DÜNYANIN OSMANLIDAN ÖĞRENDİKLERİ (3)
28 Kasım 2018, Çarşamba 08:46Bütün bu tavsiyelere ve Avrupalıların Akif merhumun tabiriyle “tek dişi kalmış” canavarlar halinde aziz vatana musallat oldukları dönemlerde bile onları taklit etmekten geri duramamışız. Osmanlıya küfür ede ede Cumhuriyeti kuran ricâl-i devlet, pâdişahları bile sollayıp o fakirlik dönemlerimizde yani Cumhuriyetin ilk yıllarında mobilya takımlarını, ev eşyalarını, giydikleri gömlek, kravat ve elbiseleri bile Avrupa’dan getirtmişlerdir. Şöyle enteresan misaller sunalım:
Ankara hükümetinin ilk günlerinde Yenişehir gibi bazı semtlere(1) ve Meclisin yakınlarına köylüler ve pejmürde kıyafetli adamlar sokulmuyor ve meclise girmek isteyenlere mutlaka frak giyme mecburiyeti getirmişler. O zaman doğru dürüst elbise bulamayan insanlar frak’ı nerde bulacak? Açıkgöz Yahûdilerden Meclis yakınındaki esnaflar birkaç boy frak diktirmiş, Meclise girmek isteyenlere kiraya vererek para kazanmıştır.(2)
Bu mukallitliğimiz yüzünden Meclise Çekoslavakya’dan avizeler getirilmiş, gelmeden önce o zaman bir Demirperde memleketi olan bu memlekette Ruslar içine dinleme cihazları yerleştirmiş ve yıllarca Meclisimizi dinlemişler.(3)
Bugün dünyadaki Müslümanların durumu bu. Petrol onlarda, Gaz onlarda, madenler ve bakir topraklar onlarda. Para ve zenginlik onlarda. Ama onların parası ile Haçlı âlemi hovardalık yapıyor ve tepelerinde değirmen çekiyor. İnternette dünyanın en borçlu devletleri yayımlandı. Bugün ABD, İngiltere, Almanya gibi devletler yani en güçlü görünen devletler en borçlu devletler.
Peki, bunlar kime borçlular, kimin parasını har vurup harman savuruyorlar? Elbette basiretsiz Müslümanların. Çok borçlandıkları, borçlarının vadesinin geldiği, istenmeye başlandığı zaman İran Şahı Rıza Pehlevî gibi, Saddam gibi, Kaddafi gibi, Hüsnü Mübârek gibi… alacak sahiplerini bertaraf ettirdiler mi mesele kapanıp gidiyor.
Bugün Bile Osmanlının Taklit Edildiği Hususlar:
1-Osmanlı idâre sistemi genel mânâda Pâdişah, Sadrâzam ve Şeyhülislâm üçlüsü (saç ayağı) şeklinde olmuş, Şeyhülislâm bazı dönemlerde Pâdişahtan sonra ikinci, bazı zamanlar üçüncü statüde gelmiştir. Bunu bazı yadırgayanlar olmaktadır. Ama bugün İngiltere de Centenbry ve York piskoposları protokolde başbakandan önce gelmektedir.(4)
2-Osmanlıda pâdişah değişti mi, üst rütbedeki devlet adamlarının hepsi müstafi sayılırdı.(5) Bugün ABD ve bazı devletlerde aynı sistemi uyguluyor ve Başkan değişti mi üst düzey bürokratlar müstafi sayılıyor, başkan istediğini yerlerinde ibka ediyor, istemediklerinin yerine yeni atamalar yapıyor.
3-Osmanlıda ordu mensubu olmak bir meslekti ve daimi yani profesyonel idi. Bugün ABD ve bazı devletler de aynı sistemi uyguluyor.(6)
Türkiye Cumhuriyeti de bu husustaki eksikliği hissetti ve dedelerinin yoluna dönme kararı aldı, Özel Harekât Birlikleri, Uzman Çavuşluk Uygulaması gibi daimi ve tecrübeli asker bulundurma gereksinimi duydu. Çünkü askeri tam eğittim, işime yarayacak dediği anda teskere vakti geliyor ve ayrılıyor. Yeni gelen acemi askerlerle de yapılan harekâtlar çok riskli oluyor. Bugün komando, özel tim, delta birlik vb. isimlerle iş yapan ve devletlerin en kritik görevlerini üstlenen Osmanlıda devamlı birlik olan Akıncılar vardı. Daha önce bir başlık altında incelendi.
4- 21. Asrın başına gelinceye kadar Avrupalılar sömürgelerinin ve içlerinde çalışan modern kölelerin temsilcilerini parlamentolarına almamışlar, onlardan üst düzey bürokrat atamamışlardır. Ama bunun çıkar yol olmadığını günümüzde gördüler ve yakın târihte bu insanların temsilcilerini meclislerine almaya başladılar. Bu da Osmanlıdan alınan bir modeldir. Çünkü Osmanlı bu hususta gâyet toleranslı davranmış, idâre ettiği etnik gurupların temsilcilerini idari mekânizmalarına almış, bürokraside onlar en üst görevler vermiştir.
The Guardian gazetesi şöyle yazmıştır: “Osmanlı imparatorluğunun çöküşünün olumsuz sonuçları bugün daha çok hissediliyor.” Kudüslü Hıristiyan bir aileden gelen ve bugün ABD de Ortadoğu uzmanı olarak çalışan Prof. Edvard Said de: “Arap dünyasındaki azınlıklar nasıl yaşayabiliyorsa, Araplar arasındaki Yahûdi azınlığında yaşaması mümkündür. Bu sistem Osmanlı İmparatorluğu altında gâyet iyi işlemiştir. Onların sistemi, şu an sahip olduğumuzdan çok daha insancıl gözükmektedir.”(7)
Dipnotlar:
1-Yavuz Bülent Bâkıler, “Gidenlerin Ardından”, Türk Edebiyatı Vakfı Yay. İst. 2006, s. 44.
2-Münevver Ayaşlı, “Dersaâdet”, Timaş Yay. İst. 2005, s. 44.
3-Milliyet Gazetesi, 13. 04. 1984.
4-Târih ve Medeniyet Dergisi, sayı 18, s. 47.
5-Esat Efendi, a. g. e. s. 165.
6-Yılmaz Öztuna, “Târih Sohbetleri”, Ötüken yay. İst. 1988, s. 348.
7-Târih ve Düşünce Dergisi, Ocak-Şubat 2002 s. 57.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.