Ekmeğimle Oynama ChatGBT

28 Mayıs 2024, Salı 00:55

A+
A-

Son dönemde teknoloji dünyası adeta yapay zekâ ürünleriyle donatıldı. Şirketler, büyük yatırımlarla yapay zekâ alanında dev girişimlere imza atıyorlar. Henüz yolun çok başındaki yapay zekanın bugün bile geldiği nokta oldukça şaşırtıcı. Peki filmlere konu olan yapay zeka tehdidi gerçekten mümkün mü?

Geçtiğimiz haftalarda OpenAl ve Google’ın bir gün arayla duyurduğu güncellemeleri ile tam bir teknoloji devrimi yaşadık. OpenAI’in GPT-4o’su ve Google’ın Project Astra’sı kıyasıya rekabet ederken, teknolojinin geldiği bu nokta, gelecekte yapay zekânın hangi işlerin yerini alacağına dair endişeleri de arttırdı.

2015 yılında Elon Musk ve Sam Altman tarafında kurulan ve OpenAI tarafından geliştirilen GPT-4o gerçek zamanlı olarak ses, görüntü ve metin bilgilerini kullanıp, bunlar arasında bağlantı kurup sizinle sanki karşınızda bir insan varmışçasına sohbet edebiliyor. Önceki versiyonlarından farklı olarak kamerayla sizi görüyor, sizin ruh halinizi anlıyor, bir arkadaşınızmış gibi size tavsiye veriyor, espri yapıyor, utanıyor, konuşmasına her türlü duyguyu katabiliyor.

“Sen bunu çok seversin bak.” diyen bir arkadaş gibi müzik, film, dizi zevkinize göre önerilerde bulunuyor.

Çoklu dil yönetimine sahip olduğu için farklı dillerde cevap veriyor. Hatta diller arası çeviri yapabiliyor.

Photoshop, Illustrator gibi tasarım uygulamalarında yapılacak tasarıma göre neler yapılması gerektiği ile ilgili yönlendirme veriyor.

Bir web sitesinde olması gereken sekmeler belirlendikten sonra sitenin HTML, CSS kodlarını yazıyor. Kod bloğunda hata var ama nerde bulamıyorsanız o hatayı da bulabiliyor.

Yapabildikleri, gerçekten etkileyici. GPT-4 ile bu yetenekleri sadece yazınsal algılama ile de sınırlı değil. GPT-4, görsel ve ses algılaması yapıp çözüm sunabiliyor.

Yapay zekanın tarihi 1956 yılına dayanıyor. Bu yıldan itibaren bilgisayarlar üzerinde çeşitli çalışmalar yapılıyor. Genel itibarıyla ‘düşünen’ makinelere dönüştürülmesi esas alınıyor. 1950’ler, 1960’lar birçok yeniliğin ortaya çıktığı yıllar olarak kabul edilir.

Araştırmalar, dünyanın çeşitli ülkelerinde sayısız teknoloji şirketi tarafından sürdürülen, ülkemizde ChatGPT, Gemini gibi platformlar ve akıllı telefon kameralarına gelen yeni özelliklere atfedilen yapay zekâ, gerçekte çok daha derin alanları içeriyor.

Uzmanlar, şiir, senaryo ve makale yazabilen, yazılı sınavlara girebilen ve her türlü soruya anlamlı cevaplar veren ChatGBT’nin öncelikle iletişim alanlarında faaliyet gösteren gazetecilik, reklamcılık, tercümanlık, halka ilişkiler, editörlük ve avukatlık, grafik tasarım gibi alanları domine etmesi bekleniyor.

Yapay zekâ bilindiği gibi verileri analiz etmede ve sonuçları tahmin etmede oldukça başarılı. Bu nedenle analistler yapay zekadan bir hayli etkilenebilir. Gelinen son noktada analistlerin yaptıkları çoğu şeylerin üstesinden yapay zekanın da gelebileceği öngörülüyor.

Yapay zekâ ile tehlike altına giren bir diğer meslek dalının da muhasebe olacağı düşünülüyor. Verileri toplama ve analiz etmede oldukça başarılı olan yapay zekanın ilerleyen dönemde daha da gelişmesi ile birlikte muhasebecileri işsiz bırakması içten bile değil.

Yapay zekânın en çok endişeye yol açtığı konu, yaratıcılık gerektiren işlerdeki kullanımı. Farklı dallardan sanatçılar, bu modellerin ileride insanların yerini alabilme ihtimali üzerinde duruyor. Sinema da bunlardan biri. Geçen yıl senaristlerin ve oyuncuların bu konuda grev yaptığını bile görmüştük.

ChatGPT’nin jenerikte yer alması, yapay zekânın eğlence sektöründe yavaş yavaş yerini almaya başladığının bir göstergesi. Film ve dizilerde nasıl bir geleceğin bizi beklediği merak konusu. Yazarlar, oyuncular, müzisyenler ve dahasının endişeleri doğru çıkacak mı göreceğiz.

Yapay zekâ destekli araçlar her geçen gün yeni becerilere kavuştukça insanların da “işimizi elimizden alacak” düşüncesi doğru orantıda kuvvetleniyor.

Acaba köyümüze dönsek, robotlara bahçemizi sürdürürken ChatGPT’yle arkadaşlığımızı geliştirsek, daha mı mantıklı olur? diye düşünüyor insan.

Soğan ekmek yiyip, ChatGPT’yle “Fener ne zaman şampiyon olur” u tartışsak?

Düşündükçe, aklıma farklı farklı şeyler geliyor.

Sen kalk, köyden okumak için şehre göç et. Üniversitelerde dirsek çürüt, yazılım geliştirmek için yıllarını ver. Ortaya çıkardığın yapay zekadan tokat yiyip tekrar köyüne dön.

Patronken çalışan ol.

Olacak iş değil.

Olursa da çok güler, çok ağlarız.

Dünyada bazı insanlar kedi, köpek ve timsahla nikah kıyıyor, dört gün sonra bu robotlarla nikah kıyanları duyarsanız şaşırmayın.

Her ne olursa olsun robotların geleceğimize ışık tutmasının bir yolunu bulmalıyız. Nasıl iyi veya nasıl kötü kullanacağımıza yine biz karar vereceğiz.

Hem belki robotların mevcut işlerimizi üstlenmesi bizim geleceğimize beklenmedik bir ışık tutar?

Daha mutlu olacağımız yeni iş alanları ve iş imkanları sunan bir hayat getirir. Belki de çalışmamıza hiç gerek kalmaz?

Robotların sahipleri oluruz.

Veya robotlar bize sahip olur

Geleceğin bize ve iş hayatımıza ne getireceğini yaşayıp hep birlikte göreceğiz.

Not: Bu köşe yazısı, ChatGPT tarafından YAZILMAMIŞTIR.