DURUŞUMUZ KİMLİĞİMİZDİR (2)
20 Aralık 2021, Pazartesi 09:17Geçenlerde bir siyasi parti başkanı mecliste toplum değerlerimize içte uygun olmayan bir el hareketi yaptı. Ne yaşı ne bulunduğu makam mevkisi böyle bir hareketi kaldıracak cinsten değildi. Lakin nasıl oluyor da böyle bir hareketi makul görülüyor. İşte aklı başında ister partili ister partisiz kim olursa olsun asla böyle hareketlere prim vermemesi gerekir. Burada toplumsal kamuoyu tepkisi süratle oluşturulmalıydı. Fakat sanki normalmiş gibi savunanlar oldu. Demek ki herkes kendi kulvarındaki beslenme alışkanlığı ve söz motivasyonu ve durum misyonu ile düşünüyor ve konuşuyor. Öyleyse bize düşen görev doğruya doğru yanlışa yanlış diyebilme ruh olgunluğuna erişmektir.
Mesela kadın hakları dillendirilir. Toplumda en çok mağdur olan kadınlarımızdır. Açın TV’leri hergün cinayet haberleri. Ya biz ne ara bu hale geldik. Bu medya hiç mi iyi haberler sunmayacak. Neden hep kötü algı ortaya sürülüp zaten yılgın duruma düşmüş olan insanların morali altüst oluyor ve haleti ruh iyesi ve dair kimyası bozuluyor. Öyleyse biz kendimizden başlayarak evvela nerede yanlış yapıyorsak bunu dürüstçe söyleyip bu hallerden vazgeçmek gerekir. Hele de şu toplumsal sıkıntıları çektiğimiz bu dönemde hepimiz birbirimize destek olacağımız yerde sürekli ölüm cinayet hırsızlık gasp vb olayları sunarak toplumu germe iyi bir davranış mıdır?
Hiç mi bizim toplumumuzda güzellikler bulunmaz. Elbette var. İçki içen bir adamın bile bu toplumda dini motiflere saygısı varsa işte bu noktadan hareketle toplumsal algıyı üst seviyelere getirebilmek için birliktelik ve kardeşlik gerektiğini lütfen anlayalım artık. Bu toplum Moğol zulmünden çektiğini hiç kimseden çekmemiştir. Lakin gönül ihvanları halkımızı bir arada moralli tutmayı başarmışlardır. Onlar zulmettikçe bizlerdeki kardeşlik dokusu güçlenmiş nihayetinde sağlanan siyasi askeri birlik ile de yeniden Anadolu’ya hâkim olunulmuştur, devlet yeniden tesis edilmiştir.
Komedi diye yok güldür güldür şov diye diye er şeyin cacığı çıktı maalesef. Komedi diye ahlaksızlığın ve yozlaşmanın zirveye çıktığı tek ülke Türkiye’dir. Her akşam TV’lerde lanse edilen cinayetlerde bu yozlaşmanın türevi değil mi? İç açıcı yürek soğutucu bir haber bulamazsın medyada. Bu karamsar tablo toplumun aynası olmamalı. Odunu bile düzgün ve budaksız olanlardan seçen bir Yunus Emre misali ruha hitap eden nesiller neredesiniz? Hani nerede bu nesilleri yetiştirecek eğitim sistemi? Gündüz elinde fenerle dolaşan diyojen haksız mı?
Yok bu memlekette bu kadar yozlaşma olmamalıydı. Bu kadar kültürel dejenarasyon fazla artık. Bu eğitim sistemi ve bu değişmeyen kafa bizi daha da derin bataklıklara iter. Bu resmi söylem çerçevesi insana ezberden başka bir şey yüklemiyor. Kalbinde ruhunda aklında ve düşüncesinde Allah inancı olmayan, sevdası Allah aşkı olmayan gönüller habire delirip debelenmeye devam ediyor.
“Kimliğini öğrenmek istiyorsan, Allah’ın, seni nerede kullandığına, istihdam ettiğine bir bak, orada çok net kendini görürsün.” (Durmuş Ali Taşcı’nın dediği gibi) artık sevdamız kimliğimiz duruşumuz kendimiz halimiz ahvalimiz değer yargılarımız gönül bağımız bir gözden geçirilsin diyorum. Çok mu zor bunları ruhumuza nakşetmek. Kendi elinle kendini neden cehenneme yakıt edersin be dost?
Ne yapayım işte bende şiirle kendimi anlatmaya ve anlamaya çalışıyor ve hislere tercüman oluyorum. Elimden gelen bu.
kelimeler içlenmiş gönül sarayım virane
bulunmak istemiyorlar kalben durakta.
kalemim bana küskün akıl divane,
her halim kırılgan, kendimden uzakta.
hislerim çok yoğun anlatmak eziyet
kirpiklerin kalbimde nakışlar örer,
sen üzülme boş ver iyi olduğumu zannet
bende hüzün sus pus, alev alev titrer…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.