ESKİ BAKAN SAFFET SERT VE HATIRLADIKLARIM
23 Nisan 2021, Cuma 10:14Eski başbakan ve eski cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümünün 28. Yıl Dönümü’nde yazdığımız, “Turgut Özal ANAP ve bir anı” başlıklı yazımızı o dönemin bakanlarından Saffet Sert’te okumuş. Saffet beyle görüşmeyeli belki bir 20 yıl oldu. Bundan bir kaç ay önce gene ANAP’la ilgili bir yazımızdan sonra telefon numaramızı birilerinden almış ve bizi aramıştı.
Önceki gün bahsettiğimiz yazıdan sonra da aradı.
Turgut Özal’ı anlatan çok kısa bir mail göndereceğini söyledi. Kendisine mail adresimi verdim. Saafet beyin o çok kısa açıklamasını bu yazının sonunda okuyacaksınız. Ondan önce o yıllardan, 1980’li yıllardan ve Saffet beyden bahsetmek istiyorum.
1983’de Türkiye’de yeni partiler kuruldu.
Partiler, illerde de teşkilatmaya başladı.
Turgut Özal’ın kurduğu ANAP(Anavatan Partisi) ile emekli orgeneral Turgut Sunalp’ın kurduğu MDP (Milliyetçi Demokrasi Partisi) dönemin en popüler partileriydi. ANAP’ın arkasında müthiş öngörü ve zekasıyla teknokrat Turgut Özal dururken, MDP’nin arkasında da 1980 darbesinin lider kadrosu ve o kadronun patronu olan Kenan Evren duruyordu. Bu sebepten dolayı olmalı ki MDP halk arasında olduğu gibi, diğer partiler nezdinde de bir şüphe ve korku yaratmıştı.
MDP’nin Konya il teşkilatını kuranların özgüveni yüksek ve hatta biraz da şımarıktılar. Bu partinin milletvekili adaylarından birisi de Kenan Evren’in yakın arkadaşı olan emekli orgeneral Vecihi Akın’dı. Paşa seçim çalışmaları için Konya’ya geldiğinde Alaaddin Tepesinde bulunan Orduevi’de kalırdı. Partili, partisiz çok sayıda insan onu ziyarete gider saygı ve bağlılıklarını sunardı. Paşaya gösterilen saygı ve bağlılık onun şahsında Kenan Evren’e gösteriliyordu aslında.
MDP dışındaki partilerin teşkilatını kurmaya talip olmak ve yönetimlerine girmek yürek isterdi o yıllarda. Mazallah Vecihi paşa hiç bilmediği Konya’da birilerinin en çok da kendi partisinin mensupları tarafından birileri hakkında yalan/yanlış bilgilendirilirse, durum vahim olabililirdi. Netekim böyle münferit vakalar da oldu. Konyalı, Konyalıyı ispiyonladı siyasette bir kaç adım öne geçebilmek için. Ne yazık ki bu şehrin insanlarının küçük istisnalar dışında böyle bir zaaf ve damarı var.
Yer, Mimar Muzaffer Caddesi.
Cadde o yıllar da partiler caddesi gibiydi.
Bir köşede ANAP il binası. Onun 50 metre çapraz karşısında DYP. DYP’nin 3-4 bina ilerisinde de merhum Erbakan Hocanın partisinin il binası vardı. MDP’nin il banası ise Tahir Paşa Camii’nin neredeyse bitiğişinde olan ve Zafer Meydanı’na açılan iki katlı ahşap bir binaydı.
Yineliyelim: O dönem MDP’nin dışında parti teşkilatı kurmaya teşebüs etme otoriter Kenan Evren’e karşı bir teşübbüs olarak değerlendirildiği için, yeni kurulan partileri teşkilatlandırmaya çok az insan cesaret edebilmişti. Saffet Sert’te o bir kaç insandan birisiydi.
İnşaat mühendisi olan Sert, o yılların YSE’inde çalışmış bir takım özel işler de yapmıştı.
Büyük bir cesaret göstererek arkadaşlarıyla birlikte ANAP il teşkilatını kurdular.
Saffet bey il başkanı oldu.
1983’de milletvekili adayı oldu.
Bazı milletvekili adaylarının üzerinden yurt genelinde olduğu gibi, Konya’da da rakip parti MDP’nin ve Kenan Evren’in tankları geçti. Aday olarak Yüksek Seçim Kurulu’na adları verildiği halde, Evren tarafından veto edilenler oldu. Maksat, MDP’nin çok sayıda milletvekili çıkarabilmesinin yolunu açmaktı. Ama silah geri tepti ve en çok milletvekilini çıkaran parti ANAP oldu. Merak edenler için söyleyelim.. Mehmet Keçeciler’de, 1983 seçimlerinde veto yiyenlerden olup başka isimler de vardı.
Saffet Sert iki dönem milletvekiliği yaptı.
Özal’ın gözde milletvekilleri arasında yer aldı.
Devlet Bakanlığı yaptı.
O yıllar da Saffet beyin milletvekilliği ve bakanlığı döneminde bir gazeteci olarak, Konya meseleleri üzerine kendisiyle istişarelerimiz olurdu. Esasen partili, partisiz ve meslek ayrımı yapmadan çok sayıda insanla benzer istişareler yapardı. Sorardı, danışırdı, konuşurdu. O dönem ve sonraki dönemde de partili, partisiz insanlarla istişarelerde bulunan başka milletvekili ve bakanlar da vardı. Farklı görüş ve fikirlere değer verilirdi. Bu tarza sahip siyasetçilerin sayısı giderek azalmaya başladı.Kimi kanaat sahiplerine göre de dar bir partili çevrenin haricinde hiç kalmadı.
Biz Safet Beyle yıllardır görüşmüyorduk.
Kendisinin Konya’ ya da başka bir şehirde mi yaşadığını da bilmiyoruz. Muhtemelen Konya’da değildir. Biz sormadık, o da söylemedi. Yazının bir yerlerinde de ifade ettiğimiz gibi kendisi telefonumuzu bir şekilde bulmuş ve bir kaç ay önce bizi aramıştı. “Turgut Özal ANAP ve bir anı” başlıklı yazımızı okuduktan sonra bizi tekrar aradı ve yazıdan dolayı teşekkür etti. Bu vesileyle biz de geçmişteki Konya siyasetini bir kısmıyla hatırlatma imkanı bulduk ve bilmeyenler için de yazdık.
Gelelim Safet beyin önceki gün telefonda mail adresimizi isteyerek bize gönderdiği o kısa mail e.
“Ali Rıza yazını dikkatlice okudum. Çok güzel bir yazı olmuş. Rahmetli Turgut Özal'ı çok güzel anlatmışsınız. Şu bir gerçektir Turgut Özal Türkiyenin ufkunu açmış, Türkiye de büyük bir transformasyonu gerçekleştirmiştir.
Partilerin gurup toplantıları olur. Bize gurup toplantılarında yapılacak icraatlardan bahsederdi. Kendisi tükiyenin içinde bulunduğu problemleri ve çözüm yolarınıda ogüne kadar edindiği deneyimleri ile biliyordu. Gurupta çözüm yollarını bize anlatırdı. İlk anda anlattığı çözümler bize dahi uçuk gelirdi. Fakat bir süre düşündükten sonra söylenenlerin doğru olduğuna kanaat getirirdik.
Gurupta anlattıklarından sadece iki örnek vereceğim. Biri Türkiye de sermayenin küçük bölümlerde dağınık halde olduğunu bu küçük sermaye ile yatırımların zor olduğunu, kalkınmanın olabilmesi için sermayenin belirli yerlerde toplanmasının gerekli olduğunu söylerdi. Söylediği doğruydu. İkinci konu bilgisayar sistemine girmekte geciktiğimizi, biran önce bilgisayar sistemine geçmemiz gerektiğini ve bunun için lazım olan altyapı yatırımlarını ivedilikle yapmamız gerektiğini söyledi ve aynı gurupta ulaştırma bakanı Veysel Atasoy'a talimat verdi, PTT nin sisteminde dijital sistem uygulamasına geçilmesini bildirdi. Her eve müracaat edildiği anda telefonun bağlanmasıda PTT dijital sisteme geçtikten sonra oldu
Bilgisayar sistemine acilen geçmemiz gerektiğini şöyle izah ediyordu. 1969 yılarında bizimle aynı durumda olan Güney Kore bilgisayar sistemine o yıl geçtiler. Bugün Samsung ve Huyndai gibi dünyada sayılı şirketleri var. Bunu bilgisayara erken geçmelerine borçlular derdi.
Dürüst bir insandı. İktidarının son zamanlarında kendisine yapılan asılsız ithamları bizlerde karşılayamadık. Çünkü bizler içinde asılsız, mesnetsiz uydurma ithamlar vardı. Fakat ozamanı şimdiki idarecilerle kıyaslama imkanı oldu ve değeri anlaşıldı. Her idareci verdiği kararlarda hata yapabilir. Önemli olan verilen doğru kararların çokluğudur. Saygılarımla”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.