI

ÇOK İDİDALI GÖRDÜM

Geçen hafta bizim Patron Erdal Kara ile Erbakan Üniversitesi rektörlüğüne yeniden atanan Prof. Cem Zorlu Hocaya hayırlı olsun ziyaretine gittik.

Sağ olsun Hoca ile sürekli her zaman her yerde görüşüyoruz ama hayırlı olsun demek adetten olduğu için gittik.

Cem hocayı inanılmaz enerjik dahası iddialı buldum.

Malum hoca ekibini baştan sona yeniliyor ve yenilemeye de devam ediyor.

Cem hoca eski ekibinin son derece başarıl olduğunu yol arkadaşlarının alanlarında hep 1 numara olduğunu söylerken “yenilenme ile enerjinin ve heyecanın tavan yapması” nı kendisine hedef olarak seçiyordu.

Hocanın yeni yol haritasında ortaya koyduğu hedefin laf olsun olarak olmadığını bir kez daha anlıyor ve kulaklarımız ile duyuyorduk.

Allah hocanın yolunu açık etsin.

Hep eğitimden yanayım.

Erbakan kazanırsa KONYA kazanır.

Erbakan büyürse TÜRKİYE büyür.

CEM HOCANIN

ÖZEL KALEM MÜDÜRÜ

DR. RAHİM ÇİMEN

İLE TANIŞTIK

Bu ziyaret öncesi hocanın özel kalem müdürü Dr. Rahim Hoca ile tanıştık.

Tabii hoca bizi ancak yazdığımız yazılar ile buradan tanıyordu.  

İnsanlar ile yüz yüze gelmek gözlerinin içine bakarak konuşmak, ses tonunu hissetmek önemlidir.

Samimiyeti burada test edebilirsiniz.

Rahim Hoca bizi nasıl test etti bilmiyoruz ama ben Rahim hocayı samimi ve içten buldum.

ABDULLAH ECEVİT

ÖKSÜZ’E UĞRAMADAN

REKTÖRLÜK OLUR MU?

Rektörlükte Genel Sekreter Sayın Abdullah Ecevit Öksüz abimizi de ziyaret ettik.

Buradan açık açık yazabilirim.

Çünkü bu cümlelerin çok daha net olanını kendisinin yüzüne her zaman söylerim ve yine söyledim.

Abdullah Beyi rahmetli Seyit Mehmet Buga abimizin yanında tanıdım.

O günden bugüne Abdullah abimiz basın camiasında beni ayrı bir yerde tuttu.

Allah için.

Ama bu ayrı tutuşta kendisinin birebir elinden tutup maddi ve manevi olarak destek olduğu gazetecilerden hiç olamadım(!)

Ve geldiğimiz noktada anlattıklarından anlıyordum ki Abdullah abimiz düne baktığı zaman çok kırgın çok yorgun idi.

Ahhhhh. Ahhhhh.

İnandığım hayat felsefelerinden birisi SABIR ve ZAMAN dır.

Samimiyet yıllar sonra acı yüzü ile ortaya çıkar.

Olsun biz bize uzatılan elde hiç para pul maddiyata bakmadan karşılık veririz ve vermeye de devam edeceğiz inşallah.

Ama o önce dediğimiz SABIR sonra da ZAMAN var ya.

Önemli olan sonunda kazanabilmektir.  

………..

NASIL PİS

BİR MİLLETİZ

YAHU?

Konya geçtiğimiz hafta dolu dolu ŞİVLİLİK geleneğini yaşadı.

Haaa bir dakika.

Başta ben ve geride de akli selim insanlarımız “ŞİVLİLİK ÇOCUK BAYRAMI” na karşı.

Allah aşkına Türkiye’de hatta Dünya’da tek bir ÇOCUK BAYRAMI var.

O da 23 NİSAN.

Şimdi Konya’mızda çok güzel belki de tek bir gelenek görenek kültürümüz varken buna ÇOCUK BAYRAMI kuyruğu takmak hangi akıllının işi(!)

Bakın ŞİVİLLİK Konya’mıza özgü tarifi çok zor muhteşem bir gelenek görenek kültür görenek dayanışma sevgi saygı………… birlikteliğidir.

Ama ŞİVLİLİK hiçbir zaman ÇOCUK BAYRAMI değildir.

Allah aşkına yapmayın etmeyin.

Milletin öz ayarları ile oynamayın.

………..

Neyse belediyelerimiz çok güzel dört dörtlük fener alayı ve şivlilik törenleri yaptılar.

Ve törenlerin ardından sokaklarda caddelerdeki gerçek yüzümüzden bir kare.

Karatay Hacıveyiszade Mahallesi.

Fener alayında bu şehirde lastik yakmak da bir kültür.

Akşam lastik yakıp siyah dumanlarla hem havayı kirletin.

Hem de çevreyi.

Resmen Çevre katliamı yapın.

Kadınlı erkekli çocuklu..

Geriye de bu simsiyah imzanızı atın.

Aferin size.

Ecdat parkının çevresinde SKM de yerlere attıklarımız zaten sosyal medyada yerini almıştı.

Belediyeler fener dağıtır üçer beşer kapacağız diye birbirimizi yeriz.

Belediyeler şivlilk dağıtır torbanın içinde ne olduğunu bilmeden alacağız diye kavga ederiz.

Sonra da yediklerimiz ambalajlarını naylonlarını yerlere atar gideriz.

Yazık çok yazık.

BANA SAKIN OLA

KİMSE TURİZMDEN

BAHSETMESİN

Bakın önce peşin peşin bu şehirde en başta Sayın Valimiz Vahdettin Özkan Bey, Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay, Kültür Müdürlüğü yani yetkili etkili tüm insanlarımız ister bürokrat isterse siyasetçi olsun son derece iyi niyetli düzgün insanlar.

Hele hele Uğur Başkanın ve ekibinin TURİZM adına nasıl parçaladıklarının canlı şahidiyim.

Ama gelin önce sizlerin yani vatandaşlarımızın yaşayarak gördüklerinden birkaç not paylaşalım sonra da sadede gelelim.

“Konya’dan Kapadokya’ya geçen turist grupları Konya’ya girmiyor…

Pamukkale üzeri gelip gidenler Akşehir’de yemeğini yiyor transit geçiyor…

Antalya üzeri gelip gidenler Seydişehir’de yemeğini yiyor transit geçiyor…

Konya’da yemek yese hepsi ishal oluyor, olsunnn…

Ama gideceği WC bile yok Konya’da…

Gastronomi turizmi için gastrofest yapmayla olmuyor bu işler.

Gastronomi turizmi mutfakta başlar WC de biter ikisi de yok ne yazık ki bu şehirde.

Mevlâna yılındayız Mevlâna müzesinde WC yok…

Turist altına yapıyor bu memlekette.

Bir turizmci olarak söylenecek çok şey var, cebinde bankamatik olan kişilere söylesen de anlamazlar destek olacaklarına köstek olurlar, çünkü Turizme ceplerinden yatırım yapmadılar kiii.

Yatırım yapanların derdinden anlasınlar.”

……………..

Şehir sevdası ile yanıp tutuşan Ömer Tokgöz abimiz yazmış;

“5 yıl önce Çatalhöyük izlenimleri ve önerilerimi yazmıştım:

Bugün 9 bin yıl öncesine tarihlenen ve 1951 yılından beri kazı çalışmaları devam eden Çatalhöyük’teki Konyalı hemşerilerimizin Kerpiç evleri ve yaşam alanlarını ing mimarlık okuyan Ebru kızımın önerisi ile öğleden sonra 14-17 saatleri arasında Tokgöz ailesi olarak ziyaret ettik.

İnsanoğlu yerleşik hayata geçince barınak olarak kare planlı düz kerpiç evler, kısmen tas ve kerpiç ve ahşap kullanılan evlerde yaşamaya başlıyor.

MÖ 3-4 binlerde başlayıp MS Roma, Çin Mısır, Selçuklu, Osmanlı, Amerika vb. yerlerde özellikle şehir merkezlerinde kerpiç ağırlıklı ev binalar yanında taş-mermer kullanımına dayalı yapılar hakim oluyor...

Bizde 1950- 1970'lere kadar karma evler varken, bir apartman özlemi lüks hayat opareti tarzında hakim oldu.

2015' lerde ise Konya kent merkezinde kerpiç evler yok denecek kadar azaldı.

Otantik Gonya evleri ise bir elin iki parmağı kadar Mevlana Türbesi civarında ve Mengüç caddesinde Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan restorasyon ile ayakta kalabildi. 

Çatalhöyükte yapılan kazılar sonucunda arkeolojik buluntuların bir kısmı kazı alanındaki teşhir salonunda, Konya Arkeoloji müzesinde ve Ankara Anadolu Medeniyetleri müzesinde bulunuyor.

Yerleşik tarımsal üretimin yapıldığı dünyanın en eski yerleşim birimi katmanlar halinde 1+1 ve 2+1 bu günkü stüdyo ev şeklinde ve kapı penceresi yok, giris çıkışlar düz toprak damlı evlerin üstünden merdivene basamaklarla yapılıyor.

Leopar, bizon veya boğa cinsi hayvanların resmi ve av tasvirleri, kırmızı boyalı el tasvirleri ve ana tanrıça veya bereketi simgeleyen tahtından oturan kadın motifli ve obsidyen taşından yapılma bıçak, ayna ile toprak-kil ve seramik eşyalar önemli buluntular arasında..

Çatalhöyük sulak arazi ve ekim dikim alanlarının yanında kurulan bir yerleşim yeri, kuraklık sonucu terkedildiği öngörülüyor...

Ayrıca kazıyı sürdüren İngiliz Prof. ikinci bir analizle Çatalhöyük’e yerleşen bu kitlenin başka bir yerden geldiği olasılığını araştırarak keşfettiği ve 15-20 km uzaklıkta 10 bin yıl önceye tarihlenen Hayıroğlu kasabasındaki "Boncuklu Höyük" kazıları da devam ediyor...

2009 yılında görüp bilgi aldığım alanda yapılan kazılarda sıklıkla boncuk takılar ve süs eşyaları ile karşılaşıldığı için Boncuklu höyük denilmiştir ve halen bir teşhir ve gezi alanı oluşturulmuş değil...

İkinci olarak ilk kez 2002 yılında gördüğüm İnsanlık tarihi, tarımsal hayat ve Konya’nın tarihini yansıtan bu önemli yer hakkında bazı görüş ve önerilerim olacak:

Burası halen kazı alanı ve henüz Müze statüsünde değil ama rehberler var, lakin anlatım ve bilgilendirme hiç yok.

Sadece güzergâh tarifi var. Girişteki teşhir salonu, idari bina, wc lawabo ve 3 tane örnek kerpiç evler ile kazı alanındaki üstü kapalı 2 seksiyon arasındaki yol tamamen ot diken kaplı bir kıraç alan ve toz toprak ve ilk höyükten 100-200 m uzaktaki 2.höyük bağlantı yolu ise yine toprak, eğimli ve kaygan arazi...

Allahtan uyarı levhaları var, bu yol parke taş ile döşense ve üzeri tente çadır ile kapansa çok iyi olur, 32 derece sıcak altında yürümek hem gruptaki biz normal insanları hem ortopedik engelli oğlumu yürürken epeyce zorladı, tozdan ayakkabı ve pantolon paçalarını tanıyamaz olduk.

Aslında müze düzenlemesi ile bu alan komple dizayn edilmeli, Konya orijinal eserler veya imitasyonkarı teşhir edilmelidir.

Ziyaretçilere daha önce Çumra belediyesinin yaptığı gibi bereket heykelciģi toprak testi ve vazo figürü ve  heykelleri ile Çatalhöyük figürlü şapka dağıtılması Konya Büyükşehir Belediyesi, KOMEK, Kültür Müdürlüğü ve Çumra Belediyesince organize edilmeli, Konya içinden yolu özellikle Erler mahallesinden itibaren genişletilmeli ve asfaltlanmalı, halk ve öğrenciler için ücretsiz gezi turları yapılmalıdır. Çatalhöyük’teki bulguları içeren hatıra figürler, anahtarlık gibi ürünlerin cüzi bir ücretle veya  ücretsiz yapılıp dağıtılması özellikle KOMEK tarafından güzel olur...

Ayrıca bir 100 kişilik salonda o günkü yaşamı anlatan animasyon ve filmlerin izleneceği ve grupların bilgi alacağı bir film ve konferans salonu yapılması o günden bugüne tarımsal hayatın ve mimari çizginin anlatılması ve Boncuklu Höyük’ünde ziyarete açılması, tanıtım kitabı hazırlanması ve entegre biçimde burada tanıtılması daha sonra ziyaret turları kapsamına alınması kanımca daha anlamlı olacaktır...

Not: Nasıl gidilir? Konya Karaman yolu çıkış kavşağından Adana çevre yolu istikametine dönüp 2.lambadan sonra 35 km. bir yol ile İstiklal, Erler ve Çatalhöyük köyünden geçilerek intikal edilebilir, bir diğer yol ise Çumra’ya gidip ordan 12 km daha yol yapılabilir...

Çatalhöyük Çumra arasında yol yapım çalışması var ve büyük kısmı stabilize, tavsiye etmem.

2.nokta ise yol levhaları gayet iyi ancak tam sulama kanalı ve güne bakan tarlalarından geçerken durup resim çektik, iyi ki durmuşuz geriye doğru bakınca gördük ki aslında yolda durmasak levha olmadığı için direk devam edilecek ve Çumra istikametine yanlış gidecektik.

Baktık ki kanalın üstünden düz gitmeyip sola dönülmesi lazım ve 500 m. sonra Çatalhöyük kazı alanı...

Ama sola dönüş ve istikamet levhası yok...Yani boşu boşuna 15 km gitmek ve stabilize yolda tesbih böceği gibi toz toprak içinde kalmak mümkün.

……………

Selçuk Karaman hocamız ise şöyle diyor

“Göbekli Tepe’de teknolojinin en üst versiyonu kullanılarak tarih canlandırılmış. Çatalhüyük’te ise teknolojinin T si kullanılmayarak tarihi bırakın canlandırmayı sıkıcı hale getirilmiş. “Konya’ya bu çok bile” demiş geçmiş…

Hüseyin Avni Akıncı dostumuz ise en pratik yolu göstermiş;

“Uğur abim bahse konu problemler yıllardır konuşulur Konya’nın siyasi konjonktürdeki yerine rağmen bu sorunlar çözülemiyorsa AKITTIĞINIZLA YATAGİDİN”

……………..

Şimdi tekrar Sayın Cumhurbaşkanımızın 2023 yılını Mevlana yılı ilan etmesine gelelim.

Reis Konya adına en büyük iyiliği yaptı değil mi?

Bakın bir turizmci dostumuz ne diyor;

“Mevlâna müzesinde en büyük sorun WC dir.

Bir tane seyyar WC var oda fecaat.

Turist yukarıdan işiyor, aşağıdan ayakkabısının içine doluyormuş.

Rehberin biri anlattı utandım”

……………..

Konya’da geldiğimiz noktada turizm denilince düne kadar Mevlana vardı.

Şimdi Kelebekler vadisi…

Biz lafa geldiği zaman Selçuklu’nun başkentiyiz haaa.

Türk başkentiyiz haaa.

……………..

Konya şimdi Dünya Spor başkenti.

Ne dersiniz KELEBEKLERE TENİS Mİ OYNATSAK?

…………….

Unutmayın bu turizm işini yapacaksak Konya olarak yapabiliriz.

Sadece Uğur Başkanın sadece falancanın çırpınışı ile bu iş olmaz.

Olmazzzzzzzzzzzzz

Olamaz..

Turizm bir bütünlüktür.

Beni dellendirmeyin ak kara ne varsa döktürmeyin.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Bir insanı hatta toplumu ancak hoşlandığı yemle avlayabilirsiniz

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Temizliğin imandan olduğuna inanıyorsak bunu sadece ağzımızla söyleyerek değil ağzımızdan balgamı arabanın camından yere tükürmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.