DÜNYA OSMANLIYI ARIYOR (2)
13 Ekim 2015, Salı 00:00U.S.News dergisinde çıkan şu yorumda bu hakikati dile getirir: "400 sene Osmanlı'nın himayesinde kalan Filistin, huzurlu günlerin arayışı içinde. Osmanlı devletinin yıkılmasıyla Hıristiyan ülkelerin sömürgesi haline gelen Arap ülkeleri, Osmanlı'yı hasretle arıyor".([1])
Mevki-makam hırsı ve İngilizlerin altınlarına tamâen, 400 sene Mukaddes beldeler hatırına Arabistan’ı koruyan, oralara kol kanat geren, kendi halkına tanımadığı imkânları Araplara tanıyıp, Sürre Alayları ile zenginliklerini oralara akıtan, İslâm diyarını ve Peygamber yurdunu İngilizlere vermemek için, gıdasızlıktan İskorpit hastalığına yakalanıp dişleri ve çene kemikleri dökülme pahasına o şanlı Medine Müdafaasını gerçekleştiren ve yüz binlercesi şehit olup, çölün kumları arasında kaybolup giden, Osmanlı'ya ihanet eden, neticede ölmeden bu kalleşliğinin cezasını çeken Şerif Hüseyin de: "Ekmek kapımız, velinimetimiz, koruyucumuz, efendimiz olmadan İslâm dünyası ancak bedbaht olur"([2]), demek suretiyle geç de olsa hakikati itiraf eder.
Kudüs Üniversitesi Öğretim Üyesi Hafız Abdülhamid'de içini şöyle döküyor: "Osmanlı'nın yıkılmasıyla bir türlü huzur bulamadık. Osmanlı gitti, öksüz kaldık".([3])
1976 Yılında Yüksek İslâm Enstitüsündeki arkadaşlarımızla Umreye giderken Amman'da rastladığımız Filistinli bir genç bize aynen şunları söylemişti: "Biz bugün Osmanlıya yaptığımız kalleşliğin vebalini çekmekteyiz. Sizin dedeleriniz 400 sene bize hâmîlik yaptı. Neticede onlar buralardan yorgun, yaralı, aç-bî ilaç vaziyette çekilirken, onların yaralarını sarıp, karınlarını doyuracağımız yerde, bizim babalarımız onlara kurşun sıkmış ve eşyalarını almışlar. Bu hıyanet Filistin’i ondurmadı."
Dışişleri eski bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil, Cezayir'i resmi ziyaretinde Bumedyen'in teklifi ile %25 Türk olan Telemsan'a da uğrar ve şu olayla karşılaşır: Kendisi anlatıyor:
"Genç bir vali bizi karşıladı. Belediyeye gittik. Yüksek bir yerde oturuyoruz. Bir ara vali kulağıma eğilerek şöyle dedi. "Öldü zannettiğim ne kadar insan varsa, hepsini burada görüyorum. Bunların içinde benim kayınpederim de var. İki buçuk senedir sokağa çıkmıyordu" dedi. Dipte oturan yaşlıca bir zat, salonun ortasına kadar ilerledi. Karşımızda heykel gibi durdu. Basit bir Türkçe ile "Vezir Hazretleri. Siz nerdesiniz. İki yüz elli senedir sizi bekliyoruz"([4]) dedi.
Balkanlar'daki hasreti de yine eski devlet adamlarımızdan Ali Naili Erdem'in ağzından dinleyelim:
"1975 yılında Estergon Kalesini geziyordum. Bir ressamın çalışmalarını seyrediyordum. Ressam Türk olduğumu anlayınca, büyür bir heyecanla ayağa kalktı. Şapkasını fırlatarak heyecanla şöyle dedi: "Türk çok büyük bir şeydir. Çok büyük. Keşke Estergon’dan gitmeseydiniz de Macaristan'da hâlâ adâlet hüküm sürüyor olsaydı".([5])
Çavuşeşku'nun devrilmesinden sonra kurulan hükümetin Kültür Bakanı Andrei Rleşu’da şöyle der:
"Türkler zamanında dedelerimiz refah içinde yaşamışlar. Krallar ve Çavuşesku zamanlarında ise halkımız kendi vatanlarında esir kamplarında gibiydi. Keşke Osmanlı himayesinde kalsaydık ".([6])
Belçika'da yayınlanan, tirajı yüksek haftalık KINAÇK dergisinde yayınlanan bir makalede: "Balkanlar en huzurlu günlerini Osmanlı döneminde yaşadı. Osmanlı gitti, huzur ve istikrar bitti"([7]) denmiştir.
Biz tarih kitaplarımızda Napolyon’a on beş sahife ayırıp, Yavuza iki sayfayı çok görürken, biz onlardan kalan eserler hak ile yeksan olurken, Antik Yunan eserlerini ihya etmeye çalışırken, biz turistlerden üç-beş kuruş alacağız diye onlara her türlü iftira ve tezviri lâyık görürken, Onların lehine en ufak bir şey söylendiğinde "Kimse şanlı tarih hummasına yakalanmasın" diye tepinirken, DÜNYA OSMANLIYI BEKLİYOR VE ONUN HASRETİNİ ÇEKİYOR.
Dipnotlar:
1-U. S. News dergisi, Şubat 1993 tarihli nüshası.
2-Feridun Cemal Erkin, “Hatıralar” l.cilt.İlhan Bardakcı, Tercüman Gaz.30.05. 1982.
3-Türkiye Gazetesi, 27. 11. 1993.
4-Bekir Aydın'ın Röportajı, Türkiye Gazetesi, 25.06. 1989.
5-Tarih ve Medeniyet Dergisi, say: 20 s. 33.
6-Servet Kabaklı, Türkiye Gazetesi, 24 Ocak 1990.
7-Türkiye Gazetesi 13. 01. 1996.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.