EGZAMA/NÖRODERMATİT
06 Eylül 2023, Çarşamba 00:23Egzama her yaşta görülen deri hastalıklarından biridir ve enflamasyon karakterlidir. Deride sıcaklık, kızarıklık, kuruluk, yer yer çatlama, pullanma ve döküntüler vardır, bazı durumlarda akıntılı yaralar olabilir. Egzama çoğunlukla kaşıntılıdır. Egzamanın altın da yatan nedenler önemlidir. Bu farklı etkenlerden dolayı bazı yaş gruplarında egzama daha fazla görülür. Yine aynı nedenlerden dolayı vücudun bazı bölgelerini daha fazla tutmaktadır. Tedavide başarılı olmanın sırrı egzamanın altında yatan nedeni ya da nedenleri tespit etmekten geçer.
EGZAMA
A)ATOPİK EGZAMA
1) Bebek ve Çocukluk Dönemde Görülen Tip
Bebeklik ve çocukluk döneminde oluşan egzamaya atopik EGZAMA veya atopik DERMATİT denir. Alerjik astım, alerjik rinit egzama ile bir arada görülebildiği gibi, egzamayı takip de edebilir. Atopik egzamanın alerjik bir zeminden kaynaklandığı buna dayanarak söylenebilir.
Atopik egzamanın toplumda görülme oranı yüksektir. Erken çocukluk döneminde oran %10 ila %20 arasındadır. En çok rahatsız edici egzama tipidir, kaşıntı fazladır. Atopik egzamadaki aşırı duyarlılığın sebebi kalıtım yoluyla aileden gelen genetik geçişten kaynaklıdır. Çevresel etkenlerin de tetiklemesi ile beraber genetik yatkınlık egzamayı oluşturur.
2 )İleri Yaşlarda Ortaya Çıkan Atopik Egzama ;
Deri kuru çatlak ve kırmızı eritemlidir. Özellikle kışın soğukta ortaya çıkar. Ekstremitelerde daha fazla görülür. El içlerinde ve ayak tabanında kızarıklık, zaman zaman iltihaplı reaksiyon, çatlak ve kanamalarla da kendini gösterebilir.
Bu egzama tipi genelde 20-40 yaş arasında ve erkeklerde kadınlara oranla daha fazla görülür. El içlerinde ayak tabanlarında keskin sınırları olmayan kızarıklık, çatlaklık, kuruluk, sıcaklık, ısı; bir kısmı enflamasyonlu ve kaşıntılı lezyonlarla seyir eder.
Hastalık çevresel faktörlerden de etkilenir.
- Enflamasyon deri de veya deri altındadır.
- Antijenik etki çok güçlü olduğu için deri de lezyonlar oluşmaktadır, bu nedenle zaman zaman alevlenmeler görülmektedir.
- Deterjanlar, kimyasallar, giysiler, takılar, hatta yünlü çamaşırlar irritan olabilir ve egzamayı alevlendirir.
- Bebeklere yapılan aşılar, diş çıkarma egzamayı tetikleyen sebeplerden olabilirler. İlaçlar; özellikle antibiyotikler bir diğer neden olabilir.
- Anksiyete ve stres cildin irritasyonunda önemli rol oynar.
- Kedi ve köpek tüyleri muhtemelen hem alerjik hem de iritan mekanizma yoluyla egzamayı daha kötüleştirir.
- Gıda alerjenleri atopik egzamanın tetiklenmesinde rol oynayabilir ve işlenmiş gıdalar yetişkinlerde egzamayı tetikleyebilir.
Atopik egzama lezyonları çocuklarda yüzde, yanaklarda, alında, saçlı deride, ensede, boyunda, dirsek önünde, diz arkasında, elde ve ayakta daha fazla görülür.
B)İLERİ YAŞTA GÖRÜLEN EGZAMA
1)SEBOROİK DERMATİT yeni doğanlarda ve çocukluk çağında konak olarak kendini gösterebilir. Daha geniş eritematöz pul pul döküntüler bütün vücutta özellikle bebek bezi etrafında görülür.
Genç erişkinlerde, burun kenarı boyunca, kaşlarda, göz çevresinde, saçlı deriye doğru uzanan eritematöz soyulmalar olabilir. Kepeklenme ve kaşıntı ile kendini gösterebilir. Lezyonlar özellikle sakallı bölgede, saçlı deride, ensede ve sırtta hâkimdir. Tedavisi en zor olan egzama tipidir, nedeni çok fazla bilinmemekle birlikte sebumun fazla üretilmesine bağlı olduğu düşünülmektedir.
2)DİSKOİD EGZEMA, özellikle ekstremitelerde, kenarları çok belirgin pullarla kaplı yamalar ile karakterize olan egzamanın morfolojik bir çeşididir. Yetişkinlerde daha yaygındır. Kronikten ziyade akut ve subakut seyretme eğilimindedir. Sıklıkla enfektif komponenti vardır.
3)VARİKÖZ EGZAMA: Kronik venöz yetmezlikten dolayı bacağın alt kısmında ortaya çıkar (genellikle 2 yıldan fazla sürer). Kesin sebebi bilinmez, ancak venöz damar endotelinde aşırı çoğalma ile kandaki kırmızı ve beyaz hücrelerin damar dışına çıkmasından kaynaklandığı (ki bu inflamasyona , purpuraya ve pigmentasyona neden olur) ileri sürülmektedir.
DOĞU TIBBI AÇISINDAN EGZAMA PATOGENEZ;
Doğu tıbbına göre egzamanın sebebi akciğer ve böbrek koruyucu Qi’sinin doğuştan eksik(genetik geçiş) olmasıdır. Deri ile ilgili hastalıklarda kanın (karaciğerin) rolü vardır. Atopik egzama ve astım vakalarında akciğer ve deri arasındaki ilişki tam olarak aydınlatılamamıştır. Ancak bu iki semptom çok açık bir şekilde birbiri ile alakalıdır. Örneğin; atopik egzama sıklıkla çok küçük yaşlarda veya doğumla beraber görülürken, daha sonra çocuk 4-5 yaşlarında iken alerjik astım olarak devam eder. Bu muhtemelen egzamanın kortizonlu kremlerin kullanılması ile baskılanmasına bağlı olarak oluşur. Bunun tersi de olabilir. Eğer ilk olarak astım gelişirse, hastalık daha sonra egzama olarak ortaya çıkabilir.
Cilt hastalıkları ile akciğer arasındaki ilişki, cilt hastalıklarında rüzgârı( koruyucu Qi) dışarı çıkarmak için kullanılan akupunkturla tedavide gözlemlenebilir.
Böbrek de egzamanın patogezeninde rol oynayabilir.
İlk olarak, akciğerler cildin porları aracılığı ile cildi kontrol eder, böbrek cildi su ile besler ve nemlendirir.
İkinci olarak daha önce bahsedildiği gibi, böbrek özü ile akciğerin korporal soul’u arasında yakın bir ilişki vardır. Bu da ciltteki kaşıntıdan ve ağrıdan sorumludur. Böbrek özünde doğuştan defekt olması alerjik astım ve egzamanın ortaya çıkmasına neden olur.
Üçüncü olarak sıra dışı kanallar, özellikle penetran ve yöneten kanallar, vücut üzerindeki ikincil kanal ağı ile cildi besler. Bu iki kanal böbrekten kaynaklanır ve böbrek özünü deriye ulaştırır. Bu kanallar böbrek ile deri arasında ileri bağlantı sağlar. Cilt pigmentasyonu sıra dışı kanallara bağlıdır. (yöneten penetran kanallar) Bu da niçin koyu renkli pigmentasyonun özellikle genital bölgede, pubis bölgesinde ve meme başında toplanmasını açıklar. Gerçekten, pubis ile umbilikus arasındaki pigmentasyon gebelikte sıklıkla koyu renkli olur. Böbrek ile deri arasındaki ilişkiyi gösteren diğer bir örnek de cilt hastalıklarına bağlı gelişen kan enfeksiyonlarında nefrit gelişmesidir.
İki tip egzama vardır: Birisi sıcak rüzgâr ile karakterize; diğeri nemli ısı ile karakterizedir. Bunlar, hem akciğer hem de böbrek savunucu Qi enerjisi eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkar, farklı oranlarda akciğer ve böbrek meridyenleri enerjilerine bağlıdırlar. Sıcak rüzgâr tipi akciğere daha fazla bağlıyken, nemli ısı tipi daha çok böbrekle alakalıdır.
Astım veya egzamanın tedavisinde asıl önemli olan hangi organın dominant (baskın) olduğunun belirlenmesidir.
Egzama sıcak rüzgâra bağlı ise; cilt lezyonları çok kuru, kırmızı ve kaşıntılıdır. Kaşıntılar bütün vücuda yayılır. Egzama nemli ısıya bağlı ise; cilt lezyonları nemli, içi sıvı dolu, kırmızı ve kaşıntılıdır. Kaşıntı özellikle vücudun belirli kısımlarında (örneğin, alt bacak ve ön kol gibi) daha fazladır.
ÇİN TIBBI YAKLAŞIM
- AKCİĞER SICAK –RÜZGÂR TİPİ(YANG TİPİ) :
YANG fazlalığına bağlı egzama:
Klinik olarak vücudun her tarafını kapladığı gibi, boynun etrafında, dizin arkasında, dirseğin içinde kaşıntılı ve sınırları çok belli olmadan, pul pul kızarıklıklar şeklinde kendini gösterir. Yeni doğanlarda önce yüzde başlar, vücudun geri kalan kısmına daha sonra yayılır. Kaşıma ile ciltte soyulmalar ve yaralar görülebilir.
Oral steroidler ve kortizonlu kremler ile uzun süre tedavi edildiğinde; cilt daha ince, daha hassas, kuru ve pul pul olur. Eğer egzama bu tip ilaçlarla tedavi edilmek istenirse hastalığa neden olan deri altındaki ısı iç organlara (akciğere) doğru yönelir ve astıma neden olur. Dengelemek için en iyi yol; YIN ve KAN eksikliğini düzeltmek ve sıcak rüzgârı soğutmaktır.
Klasik Çin tıbbına göre atopik egzama YANG tiplidir. Egzama enflamasyon, sıcaklık, kuruluk, kızarıklık özellikleri ile yang karakterini taşır. Yani YIN /YANG dengesi bozulmuştur. Yang yükselerek hâkimiyet oluşturmuştur. Tedavideki amaç YANG’ı azaltarak Yin/Yang dengesini sağlamaktır. Bu denge akupunkturun temel tedavi yöntemidir.
YIN eksikligine bağlı YANG tipi ekzama:
İleri Yaşlarda Ortaya Çıkan egzamadır.
Deri kuru, çatlak ve kırmızı eritemlidir. Özellikle kışın soğukta ortaya çıkar. Ekstremitelerde daha fazla görülür. El içlerinde ve ayak tabanında kızarıklık, zaman zaman iltihaplı reaksiyon, çatlaklık ve kanamalarla kendini gösterebilir.
Genelde 20-40 yaşları arasında ve erkeklerde kadınlara oranla daha fazla görülür. El içlerinde, ayak tabanlarında keskin sınırları olmayan kızarıklık, çatlaklık, kuruluk, sıcaklık, ısı, bir kısmı enflamasyonlu ve kaşıntılı lezyonlarla seyir eder. Burada Yin azalmış, dolayısıyla Yang relatif olarak Yin’e hâkim olmuştur. Bu nedenle Yang hâkimiyetine bağlı olarak sıcaklık, enflamasyon oluşur. Tedavide amaç Yin’i güçlendirerek Yin/Yang dengesini sağlamaktır.
B) NEM-ISI TİPİ EGZAMA(YİN TİPİ) :
SEBOROİK DERMATİT yeni doğanlarda ve çocukluk çağında konak olarak kendini gösterebilir. Daha geniş eritematöz pul pul döküntüler bütün vücutta özellikle bebek bezi etrafında görülür.
Genç erişkinlerde, burun kenarı boyunca, kaşlarda, göz çevresinde, saçlı deriye doğru uzanan eritematöz soyulmalar olabilir. Kepeklenme ve kaşıntı ile kendini gösterebilir. Lezyonlar özellikle sakallı bölgede, saçlı deride, ensede ve sırtta hâkimdir. Tedavisi en zor olan egzama tipidir, nedeni çok fazla bilinmemekle birlikte sebumun fazla üretilmesine bağlı olduğu düşünülmektedir.
DiSKOİD EGZEMA, özellikle ekstremitelerde, kenarları çok belirgin pullarla kaplı yamalar ile karakterize olan egzamanın morfolojik bir çeşididir. Yetişkinlerde daha yaygındır. Kronikten ziyade akut ve subakut seyretme eğilimindedir. Sıklıkla enfektif komponenti vardır.
VARİKÖZ EGZAMA: Kronik venöz yetmezlikten dolayı bacağın alt kısmında ortaya çıkar (genellikle 2 yıldan fazla sürer). Kesin sebebi bilinmez, ancak venöz damar endotelinde aşırı çoğalma ile kandaki kırmızı ve beyaz hücrelerin damar dışına çıkmasından kaynaklandığı (ki bu inflamasyona , purpuraya ve pigmentasyona neden olur) ileri sürülmektedir.
ÇİN TIBBI YAKLAŞIMI: Egzamanın bu çeşitleri tipik YİN karakteri taşımaktadır, YİN /YANG dengesi YİN lehinedir, YİN hâkimdir. Bu nedenle egzama lezyonları bir bölgede sabitlenmiştir ve fazla yer değiştirmez. Çünkü lezyon etkilediği derinin karakterini ve morfolojisini değiştirir. Lezyonlar boyunda, diz arkasında, dirsek önünde, bacakta ve ayakta daha fazlaca görülür. Yaralar genelde deriden kabarıktır, yaraların çevresi belirgindir; sert kösele gibi, çatlak, daha koyu renkte, ağrılı, kaşıntılı, kanamalı özellik taşır.
EGZAMA TEDAVİSİ İÇİN :
Egzamanın tipini belirlemek amacı ile hastadan öncelikle iyi bir anamnez almak önemlidir, iyi bir sistemik muayene ile devam edilir. Hastanın beslenmesi tekrar gözden geçirilmeli, hastayı rahatsız eden gıdalar tespit edilip beslenme düzeni buna göre oluşturulmalıdır. (Laboratuar bulguları ile desteklenerek hastalığın etkeni bulunmalı ve tedaviye geçilmelidir)
Kliniğimizde Bu Amaçla Yaptığımız Testler;
GIDA İNTOLERANS TESTİ: Vücuda zararlı olan ya da vücudun tolere edemediği gıdaları tespit ederiz, diyetten çıkarırız. (süt, balık, domates, elma vs)
ALERJİ TESTİ: Bu test yardımı ile alerjik reaksiyonları başlatan ajanları tespit ederiz.( toz, küf, polen vs)
MİASM TESTİ: Bu test yardımı ile miasmik yapıyı test ederiz.
BAĞIRSAK FLORASİ TESTİ: Gastrointestinal sistemin fonksiyonlarını değerlendirir konsitipasyon, diyare, gaz, şişkinlik, geğirme, yanma gibi şikâyeti varsa tedavi ederiz. Bağırsak fonksiyonları bozuk ise (disbiyoz varsa) tedavide başarıya ulaşmak uzun süre alır.
AĞIR METAL TESTİ: Vücutta bulunabilecek ağır metalleri tespit ederek detox ve çelesyon yolları ile vücuttan atılmasını sağlarız.
TOKSİK MADDE TESTİ: Vücudumuza toksik maddeler sindirim, solunum ve deri yolu ile girer ve yağ dokusunda birikir. Beyin, pankreas gibi dokular yağdan zengin hayatı organlardır. Toksik maddeler birikim yaptığı dokunun fonksiyonunu bozarlar. Bunları detoks yöntemleri ile vücuttan uzaklaştırırız.
PH TESTİ: Hastaların mezenkim dokusunun pH'sını belirleriz ve normal pH da olmasını sağlarız.
Yukarıdaki testler sonrası beslenme düzenini değiştirilir ve eksik olan mikro besinler, hormon, vitamin ve mineraller yerine konur. Bozuk olan barsak florası düzenlenir. Toksik olan maddeler detoks ve çelesyon yolu ile vücuttan temizlenir.
Egzama tedavisinde doğal tedavi yöntemlerinden olan akupunktur çok etkilidir ve yukarıdaki tedavilerle birlikte uygulandığında çok daha hızlı bir cevap alınır. Akupunktur tedavisi 20 dakikalık seanslarla haftada 2-3 seans olmak kaydı ile toplam altı ay içerisinde uygulanır.
Tel:0532 613 76 61
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.