EKONOMİDE TOPARLANMA
14 Kasım 2018, Çarşamba 08:40Geride bıraktığımız Ağustos ayında döviz çıldırmıştı.
7.20’yi gören bir Amerikan doları için, 8.50 rakamı bazı çevreler tarafından öngörülüyordu. Hatta daha ileri gidenler bile vardı. Onlara göre Kasım ayında dolar on lira olacaktı. Yani içinde bulunduğumuz şu ay ve şu günlerde.
Türk ekonomisine Amerikan merkezli saldırı başka alanlarda da kendisini gösterdi. Mesela Amerika, ülkemizden ithal ettiği bazı malların gümrük vergilerini yükseltti. Bunu başka siyasi ve ekonomik yaptırımlar takip etti. Tam bir saldırıydı bu. Ülkemizde tutuklu bulunan rahibin salıverilmesini isteyen Amerika, ülkemize karşı tarihi bir düşmanlık içerisine girdi.
Dolar fırladı,
Euro fırladı,
Piyasalarda müthiş bir belirsizlik ve panik havası meydana geldi.
Ülkenin siyasetçisi,esnafı,tüccarı,sanayicisi,yaşlısı,genci yaşanan panik havasından etkilendi doğal olarak.
Medyanın bir kısmı ekonomideki gelişmeler karşısında teenni ve sorumluluk anlayışı ile hareket ederken, bir kısmı da iktidarı sorumlu gösteriyordu. Spekülatif hareketler nedeniyle, iktidar ve Tayyip Erdoğan düşmanlığı zirve yapmıştı. Böyle günlerde olması gereken birlik ve beraberlik bir kenara atılmış ve olayların sorumlusu iktidar olarak gösteriliyordu. Millet kışkırtılıyordu adeta.
Bir anda zam furyası patladı.
Piyasada bulunan her türlü mal ve hizmet zam gördü.
Çünkü esnaf haklı olarak sattığı bir malın yerine, yenisini eski fiyattan koyamayacağını düşünmeye başlamıştı.
Büyük firmalar, sanayicilerde de durum pek farklı değildi. Çünkü ülkede ekonomik manada ok yaydan çıkmış gibi görünüyordu.
Kamuda etkilendi olup, bitenlerden. Kamuda zam yapmak zorunda kaldı, tedarik ettiği, ürettiği mal ve hizmetlere.
Elektrik zamlandı,
Dogalgaz zamlandı,
Bir anda enflasyon hareketlendi ve yükselişe geçti. İğneden ipliğe her şey zamla karşılaştı. Bunlara bağlı olarak insanlardaki panik havası dalga dalga yayılarak, herkesi etkisi altına aldı. Herkes panik içerisindeydi.
İktidar partisine mensup siyasetçiler, yöneticiler,üst düzey bürokratlar olup bitenlere anlam veremiyor ve kamuoyunu bir türlü rahatlatamıyorlardı.
Muhalefet partilerine gelince.
Muhalefet partileri için sanki bir fırsat doğmuştu. Durmadan ve günün her saatinde iktidara ve Tayyip Erdoğan’a saldırıyorlardı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan içerden ve dışardan gelen her salvoya gögüs geriyor ve yaşananların sebebini, sabır ve cesaretle millete anlatıyordu.
Bir Erdoğan vardı, sinirleri sağlam olan.
Bir Erdoğan vardı yılmayan, yıkılmayan.
Ve.. Bir Erdoğan vardı, yaşanan kötü günlerin en kısa sürede geç eceğine inanan ve bunu millete anlatan.
O günler büyük ölçüde geçti.
Amerikan doları, Türk lirası karşısında yıkıldı. Türk lirası son bir ayda Amerikan doları karşısında yüzde 35 değer kazandı.
Enflasyonla topyekün mücadele anlayışı etkili oldu ve enflasyon az da olsa düşüşe geçti. En önemlisi toplumdaki panik havası yerini sükunete bıraktı. Zamlar da durdu. Yarın korkusu da yıkıldı.Yönetenlere karşı güven doğdu.
Bu ölçüde yaşanan büyük şoklar karşısında, yıkılmadan durmak ve üstelik güçlenerek çıkmak her babayiğidin ve her ülkenin harcı değil.
Türkiye, krizleri bir kenara atmayı başardı.
Bu başarı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve ona inanan milletin başarısıdır.
Bu kadar şoklardan ve büyük tahribatlardan sonra, Türk ekonomisinin kısa sürede toparlanmış olması incelenmesi ve örnek alınması gereken önemli bir konudur.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.