FARK YARATAN İKİ VALİ PORTRESİ
11 Kasım 2019, Pazartesi 09:54Cuma günü sabah saatlerinde vali Cüneyit Orhan Toprak bizi aradı.
Aynı gün gazetede yayımlanan ‘ Vali Bey o iş tamam’ başlıklı yazımızı okuduğunu ve yazıdan keyif aldığını söyledikten sonra şöyle dedi: “ Güzel bir yazı olmuş. Ama yazınızda yer verdiğiniz iki konu hakkında açıklama yapmak istiyorum.”
‘Hayhay ! Tabi! Buyrun sayın valim sizi dinliyorum’ dedim.
İşte vali beyin telefonda yaptığı o açıklama : “Birincisi şu.. Galiba bir yanlış anlaşılma var. Ben önceki görev yaptığım yer olan Hakkari ile Konya’yı mukayese ederken, iki vilayet insanının da devlete bağlılığına vurgu yapmak istemiştim. Gerçekten de Hakkarili vatandaşlarımız devletine saygılı ve bağlı insanlar. Konya başta olmak üzere bir çok ilimiz devlete ne kadar bağlıysa, Hakkarili vatandaşlarımızda o kadar bağlı. Ben söz konusu toplantıda bunu söylemek istedim. Tabi ki eğitim, kültür ve gelişmişlik bakımından iki vilayet arasında büyük farklar var. Olaya bu açıdan bakıldığında Konya zaten çok farklı bir vilayetimiz. Bunu hatırlarsanız toplantıda da söyledim. “
Vali bey “İkinci bir husus daha var. O da şu: Ben hizmet yaparken kesinlikle siyasi davranmıyorum. Mesela parti farkı gözetmiyorum. Farklı partilere mensup ilçe belediye başkanlarına ve bütün kamu görevlilerine aynı mesafede ve yakınlıktayım. Devlet yatırımlarının her yere gelmesi için dikkatli davranıyorum.” dedi.
Teşekkürler vali Bey..
Hassasiyetiniz için, yaptığınız açıklamalar için gerçekten teşekkürler.
Bu şehirde hasret kaldığımız bir olaydı: Hangi statüde olursa olsun kamu yöneticilerinin görev alanlarıyla ilgili basında yer alan bir haber ve köşe yazısından sonra, haberi yapan gazetenin ve köşe yazarının aranması. Yani yazıda yer verilen konuyla ilgili açıklama yapılması ve bilgi paylaşılması..Bunu bu şehirde en son yapan vali Aydın Nezih Doğan’dı. Arada bir de Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek belediyeyi ilgilendiren haber ve köşe yazıları üzerine gazeteleri ve köşe yazarlarını arar ve bilgilendiridi. Yani bu insanlar tavır koymazlar ve kapıları kapatmazlardı. Kapılar daima açık olur ve diyalog derin dondurucuya kaldırılmazdı.
Yeri gelmişken bir hatırayı paylaşmak istiyorum. Yakın dönem valilerinden Aydın Nezih Doğan asık suratlı, sert görünümlü ve yüzü gülmeyen bir insandı.Her düzeydeki kamu yöneticisi ondan fena halde korkardı. Biraz da “dediğim, dedik” yiyen bir valiydi. Onun Konya’da görev yaptığı yıllarda Hızlı Tren çalışmaları yapılıyordu. Şehir merkezi bir baştan bir başa kazılmış ve derin çukurlar meydana gelmişti. Şehir adeta ikiye bölünmüştü. İşte biz bu konuyu dert edinmiş ve yazılar yazmaya başlamıştık.
O yazılarımızda şunu diyorduk : ”Şehir ikiye bölünüyor. Hızlı Tren güzergahı hiç değilse Pınarbaşı ile Kaşınhanı arasında yerin altına alınsın. Şehir merkezini ikiye bölmeyin. Ayrıca Hızlı Tren güzergahının yerin üstünde olması gelecekte büyük bir trafik sorununa sebep olacaktır. Ekonomik farklılıklar hatta kültürel farklılıklar bile söz konusu olabilir şehrin iki yakasında.”
Vali Aydın Nezih Doğan bizim bu konudaki ısrarlı yazılarımız üzerine köpürüyordu. Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek bey ise her zamanki gibi sakindi. Arada bir bizi arıyor ve bizim önerimizin ekonomik gerekçelerden dolayı zorluğuna dikkat çekiyordu. Tahir beyin yaptığı son derece nezaketli açıklamalardı. Lakin vali Aydın Nezih Doğan çok sertti. Kulağımıza kendisinin bize çok kızdığına dair bilgiler de geliyordu.
Bir mübarek Ramazan günü İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Mehmet Kaçmaz iftar yemeği verdi.( O zaman Özel idare vardı.) İftara biz davetliydik. Vali beyin davetli olduğu ayrıca bize söylenmişti. İftara katıldık. Ali Selvi başta olmak üzere, bazı vali yardımcıları, kaymakamlar ve bürokratlar iftardan sonra çay ve kahve ikramı için başka bir salona alındık. Vali Aydın Nezih Doğan’la aramızda 4-5 kişi vardı. Vali beyin yüzüne baktım hiç iyi görünmüyor. Ha patladı ha patlayacak gibi duruyordu. Konya’yı ilgilendiren ve kendisinin takip ettiği bazı projeleri anlattı ve benim beklediğim gibi sözü Hızlı Tren güzergahına getirdi,
Aydın Nezih Doğan “Aramızda bulunan bazı arkadaşlar bu konuda bir takım yazılar yazıyor.Şöyle olsaydı. Böyle olsaydı gibi”dedi.
Vali beyin sözlerinin muhatabı bizdik ve İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Mehmet Kaçmaz’la yanyana oturuyorduk. Kaçmaz’a dedim ki ”Ben vali beye cevap vereceğim” Kaçmaz, çaktırmadan elimden tuttu ve bana “dur” demeye çalıştı. Ama iş işten geçmişti çünkü vali bey söz konusu yazıları yazan, ki o bendim “Bu yazıları yazan arkadaş acaba mühendis mi?” diye, sormuştu.
Hiç türeddüt etmeden vali beyin sözlerine karşılık ’Sayın valim acaba siz mühendis kökenli bir insan mısınız da bu konuları çok iyi biliyorsunuz?’ diye, sordum. Ortam bir anda buz kesildi. Bir kaç dakika kimse bir laf etmedi. Aydın beyin rengi biraz daha değişti. Sonra ben bu şehrin sorunlarıyla her zaman ilgilenen bir gazeteci olduğumu ve bu yüzden hassas davrandığımı söyledim. Sonra kalktık, herkes evine gitti.
Herkesin gözünün önünde yaşanan bu soğuk temastan bir kaç ay sonra vali Aydın Nezih Doğan bizi makamına davet etti. O gün, cuma günüydü. Aydın beyle çeşitli konular üzerine uzun ve verimli bir görüşme yaptık. Kulakları çınlasın. Kendisi sert görünümlü ama konular karşısında hassas bir valiydi.Ondan sonra gelenler, Aydın Beyi arattı dersek abartmış olmayız. Ta ki mevcut vali Cüneyit Orhan Toprak’a kadar.
İşte böyle Cüneyit Orhan Toprak Bey..
Bir kere daha ama bu sefer öncekinden farklı bir içerikte söyleyelim..
Vali Bey o iş tamam.. Sizin anlayış ve kalibrenizde bir valiye ihtiyacımız vardı. Konya sizi seviyor.Kapılarını ve gönlünü herkese açan, her kesimden insana aynı mesafede duran demokrat, dobra ve ayrıca höşgörülü bir valiyi gerçekten çok özlemiştik.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.