Ekonomik Refah Yolunda İki Adım İleri, Bir Adım Geri
15 Haziran 2022, Çarşamba 00:00Konya’da doğmak, Türkiye’de yaşamak şanstır aslında.
Öyle ya Cennet Vatan. Zengin imkanlara sahip topraklar. Stratejik önemde lokasyon. Her milletin imreneceği özellikler. Allah her şeyi ziyadesiyle sunmuş. Coğrafya kaderdir ya, bunun sıkıntılarını da çekiyoruz maalesef. Bu topraklar uğruna başımıza sarılan yıllanmış terör belası, Vatan’ı korumak uğruna harcanan paralar, en kötüsü maalesef giden canlar.
Biz zengin toprakların bir türlü kitlesel olarak zenginleşemeyen vatandaşları mıyız peki? Yaşıtımız bir Avrupa’lı mesela bizim yaşadıklarımızı yaşar mı yaşamında? Düşünsenize Darbeler, Muhtıralar, nedenli nedensiz Ekonomik Krizler..Artık alıştığımız yüksek enflasyon. Ertelenen hayaller, onların kolayca ulaştıkları zenginliklere ulaşmak için verilen çabalar, hatta ulaşamamak…Onların bir birim paralarına karşılık 17-18 birim Türk Lirası alarak yaşam sürmeleri, hatta gittiğimizde haline acıdığımız Gürcü’lerin bir lari karşılığı 6 Türk Lirası almaları zoruma gidiyor.
Enflasyon denilen canavar (artık kim canavarlaştırıyorsa) negatife düştüğü yıllarda görmüş. 1926’da eksi 8.5; 1928’de eksi 0.1; 1930’da eksi 25.4; 1931’de eksi 19; 1932’de eksi 5.7; 1933’de eksi 15.9 olmuş. 1979 yılında çift haneli rakama çıkan enflasyon 1980 yılında % 100’ü bulmuş. Tedbirlerle gerilese de kötü kaderimiz devam etmiş, 1987’den itibaren % 55’den başlayarak yükselmeye devam etmiş; 1994 yılında % 125’i görmüşüz. Çift haneli enflasyon 2000 yılında yüzde ellinin altına inse de 2001 yılında yüzde 69.5 sonrası 2004-2005-2006-2007 yıllarında tek haneye düşmüş; 2008-2017 ve 2021 yıllarında çift hanede ancak yüzde yirmi-otuz altı bandında seyretmiş ve malum tekrar bu yıl kabusumuz olarak geri dönüş yaptı. Dünya’da hiper enflasyon rekorları 1946 Macaristan (günlük % 28)¸2008 Zimbabve (günlük % 98); 1994 Yugoslavya (günlük % 65); 1923 Almanya (günlük % 21); Yunanistan 1944 (günlük % 18). Allah ülkemize de kimseye de yaşatmasın)
Ülkemin ilk İktisat Kongresi olan ve 17 Şubat-4 Mart 2023 tarihinde yapılan İzmir Kongresi’nde Mustafa Kemâl’in “ Bütün sınıflar aynı zamanda zengin olmalıdır ki çalışmak için kuvvet ve kudret bulunabilsin” sözünden 99 yıl sonra “dar gelirliler hariç tüm kesimler kazanıyor” sözü tarihte yerini aldı. “Ekonomi her şey demektir, yaşamak için, mesut olmak için, insan varlığı için ne lazımsa onların hepsi demektir. Ziraat demektir, ticaret demektir, çalışmak demektir, her şey demektir” sözü de Mustafa Kemâl’e ait veciz sözlerdendir. 1964 yılında Demirel “karma ekonomik sistemden yanayım, sadece devlet yatırımı ile memleket kalkınamaz”; Atilla İlhan “Eğitim, savunma ve ekonomi milli olmalıdır; olmazsa Sevr gelir”; 1993 yılında Çiller “greve giden 400 bin işçiye karşıyım; halkın parasını işçiye veremem” sözleriyle tarihte yerini alan liderlerden olmuştur. Nisan 1994 tarihinde Koç ve Sabancı Demirel’e “olağanüstü hal ilan etme ve ekonomiye el koyma çağrısı” yapmışlardır. (Enflasyonun % 107.3; Merkez Bankası faizinin % 150 olduğu dönem)
Zamların açıklanmasının da ilginç anekdotları var tarihimizde. Günümüzde açıklanan enflasyon verileri ile ilgili TÜIK üzerinden yürüyen tartışmalar 1990 yılında zamanın Devlet İstatistik Enstitüsü’ne yapılmış; gerçek değerin düşük gösterilmesine neden olduğu iddiasıyla yeni hesap yöntemi tartışılmıştır. Demirel’in “Türkiye Cumhuriyeti’ne trilyonu ben getirdim, şimdi katrilyonu hediye ediyorum”; Demirel’in “benzine zam fakir fukaraya değil kullanana yüktür”; Demirel’in 1991 yılında “zammı biz yapmadık, kucağımızda bulduk”; Ecevit’in “kağıda % 400, tuza % 500, gübreye % 750, elektriğe % 250, süte % 175, sigaraya % 200 zam”; Ecevit’in “zamlarla bütçe güçlendi, birinin acısına alışamadan ardı gelen zamlar, ardı kesilmeyecek, bunlar daha başlangıç” sözleri istenmeden yapılan zamlara ilişkin tarihi açıklamaları. Çiller de geri kalmadı elbette iki anahtar vaat ederek başladığı Başbakanlık günlerinde zamlardan ve enflasyon canavarından. “uçuruma düşecek çocuğu yukarı çekerken üstümüze yeni yükler biniyor” sözleriyle terör harcamaları, SGK’ya destek, Türki Cumhuriyetlere yardımları suçlamıştı. O dönemde üçlü kararnameyle ancak atanan ve görevden alınabilen Merkez Bankası Başkanları da fikir ayrılıkları ve kavgalardan nasibini almıştı elbette en büyük zararı ülke alırken.
Özal’a gündem açmamak olmaz. 24 Ocak 1080 kararlarının mucidi, sonranın Başbakan ve Cumhurbaşkanı. Ekonomi düzelmediği için darbeyi erteledikleri konuşulmuştu Evren ve arkadaşlarının. Çok tartışılan kararlardı bu kararlar. İlk ortadirek kavramını ortaya atmıştı. Ortadireği güçlendirmek hep sözüydü. Ortadirek maalesef güçlenemedi ve “Türkiye enflasyonla yaşamaya alıştı” sözüne geldi bu kez. Bugün toplumun en az % 34’üne sosyal yardım yapılmakla övünülen günler. Sosyal yardım almayan veya alamayanların vay haline. Ortadirek bir türlü üst direk olamadı, gelir dağılımı denk hale getirilemedi. Ülke gelir dağılım eşitliliği kriteri Gini katsayısına göre 0.4 ile adil değer sıfıra yakın, eşitsizlik değeri bir’den uzak olsak da servet ve gelirin adil dağıtıldığı ülkelerden değiliz maalesef. 0.22-0.30 değeri ile Kuzey ülkeleri adil servete en yakın ülkeler.
Açlık, sefalet, gelir eşitsizliği, enflasyon tüm Dünya’da yaygınlaşmakta. Ülkemiz bir kez daha enflasyon artışının getirdiği sorunlarla uğraşmakta. Hayaller ertelenmekte, günü kurtarma şükür nedeni olmakta giderek. Yöneticilerimiz “üstesinden geleceğiz, enflasyona ezdirmeyeceğiz” konuşmaları yapmakta; tedbirler alınmakta; Temmuz çalışan ve asgari ücret zamları umutla beklenmekte. Birlikte yükselmek için toplumsal seferberlik de gerekmekte kuşkusuz. Madem “müşteri velinimet”; o halde tüketici korunmalı öncelikle. Meslek odaları üyelerinin kârını düşündükleri gibi vatandaşı da düşünmeliler, fiyat kontrolunda onlar da devrede olmalılar ve üyelerine hiç duyamadığımız “tüketiciyi kazıklamayın, fahiş fiyat koymayın, sürümden kazanın” gibi uyarılarda bulunmalılar. Ciroya göre vergi muafiyeti geldi, siz hiç “fiş kesin” uyarısı duydunuz mu?
Zor günleri bir an önce ve birlikte aşmak umuduyla. Kronikleşen, alışkanlık yapan hayat pahalılığını bizler yaşadık, çocuklarımız yaşıyor bari torunlar yaşamasın. Ölsün artık şu enflasyon canavarı. Hani kişi başı geliri on bin dolar kritik seviyesinin üzerine çıkaracaktık? Hani ilk on ekonomi arasında olacaktık? Kalkınıyoruz ama refah seviyesinde maalesef bir ileri bir geri modundayız.Allah hepimizin yardımcısı olsun. Bugünleri aramayalım inşallah. Saygıyla.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Ahmet oztemel
15-06-2022 18:10Yazimda Izmir Iktisat Kongresi tarihi 1923, 24 Ocak kararlari tarihi 1980 olacakti. Duzeltir, ozur dilerim.
ahmet öztemel
15-06-2022 13:38Sn. Ünal, sağolun katkınız için
ahmet öztemel
15-06-2022 13:38Sn. Kesim, teşekkür ederim katkınız için
Özcan Kesim
15-06-2022 11:27Kaleminize sağlık İnşallah aramayız
Fahrettin ÜNAL
15-06-2022 09:58Ahmet Bey Kardeşim,04.Mart 2023'e daha bir yıl var.1080 de Malazgirt'ten 10 yıl sonrası.Selamlar