ENSAR-MUHACİR DEMAGOJİSİ
31 Temmuz 2019, Çarşamba 09:07Türkiye Belediyeler Birliği bir rapor yayınladı.
Son derece önemli olan bu raporda ülkemizde bulunan mültecilere ve özellikle de Suriyelilere yer verilmiş. Yani sayıları her gün biraz daha artan ama bir türlü eksilmeyen Suriyeliler.
Türkiye Belediyeler Birliği’nin raporunda yer alan bazı önemli ayrıntılardan söz edelim önce..
Bu rapora göre mülteciler Kilis’i yutmuş. 97 bin yerli nüfusun bulunduğu Kilis’e , 154 bin mülteci gelip yerleşmiş. Mülteciler, Kilis’te yerli nüfusun 1.5 katını aşmış ve kentte her 100 kişiden 39’u yerli halktan 61’i ise mültecilerden oluşuyor
Kilis’ten sonra Şanlıurfa, İstanbul, Hatay, Gaziantep, Adana ve Mersin mültecilerin en yoğun olarak yaşadığı iller. Mesela; Şanlıurfa’da 55 bin 987, İstanbul’da 555 bin 772, Hatay’ta 461 bin 691, Gaziantep’te 403 bin 031, Adana’da 219 bin 212, Mersin’de 206 bin 281 mülteci yaşıyor. Tabi bunlar devletin kayıt altına alabildiği sayılar bir de kaçaklar yani devletin kayıt altına alamadığı mülteciler var ki onların sayısının ne kadar olduğu bilinmiyor.
Peki Konya’da ne kadar mülteci yaşıyor?
Türkiye Belediyeler Birliği raporuna göre ilimizde kayıtlı/belgeli 104 bin 873 mülteci yaşıyor. Yapılan son sayımlarda il nüfusumuzun 2 milyon 180 bin 149 olduğunu düşünecek olursak, ilimizde yaşayan yaklaşık her 20 kişiden birisinin mülteci olduğunu göreceğiz.
Aslında kesin sayıları bir türlü belirlenemeyen mülteciler ülkemizin her bölgesinde az ya da çok var. Öyle ki Doğu Anadolu’nun, Karadeniz’in, Ege’nin sınır köylerine gidip yerleşenler bile var. Anlaşılan o ki şehirlerimiz yurt edinmek isteniyor. Yani mülteciler günün birinde ülkelerinde şartlar iyileşmiş bile olsa geri dönmek eğiliminde görünmüyorlar. Bayram tatillerinde ülkelerine giden mülteciler demek ki başka günlerde de gidebilir.
Başka bir konu.. Mülteciler denince aklımıza ilk önce Suriyeliler geliyor. Ama her milletten insan var ülkemizde. Mesela; Irak, İran, Sudan, Somali, Afganistan,Pakistan, Uganda, Ukrayna vatandaşı olup da Türkiye’ye gelip yerleşen çok sayıda insan var. Bu durum karşısında ilk önce şehirlerin demografik yapısı bozuluyor. Şehirlerin sosyal/kültürel hayatı bu iklimden olumsuz etkileniyor
Suriyelilerin yoğunlukla yaşadığı bazı şehirlerde gettolaşma eğilimleri meydana gelmeye başladı. Suriyeliler bazı şehirlerde kendi aralarında örgütleniyor. Bundan bir süre önce Hatay’da “Bu şehirde Afganlı istemiyoruz. Nerede bu devlet?” diye eylem yapan Suriyeli grupla, İstanbul’da devletin kayıtsız Suriyelilerin şehirden çıkartılma kararı karşısında eylem yapacağı söylenen grupların davranışı neyi gösteriyor? Olay artık başladığı günlerde olduğu gibi insani ve masum değil.
Bir de mülteci olayının insanlarımızı çok rahatsız etmeye başlayan ekonomik boyutu var.
Bugüne kadar bir açıklamaya göre 37 milyar dolar, bir açıklamaya göre de 40 milyar dolar para harcandı özellikle Suriyeli mültecilere.
Enterasan bulduğumuz bir örnekten söz edelim.. Milli Eğitim Bakanlığı Suriyeli çocukların okullarına gitmesi için büyük şehirlerde servis tahsis etti. Bakanlık bunun için ihale yaptı. Hadi yapsın diyelim. İyi de bu ülkede kilometrelerce uzaktaki okullarına çamurlu yollardan, derme çatma köprülerden, derelerden, dağlardan, taşlardan yürüyerek giden ve ayağında doğru dürüst ayakkabısı, pantolonu olmayan çocuklarımız da var. Bu çocukları yani kendi çocuklarımızı ne kadar düşünüyoruz? Çocuklarına okul kıyafeti almakta zorlanan dar gelirli aileleri, babaları, anneleri ne kadar düşünüyoruz ve onlar için fazladan ne yapabiliyoruz?
Bu yaman çelişki ve ikilem yerel seçim sonuçlarına yansıdı.
Sırf bu yüzden yani mülteciler yüzünden Ak Partiye oy vermeyen seçmen sayısında büyük bir artış meydana geldi. Anlayacağınız mülteciler Ak Partiye artık oy kaybettiriyor. Diğer taraftan Mülteciler sorunu başta Ak Parti seçmeni olmak üzere milyonlarca insan tarafından işsizlik başta olmak üzere, ekonominin kötü olmasının sebebi olarak görüyor. Bu görüşte olanlar ümmet hamasetinin iflas ettiği noktasında birleşiyor.
Mülteciler konusundaki başka şikayetlere de bakalım..
-Ensar-Muhacir anlayışı iflas etti diyenler var,
-Türkiye açık kapı haline getirildi diyenler var,
-Mülteciler, şehirlerimize sahipleniyor diyenler var,
-Kendi halkı açlıktan sürünürken, emekliler aç gezerken, sabit gelirli insanlar ay sonunu getiremezken devlet mülteciler için büyük paralar harcıyor diyenler var,
-Caddede, sokakta sağına baksan Suriyeli, soluna baksan Suriyeliden geçilmiyor diyenlar var,
-Ülke sosyal çöplüğe çevrildi diyenler var,
Yakın zamana kadar çok az insan böylü düşünürdü. Bugünlerde ise Ak Partiye yakınlığı ile bilinen bir takım dindar ve muhafazakar çevreler de böyle düşünmeye başladı.
Bu görüş karşısında bir de “Bu topraklarda yaşayan pek çok insan aslında mülteci” diyen kesim var. Bu görüte olanları anlamakta zorlanıyor insan. Aynı şey mi Allah Aşkına? Geçmişte Kafkaslar’dan ve Balkanlar’dan gelen mültecilerle, ( Kaldı ki bu insanlara mülteci gözüyle bakmak bile insafsızlık olur) son dönemde dünyanın geri kalmış ve her bakımdan sorunlu ülkelerinden, ülkemize gelen mültecilerin durumu? Bunlar aynı şeyler değil.
Bütün bu yaşananlardan sonra olumlu bir gelişmenin ilk işareti verildi.. O da şu: Devlet mülteciler sorununa nihayet köklü çözüm bulmaya çalışıyor. Bu konunun ayrıntılarını AK Parti İl Başkanı’nı dinledikten sonra, Cuma günü ayrıntılarıyla yazacağız.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.