DÜNYANIN OSMANLIDAN ÖĞRENDİKLERİ (4)
29 Kasım 2018, Perşembe 08:31The Guardian gazetesi şöyle yazmıştır: “Osmanlı imparatorluğunun çöküşünün olumsuz sonuçları bugün daha çok hissediliyor.” Kudüslü Hıristiyan bir aileden gelen ve bugün ABD de Ortadoğu uzmanı olarak çalışan Prof. Edvard Said de: “Arap dünyasındaki azınlıklar nasıl yaşayabiliyorsa, Araplar arasındaki Yahûdi azınlığında yaşaması mümkündür. Bu sistem Osmanlı İmparatorluğu altında gâyet iyi işlemiştir. Onların sistemi, şu an sahip olduğumuzdan çok daha insancıl gözükmektedir.”(1)
5-Devlet-i Âliyye’in en geniş topraklara sahip oldukları dönemlerde bile (23,5 milyon kilometre kare) Vezîr (Bakan) sayısı 12’yi geçmemiştir.(2) Bugün ABD 14, Rusya dağılmadan önce 12, Almanya 15, İngiltere 20, Çin bir buçuk milyarı geçen nüfusuyla 29 bakanlıkla idâre edildiği halde 2000’li yıllara yaklaşıldığı ve nüfusunun 70 mlyon olduğu günlerde Türkiye 38 bakanlıkla idâre edilmiştir.(3)
6-Daha önce zikri geçti; Arap-İsrail Savaşında, Kore Savaşında ve daha birçok savaşlarda Osmanlı teknik ve taktiğinin kullanıldığını bugünün modern ordu mensupları itiraf etmektedirler.
7-Daha önce birkaç bölümde geçti. Osmanlı devşirdiği Hıristiyan çocuklarını dil, din, edep, ahlâk, örf ve gelenek öğrenmesi için bir Türk ailenin yanına veriyor, bilahare ya okullar ya da asker ocaklarına alıyor demiştik. Bugün ABD ve Avrupa aynı sistemi uyguluyor ve dünyanın birçok yerinden gelen talebeleri bir müddet aileler yanına veriyor “misâfir talebe” statüsünde bir müddet tutuyor ve Osmanlının öğretmeyi amaçladığı hususları öğretiyor, yani Osmanlıyı taklit ediyor. Prof. Dr. Süheyl Ünver, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş gibi birçok popüler simalarımız bu statüde Amerika’da aileler yanında kalmışlardır.
Yani ABD ve Avrupa beyin göçü gerçekleştirebilmek için burs vererek, Grine Kart uygulamasıyla, çeşitli imkânlar vaat ederek, zeki ve gelecek vaat eden dünya gençlerini memleketlerine çekiyorlar ve Devşirmeciliğin biraz daha gelişmiş ve modernize edilmişini uyguluyorlar. Dolayısıyla dedelerimizi tenkit etmeye hiç mi hiç hakları yoktur.
8-ABD ve onun dümeninde giden Avrupa devletleri, Saddam Hüseyin’i devirmek için iki defa Irak’a harekât düzenlediler ve o diktatörü devirdiler. Bu günlerde, Irak’ta etnik gurupların çok olması hasebiyle, Saddam gittikten sonra burayı nasıl yöneteceksiniz, nasıl huzura kavuşturacaksınız sorularına işgal devletlerinin yetkilileri “Osmanlı Modeli ile yöneteceğiz” dediler, yani dinler ve mezhepler arası müsâmaha ve hoşgörü düzenini getireceğiz(4) dediler ama bunu başaramadılar ve bugün Irak parçalanmış durumda. Yani Osmanlı Medeniyeti bugün 21. Asırda bile model olabilecek kırat ve kabiliyettedir.
9-Bugün Avrupa ve ilerlemiş devletlerde talebeler ilkokul çağından i’tibâren gözlemlenmeye başlıyor ve ortaokulu bitirince bu gözlemler ve öğretmenlerinin verdiği notlara binaen gidebilecekleri okullara yönlendiriliyorlar. Yani kabiliyet ve kapasiteleri hangi yönde ise, ailesine, devletine ve milletine hangi yönde yükselip yücelip faydalı olabilecekse o okullara gönderiliyor.
Başka okullara gitmek istese bu mümkün olmuyor. Çünkü on seneye yakın müşahede altında tutulmuş, özellikleri denenmiş, başka okula gitse heder olacak. Osmanlı bunu asırlar önce denemiş ve Enderun denen okullarında aynı sistemi uygulamıştır.
10-1917 Komünist ihtilaldan sonraki günlerde Arnavutlukta Enver Hoca iktidarı ele geçirince Osmanlı mahalle teşkilâtını kaldırmamış ve çok başarılı olmuştur.(5) Osmanlıda her canı isteyen, her aklına gelen tâbir câizse her ipi kıran kalkıp İstanbul’a gelemezmiş. Birinin Anadolu’dan İstanbul’a göç edip gelmesi için birilerinin tezkiyesine (sorumluluğu almasına) muhtaç imiş. Ayrıca hadi dediğinde gelemez bu aile müracaat edip kabul edilirse, "Terbiye ocakları" denen yerlerde bir müddet şehrin içtimai yapısı üzerine, kurs gördükten sonra ancak müsâade ile şehre göçebilirmiş.
Bugün İstanbul ve bazı büyük şehirlerin halini gördükten sonra bu haklı davranışa hak vermemek mümkün değil.(6) Yine okullarda sınıf geçme yerine, ders geçme usulünü ilk tatbik eden Osmanlıdır.
Dipnotlar:
1-Târih ve Düşünce Dergisi, Ocak-Şubat 2002 s. 57.
2-Yılmaz Öztuna, “Büyük Türkiye Târihi”, Ötüken Yay. 1977, c. 8, s. 460.
3-Milliyet Gazetesi,13.03.1998; Milliyet,20.10.1998;Milliyet,02.09.1998;Milliyet,23.03.1998.
4-Milliyet Gazetesi, 20. 03. 2003.
5-İbrahim Refik, “Târih Şuuruna Doğru-3”, Albatros Yay. İst. 2001, s. 46.
6-Sur Dergisi, sayı 225, s. 9.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.