DÜNYA TÜKENİP GİDİYOR (2)
04 Eylül 2021, Cumartesi 08:28Etrafımıza bakalım şöyle bir ibreti nazarla neler görüyoruz neler. Aslında hepimiz neler olup bittiğinin farkındayız lakin uydum kuru kalabalıklara deyip muhasebe yapmaktan korkuyoruz. Çünkü kendi nefsimize dahi kendimizin sözü geçmiyor da ondan. Yukarıda Hz. Peygamber(a.s.v.) efendimizin bahsettiği tam o günleri yaşıyoruz. Bakalım etrafımıza sağımız solumuz önümüz ardımız her yerde her yönde etrafımızda adeta bunlar cirit atıyor. Evladımız yaşında hiç tanımadığımız anne babasının kendi gözüyle görse asla razı olamayacağı lakin nefsinin şerrine mağlup düşüp akla hayale gelmeyen ve asla iman edep ve değer ölçülerimizle bağdaştıramadığımız nice görüntüler var bizi “bu kadar olur dedirten” cinsinden. Düşünebiliyor musunuz kardeşlerim bir çocuğun sanki giyinik çıplak halinde kasap vitrini gibi görüntüsü ile hiç sakınmadan çekinmeden absürt kıyafet tercihi ve lakaytsız tavırları ile etrafta dolaştığını. Ben Bosna’da oturuyorum. Burası Üniversite civarı. Henüz okullar açılmadı lakin etraf bu pozlulardan geçilmiyor. Üstelik birde buna Afrika kökenli ortalıkta iyice çoğalan ve bir arada kalan gençleri ekleyince ruhumuzdaki kıyametin manen koptuğunu ben her gün yaşamaktayım. Hz. Peygamber Efendimizin bir hadisinde dediği gibi:”Öyle bir zaman gelecek ki insanların bütün kaygısı midesi olacak. Şerefi Mal, Kıblesi Kadın, Dini Para olacak.”
Evet şu anda yaşadıklarımız tamda öyle değil mi? Bu çıplaklar diyarının prens ve prenseslerine bir bakınız. Amerikan Kültürünün köleleri olmuş bu gençlere ne yapıyorlar, nerelerde takılıyorlar, ne yiyip içiyorlar bir gözlemleyiniz. Sadece dünyevi kaygıların ruhları esir aldığı, manen çöküşün yaşandığı sadece dünyevi zevk ve ihtirasların hayatımızı dizayn ettiği bir noktadan baktığımız da işte bizler bu odak noktada tam merkezde yer almakta ve umursuzca şuursuzca vaktimizi harcamaktayız.
Şu Bosna Hersek Mah.sini bir izleyin, yok yok bulunduğunuz mahallede de vardır. Yav şu gençlerdeki kedi köpek sevgisine bir bakın. Bunlar ne zaman olmuşta bu kadar kedi köpek referanslı bir kültürün gönüllü temsilcisi olmuşlar. Çöplerde ekmek parası çıkaranlara burun kıvırarak bakanlar, iş kedi köpek sevgisine gelince en büyük hümanist oluyor ve hayvan sever olup çıkıyorlar. Bunları gezdirmek gösteriş olarak lanse etmek sanki sosyeteye yeni katılan ve kompleksli halini ortaya sökün ettiren Osmanlı döneminde Avrupa kültürüne boyun eğen Tanzimat kafalılara benzetiyorum bu halleri. Kendi nefsinden utanmayıp ta başkasına rezil olmaktan korkan kişi kendini nasıl herkesten alçak görüyorsa, bugünkü ezikliğin temelinde de aynı detaylar yatmaktadır.
Eğer bir kötülük görürseniz, elinizle düzeltin. Elinizle düzeltmeye gücünüz yetmiyorsa dilinizle düzeltin. Dilinizle de düzeltmeye gücünüz yetmiyorsa kalbinizle buğz edin. Fakat buğz etmek imanın en zayıf derecesidir." *Hadis-i Şerif *
"Bir zulmü engelleyemiyorsanız, en azından onu duyurun."
Hz. Ali (r.a)
İşte benim yaptığım da budur. Elimden gelen bu. Başka yapabileceğim bir şey yok. Ben sadece rahatsızlığımı dile getirmeye çalışıyorum. Gidişatın bu şekilde daha da kötüye gittiğini, aile yapımızın iflas noktasına geldiğini, Türk’ün İslam’ın bayraktarlığını yaptığı bir dönemden geçip artık bugün kapitalizmin kurbanı edildiği bir döneme gelindiğinden bahsediyorum. Her şeyin sadece lafta kaldığı, insanların kendinden uzaklaştırıldığı, maddiyatın her şey olarak düşünülüp her şeyde kutsal atfedildiği, hayatımızı maddiyatın kuşattığı ve savrulduğumuzun farkına varamadığımızı bir dönemden bahsediyorum. Evlerimiz büyük lakin yanımızda kimse yok. İlaç iğne çok, sağlık yok. Uzaya gideriz komşumuzu bilmeyiz. Gelir çok huzur yok. Zekâ gelişmiş güzel duygular dumura uğramış. Bilgi var erdem yok. Herkes iyi görünürde, kimse kimseyi tanımaz. Arkadaş çok dost yok. TV baş tacı, kitap okumak bile yanından geçilmez olmuş. Biz az bilir çok konuşuruz. İnsan çok etrafta lakin insanlık ölmüş haberimiz yok… Bunları uzatmak mümkün. Daha neler neler söyleyebileceğimiz sözler var lakin, eğer bunlar devede kulak kalıyorsa sadece kendimiz söylüyor kendimiz işitiyoruz hepsi bu kadar. Kendimize bile sözümüz geçmiyor artık. Velhasıl, hayatımızı yönlendiren kapitalizm tüm kuşakları nefsine düşkün bir nesil haline getirirken, biz elimizden kayıp giden her şeyimize sadece bakınıyor ve düşünmekten korkuyoruz. Bu nasıl bir şey diyemiyoruz. Uydum kuru kalabalıklara misali.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.