Evanjelizm ve Evanjelistler (6)
21 Haziran 2019, Cuma 08:40Nitekim ABD başkanı Bush,(1) göreve geldiği ikinci dönemde; “kendisinin Tanrı tarafından görevlendirildiğini, göklerle irtibat halinde olduğunu.” söylemiştir.(2)
Özel hayatında çok dindar geçinen Bush, bu tarikatın telkiniyle alkolü bırakmış, sabah erkenden kalkıp dualar ve dini kitaplar okuyan, konuşmaları esnasında sık sık İncil ve Tevrat’dan bölümler dile getiren, Kabine toplantılarında bile Evanjelist cümlelerden örnekler veren ve sık sık Tanrı adına konuştuğunu söyleyen biridir.(3)
Amerikan Newswvek dergisinin bildirdiğine göre de en çok okuduğu kitap, 1917 de Mısırda Kanal Seferinde Türk askerlerine karşı İngiliz askerlerini teşci ve teşvik eden papaz Oswvald Chambers’in vaaz kitabıdır. Bu kadar dindar olduğu(!) için, özellikle Evanjelist papazların, Siyonist medyanın, zengin ve etkili Yahudilerin açıktan yardımı ile iktidara gelmiştir.(4) Yani kafayı dinle bozan biridir.
Bunlara bugün Hıristiyan Siyonistler denmeye başlandı. Çünkü Siyonistlere rahmet okutacak bir katılık ve fanatizmin içindedirler. Bunlara göre İsrail’in isteği, Tanrının isteğinden daha kutsaldır(!). Elbette; “bir yanağına tokat vurulursa ötekini çevir.” diyen Hz. İsa ile bunların alâkası yoktur. Daha doğrusu bunlar sadizmi din haline getirmiş, merhameti kaldırmış, sadece kendi fikir ve inançlarının hak ve doğru olduğuna inanan ve bu uğurda hiçbir sınır ve hudut tanımayan fanatiklerdir. Siyonistleri azdıran, teşvik eden, cesaretlendiren bunlardır. Ellerinde büyük güç olduğu için gerçekten Siyonistlerden daha tehlikelidirler.
Bunlar da Siyonistlerin seçilmiş millet olduklarına inanıyorlar. Yahudilerin başarısı için uğraşıyorlar ve kraldan fazla kralcıdırlar. Bunlar bütün dünyada Haçlıların 200 senedir oluşturmaya çalıştıkları iyi adam, kahraman Tarzan, dürüst Batılı, özgürlükçü Sam Amca, fedakâr Kovboy gibi imajları birkaç senede dibe vurduran ırkçılardır. Şu olaylar söylenenleri teyit bakımından enteresan iki misal:
25.05.2005 tarihinde Ankara’da bir seminerinde üst düzey bir Diyanet yetkilisi hocamız şöyle bir hatırasını nakletmişti:
“Mısırda tahsilde iken bir otobüste, kıyafetinden papaz olduğu anlaşılan bir zatla yan yana oturduk. O’da benim mesleğimi öğrenince sohbeti koyulaştırdık ve ben ona sordum:
-Papaz Efendi! Bir Yahudi’yi mi yoksa bir Müslüman’ı mı kendinize daha yakın hissedersiniz?
Biraz tereddütten sonra Yahudi’yi tercih ettiğini söyledi. Ben sordum:
-Hz. İsa’yı işkence ile öldürenler kim?
-Yahudiler.
Hz. Meryem’e zina isnat edenler, iftira atanlar kim?
-Yahudiler.
Hz. Meryem ve oğlu İsa’ya ev hapsi uygulayan, birçok eziyetler eden, onların Mısır ve Şam taraflarına kaçmalarına sebep olan, yani bir yerde tehcire tabi tutanlar kim?
-Yahudiler.
Havarilere hayat hakkı tanımayıp, onların Filistin’den kaçmalarına sebep olan, İsevî’lere de akla gelebilecek her türlü baskı ve zulmü yapanlar kim?
-Yahudiler
Peki Hz. İsa’yı peygamber kabul eden, Annesi Hz. Meryem’i her türlü isnat ve iftiralardan tezkiye eden (arındıran), gerçek İncil’i Kitab-ı Mukaddes kabul eden… kim?
-Müslümanlar.
Hz. Meryem’e ve oğluna hiçbir kötü söz söylemeyen, isimlerini her anışta başlarına hürmet ifade eden Hazret kelimesini getirenler kim?
-Müslümanlar.
Kitaplarında Hz. Meryem’i dünyada iken cennetlik oldukları bilinen 4 kadından biri kabul eden ve kız çocuklarına en çok isim olarak onun adını koyanlar kim?
-Müslümanlar
-Peki nasıl oluyor da bir Yahudi’yi kendine daha yakın hissedebiliyorsun? Dediğimde cevap veremedi ama, inadından da dönmedi.”
1985 Ağustos ayında İsviçre’nin Basel şehrinde bir Siyonist kongre toplanıyor. 27 Ülkeden 589 delege katılıyor. Katılanların çoğunluğu Yahudi kökenli olmayan Evanjelist Siyonistlerdir. Üç gün süren kongrede alınan kararlardan biri de: “Dünya Yahudilerinin İsrail’e göç etmeğe çağrılması ve İsrail’in 1967’de işgal etmiş olduğu Batı Şeria’yı resmen ilhak etmesinin talep edilmesi.” oluyor. Ilımlı bir Yahudi ayağa kalkıyor ve “bu ifadeleri sert bulduğunu, İsrail halkının üçte ikisinin de Batı Şeria’nın ilhakına karşı olduğunu.” söylüyor. Bunun üzerine Uluslararası Hıristiyan Elçiliği temsilcisi Van der Hoevn sinirleniyor ve bağırıyor: “İsraillilerin ne düşündüğü önemli değil; biz Tanrı’nın dediğine bakarız. Ve Tanrı o toprakların Yahudilerin malı olduğunu söylüyor.”
Dipnotlar:
1- “Bush ailesinin 3 kuşaktır aktif bir şekilde üyesi olduğu ve merkezini
oluşturduğu Skulls and Bones Society (SBS) merkezi Connecticut Yale
Üniversitesinde önemli fikir merkezlerinden biri olan SBS’nin, diğer
Masonik örgütlere nazaran ABD’nin en etkin örgütü olduğu
belirtiliyor” Aydoğan Vatandaş ve Mustafa Aydın, “Kod Adı Kılıç
Balığı” Karakutu Yay. İst. 2002, s. 29.
2- Cengiz Özakıncı, a. g. e. s. 255.
3- Sabah Gazetesi, 11.03. 2004.
4- Sabah Gazetesi, 03. 12. 2004.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.