Evanjelizm ve Evanjelistler (1)
10 Haziran 2019, Pazartesi 09:01Evanjel: Lâtincede iyi haber, kurtarıcı haber veya kabul edilen gerçek gibi manalara gelir.
Evanjelizm, mistik anlamı yönünden, Kutsal Kitab'a yönelmek, dönmek anlamını taşır. Ayrıca "Hz. İsa'nın gerçek öğretisi" yerine de kullanılmaktadır.
Evanjelis: Ateşli vaazlar veren gezici Protestanlar, İncil’in mesajını yaymaya çalışan kimseler, kutsal kitaba dönen ve yönelen kişiler… gibi manalar ifade eder.
Protestanlık: Her ne kadar Katolik mezhebinin ve Papalığın baskı ve tahakkümüne antipati (kızgınlık) olarak doğmuş ise de, bunların içinden doğan Evanjelistler sanki kendi mezheplerine reddiye kabilinden gayet mutaassıp, muhafazakâr, hoşgörüsüz ve dogmatik fikirlere saplanmış kişilerdir. Bazı hususlarda o kadar müfrid ve fundamantalist tavırlar takınmışlar ki, 20. Yüzyılda kendilerinden soğumalar, ayrılmalar, korkmalar olmuş, bunu fark edince 1970’li yıllarda Neo Evanjelizm adı altında yeni bir faaliyetle, birçok hususta daha esnek, daha toleranslı fikirler üreterek bu katı imajlarını sildirmişler, yeniden sempati kazanmışlar ve ABD ve İngiltere gibi devletlerde Hıristiyanlığın en aktif, en güçlü ve fakat en tehlikeli bölümünü oluşturmuşlardır.
Evanjelistler Katoliklerden birçok konuda ayrılırlar. Katolikler ruhbaniyeti, Evanjelisler ise tebliğciliği ve aksiyonculuğu savunurlar. Evanjelistlere göre: İsa Mesih kıyametten önce yeryüzüne inecek, Tevrat’ta ismi geçen Armageddon savaşı, bugün Filistin toprakları içinde olan Megadon ovasında cereyan edecek, iyiler (Siyonistler ve Evanjelistler), kötüleri (deccalları, Müslümanları) yenecek ve neticede dünya kırallığı kurulacak, yeryüzü bütün kötülüklerden temizlenecek.
Hıristiyanlığın bütün mezheplerinde olan Paraousia; Hz. İsa’nın çarmıha gerildikten sonra tekrar dirilmesi olayını, evanjelistler kendi lehlerine yorumlayıp, faydalanmasını bilmişlerdir. Şöyle ki; Evanjelizme giren kişi, aynen Hz. İsa’nın yeniden dirildiği gibi, yeniden dirilmiş, yeni bir hayata başlamış, önceki günahlarından kurtulmuş kabul ediliyor. Yine bunlar; Hz. İsa’nın yeniden dünyaya gelebilmesi, Armageddon savaşını yapıp, dünyayı kötülerden temizleyip “Dünya Krallığını” kurabilmesi için, uygun ortamı hazırlamak üzere kendilerini görevli sayıyorlar. Bu uygun ortam da; Ortadoğu’da büyük bir savaşın çıkması, Kudüs’teki kutsal mabedin üçüncü kez inşası, gökten ateş ve kükürt yağması, oluk oluk kan akması gibi… Yahudilerin inanç sistemindeki fikirlerle örtüşen fikirlerdir.
Yahudiler; asırlar süren ezilmişlik, horlanmışlık ve ötelenmişliğin intikamını önce Protestanlık, akabinde de Evanjelistlik adı altında, Hıristiyanlığın içinde türettikleri mezheplerle gayet iyi almışlar ve hâlâ almaktadırlar.
18. Asra kadar tarih boyunca dünyanın her tarafında, Hıristiyanlar tarafından nefret edilen, tiksinilen, soykırımlara tabi tutulan, insan yerine konmayan, hayvan muamelesi bile görmeyen, zaman zaman “Ya Yahudiliği bırakıp Hıristiyan olacaksın, ya öldürülmeye razı olacaksın ya da defolup gideceksin.” gibi tavırlara ve tekliflere maruz kalan Yahudilerdi. Hamursuz Bayramında Hıristiyan çocuklarını kaçırıp kanlarını akıttıklarına inanılırdı. Bu millete en büyük hakaret ve işkenceleri Hıristiyanlar yaparlardı. Yıldızları asırlarca barışmamıştı. Çünkü: Yahudiler onların hem peygamberleri hem de Rab’leri olan(!) İsa’yı daha hayatının baharında çarmıha gererek işkence ile öldürmüşlerdi.
1756 yılına kadar Frankfurt Yahudilerinin şehrin ana caddesine ve meydanına çıkmaları yasak idi. Ancak 1806 senesinde bu yasak kaldırıldı. Bunlar; Yahudi oldukları belli olsun diye sivri külah ve sarı kurdele taşımak mecburiyetinde idiler. Pazar ve bayram günlerinde Hıristiyanların ibadetleri bitinceye kadar evlerinden dışarı çıkmaları yasak idi. Umumi yerlere girmeleri, mal mülk sahibi olmaları, hatta
her sene belli bir sayıdan fazla evlenmeleri bile yasaktı.(1) Dünyanın birçok yerinde durum Hıristiyan âleminden pek farklı değildi. Yahudi oldukları belli olsun diye; kadınlı erkekli siyah giyme ve Şemle denen kilimi omuzlarında taşıma mecburiyeti vardır. Hiçbir at katır, eşek gibi vasıtaya binemez ve ne kadar uzun olursa olsun yaya gitmek mecburiyetindedirler. Hiçbir Yahudi iki kattan yüksek bina yapamaz, lağım temizlemek görülen bir lâşeyi kaldırmak gibi süflî görevlerde onlarındır. Yahudi çocuklarının Yahudi olmayan kişilerin çocukları ile beraber oynamaları da yasaktır…(2)
Dipnotlar:
1- Max Kemmerich. a. g. e. s. 63.
2- Zeki Ehiloğlu, “Yemende Türkler”, Kitabevi Yay. İst. 2001, s. 106.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.