EN GÜZEL İFTARLIK: OKUYUCU İLGİSİ
13 Mayıs 2020, Çarşamba 08:1104 Mayıs 2020 ‘Bir Resmin Hatırlattıkları’
06 Mayıs 2020 ‘Serzenişlere Cevap Olsun’
08 Mayıs 2020 ‘Yerel Siyasetçiler ve Unutulmayanlar’
Gazetemizde bu köşede yazdığımız ve yukarıda tarihlerini verdiğimiz üç yazı da okuyucularımızdan büyük ilgi gördü.
Bahsettiğimiz yazıları okuduktan sonra bizi Ankara’dan arayan dostlarımız oldu.
Şehirden arayan dostlarımız oldu.
Siyasetçilerden, bürokratlardan arayanlar oldu.
Üniversite mensuplarından arayanlar oldu.
Demek ki telefon trafiği ve okuyucular arasında whatspp hattı o tarihlerde bizim okuyucularımız arasında iyi çalışmış.
Öte yandan gazetemizin internet sayfasında bahsettiğimiz yazıları tıklayanlayın sayısı da her bir yazı için muhtemelen 500 civarında olmalı. Sağolsun Gazetemizin Yazı İşleri Müdürü Zekeriya Sağlık sorumluluk gereği okuyucu sayısını takip ediyor. Ara sıra sormamız halinde bize okuyucu sayısını söylediği de oluyor.. Bazı yazılarımızı da 1-2 gün içinde 3-4 bin kişi tıklıyormuş.
Bir yazar için en güzel ödül okuyucu ilgisi.
Hele bir de ay Ramazan ayı ise en güzel iftarlık oluyor okuyucu ilgisi..
İlginize teşekkür ediyorum.
Sizlere minnettarım.
İyi ki varsınız ve yazılarımıza ilgi gösteriyorsunuz.
GELELİM DOSTLARIMIZIN ÜÇ YAZIMIZDA EKSİK GÖRDÜĞÜ NOKTALARA
‘Bir Resmin Hatırlattıkları’ başlıklı yazımızda Selçuk Üniversitesi Kampüsü faaliyete geçmeden önce, yeni kurulan Selçuk Üniversitesinin bazı bölümlerinin şehir merkezinde kiralanan binaları kullandığını yazmıştık. Biz o binaların nerde olduğunu da yazmıştık. Ama bir yeri atlamışız. Atlamışız demeyelim, bilmiyorduk. Meğer o dönemde bugünkü Kızılay Hastanesinin yerinde olan Ticaret Borsası’nın binasında da Selçuk Üniversitesinin bir bölümü eğitim-öğretim faaliyetlerinde bulunmuş.
O binayı Borsa binası olarak hatırlıyorum. Çok kötü bir binaydı. Öyle bir binada eğitim-öğretim faaliyetleri nasıl verildi, bilemiyorum. Demek ki mecburiyet hasıl olunca oluyormuş.
Aynı yazıda Selçuk Üniverisitesi Kampüsünün nasıl ağaçlandırıldığı hususu da eksik bulunan hususlar arasında gösteriliyor.
Haklılar öyle ya kampüs nasıl ağaçlandırıldı?
Kısa bir dönem rektörlük yaptıktan sonra hakkın rahmetine kavuşan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Erol Güngör üniversitenin imkanları yeterli olmadığı için ekmek fabrikasından ekmek, yumurtacıdan yumurta, helvacıdan helva yardımı alarak işçileri karın tokluğuna çalıştırmış ve kampüsü ağaçlandırmış.
O dönem öyleydi.
Prof.Dr.Erol Güngör ise sadece rektör değil büyük alim ve filozof derecesinde bir hocaydı.
Kendisi Kırşehirliydi.
Şimdikilere bakınca Erol Güngör’ün bambaşka bir insan olduğunu görüyoruz. Büyük dava adamı, fikir adamı Güngör Hoca bugün yaşamış olsa toplumun içinde bocalamakta olduğu buhrana fikirleri ile etkili bir yol gösterici olabilirdi.
Bu arada fikirlerine inandığım, mefkurelere hayran olduğum ve munsubiyet duyduğum Prof.Dr.Erol Güngör Hocayı 1-1.5 yıl kadar önce Selçuk Üniversitesi Rektörlerini değerlendirirken bu köşede yazmıştım.
‘Bir Resmin Hatırlattıkları’ başlıklı yazımızda Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesinin nasıl kurulduğunu da “Es” geçtiğimizi söyleyen dostlarımız oldu. Hayır.! Tıp Fakültesinin nasıl kurulduğunu unuttuğumuz söz konusu bile olamaz. Ama hatırlayacak olursanız o yazının esas konusu kampüsün nasıl yapıldığıydı. Ona kalırsa Tıp Fakültesinin kuruluş hikayesi, Selçuk Üniversitesinin kuruluş hikayesinden daha mutsuz ve daha dramatik. Kurucu dekan Prof.Dr. Asım Duman’ın başına açılan işler, iftira kampanyaları, her türlü eziyetler ve engellemeler nasıl unutulabilir?
Edep ve ahlaktan yoksun birisi yeter ki karşısındaki insana engel çıkartmayı, zulmetmeyi, fitne ve fesadı kafasına koysun her türlü hile ve entirakaya başvurur. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi türlü bizans oyunlarından sonra faaliyete geçebildi. Neyse belki bunu bir ara yazarız.
Aynı yazı üzerine “Yahu kampüste bizim hiç mi katkımız yok” diyen dönemin siyasetçilerine, dönemin yerel yöneticilerine, gazeteci abilerimize 06 Mayıs 2020’de yazdığımız ‘Serzenişlere Cevap Olsun’ başlıklı yazımızda teşekkür etmiş ve kendilerinin kampüsün yapılmasında büyük emeklerinin olduğunu söylemiştim.
Yineleyelim: Bir rektörün arkasında iktidarın gücü olmazsa rektör ne yapabilir?
Aynı şekilde bir rektörün arkasında yerel yöneticiler, yerel siyasetçiler ve kamuouyu olmazsa rektör ne yapabilir?
Sap gibi ortada kalır.
Dolayısıyla Selçuk Üniversitesi Kampüsü yapılırken en çok emeği geçen rektör olan Prof.Dr.Halil Cin’in arkasında başta iktidar mensupları olmak üzere herkes durdu.
Selçuk Üniversitesi ve kampüsün geçmişiyle ilgili söyleyeceklerimiz şimdilik bu kadar.
Ders alan, ders çıkartan olur mu bilmem.“Benim siyasetçilerle aram iyi” diyenler, iyi düşünsün. Yel değirmeni hiç durmadan çalışıyor.
08 MAYIS 2020’de yazmış olduğumuz ‘Yerel Siyasetçiler ve Unutulmayanlar başlıklı yazımıza gelince..
Kadim dostum Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof.Dr. Mevlüt Mülayim özel e-posta adrasimize şöyle yazmış “ Sayın Ali Raza Bey yazınızı okudum. Çok şeyi az yere sığdırmaya çalışmışsınız. Keşke 1980 öncesi ve sonrası diye bölerek bir kaç yazı ile ele alsaydınız gençlere fayda sağlar ve kaynak olarak da kullanılabilirdi. Vali Lütfi Tuncel’den bahsetmemişsiniz. Ahmet Öksüz’den biraz daha bahsedebilirdiniz. Biraz anket tipi olmuş çünkü çoğu gençler başkanların adını bilse ne ve ne zaman yapıldığını bilmezler, bizim gibiler için bir şeyler ifade eder. Teşekkkür ederim. Hayırlı Ramazanlar.”
Mevlüt Mülayim Hocam da böyle diyor.
Fakat “Yerel Siyasetçiler ve Unutulmayanlar” derken, daha çok belediye başkanlarını değerlendirmeye çalıştık. Ama bir başka gerçek var ki Lütfi Tuncel’de bu şehirde valilik yaparken, belediyle başkanlığı da yaptı.
Ne zaman?
1980 darbesinden sonra.
Lütfi Tuncel hatırlıyorum da harika bir insandı. İnanılmaz derecede zarif ve beyefendiydi.Darbeciler bir çok ilde olduğu gibi Konya’da da güvendikleri valileleri aynı zamanda belediyle başkanı olarak görevlendirmişlerdi. Darbeciler Keçeciler’i görevden uzaklaştırdıktan sonra, onun yerine vali olan Lütfi Tuncel’i de belediye başkanı olarak atadılar.
Konya, Lütfi Tuncel sayesinde 1980 darbesinin ezici tesirini en az hisseden illerden birisi oldu. Devletin zirvesiyle ilişkileri gayet iyiydi. Sonra çeşitli illerde de vali olarak görev yaptıktan sonra Anayasa Mahkemesi Üyeliğine seçildi ve bu görevi 6 yıl boyunca sürdürdü.
Ve.. Ahmet Öksüz..
“Yerel Siyasetçiler ve Unutulmayanlar” başlıklı yazımızda Ahmet Abiye haksızlık ettiğimi sonradan fark ettim. Zor ekonomik şartlar altında Konya’ya tramvayı o getirdi. Şehir merkezinde en kapsamlı büyük kanalizasyon çalışmasını gene o belediye başkanı olarak gerçekleştirdi.
Başka hizmetleri de var. Ama bu iki hizmetinden dolayı Ahmet Öksüz adı da bu şehirde tıpkı Ahmet Hilmi Nalçacı, Yılmaz Kulluk, Mehmet Keçeciler ve Tahir Akyürek gibi adı unutulmayan belediye başkanları arasında onlarca yıl yaşayacak.
Okuyucu ilgili bize en güzel iftarlık oluyor.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.