EĞİTİM SİSTEMSİZLİĞİ
30 Eylül 2021, Perşembe 09:08Almanya’ya yerleşen doktor arkadaşımla sohbet ediyorum.
Oradan buradan konuştuktan sonra mevzu çocuklara ve eğitim sistemine geldi.
Çocuklarımızın yaşları yakın Tolga kardeşimle.
Bizim çocukların yarış atı gibi koşturmaya başladığından bahsettim.
Hafta içi tek mevzu ödev, hafta sonu da ‘yapılamayan ödev’…
Bir yerlerde yanlışlık var, sistem ödev üstüne kurulmuş sanki.
Öğretmenlerle konuşuyorum, onlar da ‘sınavlar var, başarılı olamaz, siz böyle diyorsunuz ama daha çok deneme çözdürülmesini isteyen veliler var’ diyorlar.
Evet LGS var, sonra bitmiyor YKS var.
Tolga, Almanya’da nasıl bu işler diyorum? Cevapları aynen aktarıyorum:
‘Burada özellikle küçük sınıflarda eve pek ödev yok. Gymnasium (lise) da artıyor. Yine de bize kıyasla bence çok daha az.LGS yok. Üniversite sınavı yok, onun yerine Abitur (Kabaca okul not ortalaması ve değişik zamanlardaki sınavların ortalaması alınan sistem) var, oradan alınan nota göre üniversitede kontenjan oluyor. Herkes üniversite okumak zorunda değil, bir kısmı da bilerek tercih etmiyor, direk meslek okuluna yönelip kısa yoldan para kazanmaya başlayayım istiyor. Maaşlar arasında da bizdeki gibi uçurum olmadığı için kazandığı para her şekilde yetiyor.Dolayısıyla ara eleman sıkıntısı bizdeki kadar yok. İnşaat ustası, boyacı, bahçe işleri yapan insanlar aranan meslekler. Türkiye’de herkes üniversite mezunu ama çok büyük bölümü vasıfsız üniversitelerin saçma sapan bölümlerinden mezun.Dediğim gibi üniversite mezunu olan da kaliteli üniversiteden iyi bir bölümden mezun oluyor ve ona göre iş bulup tabii daha iyi bir yaşam kalitesine sahip oluyor…Okulda veya sosyal aktivitelerde hafta sonu kurs-dershane vb şeyler yok. Her şey mümkünse hafta içi hallediliyor.’
Tolga anlatıyor, ben dinliyorum, hep niye biz diye başlayan üzücü düşünceler geliyor aklıma.
Onların okulunda müzik ve spor alanında yeterli altyapı olduğu için bizim gibi bir de kurs parası ödemiyorlar.
Ve hafta sonuna her şey bitmiş oluyor, özel ders, dershane vb. yok.
Biz ise hafta içi ödevler yüzünden çocuklarımızla başka konularda sohbet edemeyip tam tersi tartışıyoruz. Hafta sonu da özel ders koşturmacası içinde perişan…
Ne oluyor, derdimiz ne bizim?
Bu kadar yüklenip bilim dünyasını sarsan, buluşları ile çığır açan kaç bilim insanı çıkardık?
Yazık değil mi bu çocukların, gençlerin en güzel çağlarına?
Ben eşimle-çocuğumla ödevler yüzünden tartışmak zorunda mıyım?
Yıllardır Milli Eğitim Bakanlığı ilgili birimleri bunu görmüyor mu?
Diğer ülkeleri incelemiyor mu?
Politize olup seçmen yetiştirmek için enerji harcamak yerine bunlara mı kafa yorsak artık…
Gençler geliyor bana hasta olarak diyor ki ‘hocam, şu kadar puan aldım YKS den, şu bölümü tutuyor ama oradan mezun olanlar iş bulamıyormuş, bu bölümü tutuyor ama KPSS den yüksek almazsam atanamıyormuşum, o bölümden mezun olursam iş garantiymiş ama… nereyi yazacağım? umutsuzum.’
Bir psikiyatrist olarak ne diyeyim sayın yetkililer, nasıl umut aşılayayım bu gençlere?
Ben akşam eve gelince oğlumla, kızımla ödev konuşmak istemiyorum.
Hafta sonu rahatça sosyalleşmek istiyorum ailemle.
Gelecek kaygısının, gençlerin üstüne bir sis gibi çökmesini istemiyorum.
Sınavlarla nereye koştuğunu bilmeyen bir yarış atına dönmüş çocuklar-gençler değil de ne istediğini bilen ve kendisini mutlu edebilecek mesleklere yönelebilen bir nesil istiyorum.
Tam bunların gerçekleştiği hayali ile gözlerim kapanıyordu ki…eşim Özlemin az yükselmiş sesi ‘Agah ödevlerini ne zaman yapacaksın?’
İyi akşamlar diyorum yeniden kendime ve güzel ülkeme.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Konyalı
03-10-2021 17:45Tespitlerin çok doğru Hocam.Şeninde malumun yıllardır başta Avrupa olmak üzere yurtdışına eğitim,inceleme,örnekleme yapma,işbirliği vb.amaçlarla geziler,kurslar,görevlendirmeler yapılır.Ama ne hikmetse bu doğru örnekler bize bir türlü yansımaz.Ancak gurbetçi eş dosttan dinler,senin gibi bi anlam veremez şaşırıp dururuz…