Dürüstlük Büyük Fazilettir
17 Aralık 2018, Pazartesi 08:57Allah’a inanan Müslüman olduğu gibi görünür, göründüğü gibi de olur. İçi başka dışı başka olmaz. Müslüman’ın sözü gibi öze de doğru olmalı ki, içi kötü duygu ve düşüncelerden arınmış olsun. Gerçek mümin hakkı sever, hakkı söyler. Daha açık bir ifade ile Müslüman, düşündüğü gibi konuşmalı, konuştuğu gibi olmalıdır. Sözü ile özü arasında ayrılık olmamalıdır. Bu bakımdan Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’e ve onun şahsında tüm inananlara Cenâb-ı Hakk, şöyle buyuruyor:
“Sen, beraberindeki tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Aşırı gitmeyin, doğrusu Allah yaptıklarınızı görür.” (Hud S, 112.)
Müslümanlığın ruhu evvela Allah’a iman, sonra da doğruluktur. İnsan onurunun ve sağlıklı toplum yapısının vazgeçilmez değerlerinden biri olan doğruluk, menzile varmanın en kısa ve en emin yoludur. Çünkü doğruluk ve güven, bütün faziletlerin başıdır. Doğruluk dost kapısı olup, yalancılık ise baş belasıdır. Doğruluk insana dost kazandırırken, yalancılık ise başına bin türlü belâ getirir. Velhasıl, doğruluk öyle bir meziyettir ki; insanı dostlarının sevgisine ve takdirine mahzar kılar, düşmanlarını da takdire mecbur bırakır.
Dürüstlük büyük bir fazilettir. Kişinin çevresine güven vermesini sağlayan bir özelliktir. Bir insan Allah’a iman eder, bununla beraber kalbini, işini ve sözünü doğrultur ve doğru yolu tutarsa artık o insan selamete kavuşmuştur.
Müslüman’ın sözü ve özü doğru olunca, işi de doğru olacaktır. Müslüman’ın işinde hile ve haksızlık olmamalı. Kendi işini sağlam ve hilesiz yaptığı gibi başkasının işini de aynen kendi işini yaptığı gibi yapmalıdır. Çünkü doğru müminler, dünyada güzel ahlâklı, sevilen ve sayılan bir şahsiyet olarak yaşarlar.
Doğruluk insanların kendi arzularına veya kendi çıkarlarına göre olmaz. Doğruluk Allah’ın koyduğu ölçülere göre yaşamakla olur. Çünkü doğrulukta izzet ve şeref vardır, saadet ve selâmet vardır. Bunun içindir ki, Hz Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Kim ki, bize hile ve hıyanet ederse (bizi aldatırsa) o, bizden değildir.”
Günlerden bir gün Hz Peygamber(s.a.v.)’e bir adam gelerek: “Ya Rasülallah! Ben Müslüman olmak istiyorum. Fakat İslâm’ın yasakladığı birçok kötü huylarım var, bunlardan vazgeçemiyorum.” dedi. Hz Peygamber (s.a.v.): “Benim hatırım için yalanı bırak, bundan sonra yalan söyleme.” buyurdu. Adam bu teklifi memnuniyetle kabul etti. İslâm’ı kabul ederek, imanla şereflendi.
İçki, kumar, zina vb kötülüklere alışkın olan adam düşündü: “Ben şimdi yalanı bıraktım. Neye mal olursa olsun yalan söylemeyeceğim. Şimdi içki içip, kumar oynayıp, zina yapsam, yarın Hz Peygamber (s.a.v.), bana sorsa ne cevap vereceğim? Yalan söylemeyeceğime göre evet demeye utanmaz mıyım?” Adam bu şekilde düşünerek bütün kötü huylarından vazgeçti.
Görüldüğü gibi doğruluk insanı selâmete ulaştırır. Doğruluk insanı nurlandırır ve ahirete imanla göçmesine vesile olur.
Doğruluğun yeri kalptir, iyi niyetli, ihlâslı ve samimî olan insanın inancı da sağlamdır. Dünya ve ahirette onun için korku ve keder yoktur. İnancında, sözlerinde ve amellerinde doğru olan insanlar güvenilir insanlardır. Çünkü tam manasıyla iman eden ve istikameti elden bırakmayan bir insan, şüphe yok ki, dinin ruhunu elde etmiştir.
İnsanları gerek dünyada ve gerekse işlerden koruyacak, onları kurtuluşa ve saadete götürecek olan doğruluk ve güven konusunda Peygamber Efendimizin örnekliğiyle beraber çok güzel tavsiyeleri olmuştur. Hz Peygamber(s.a.v.) şöyle buyurur :“Dört şey sende olduktan sonra, dünyadaki kaybından sana bir zarar gelmez: Emaneti korumak, doğru söylemek, güzel ahlâk ve helâl lokma.”
Dosdoğru olmak elbette kolay değildir. Bize düşen elden geldiğince doğru olmaya çalışmaktır. Yaratan ve yaşatan Yüce Allah, insanın kâmil bir mümin, doğru dürüst bir insan olmasından memnun ve razı olur. Doğruluk insanı cennete götürür. Doğruluk, dünyada şeref, ahirette saadettir. Selamete vesiledir.
Allah’a inanmış bir Müslüman kalbiyle, sözüyle, işiyle velhasıl her yönüyle doğru olacaktır ve olmalıdır. Gönülden Muhabbetlerimle…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.