FARKLI SİYASETÇİLER

Büyük bir ilçemizde iyi para kazanan bir doktordu.

Siyasete girdi.

Merkez sağda siyaset yapmaya başladı.

Genç yaşına rağmen o dönemin başbakanı olan Adnan Menderes’in dikkatini çekmeye başarmıştı.

İlçesinde belediye başkanı seçildi.

1960 ihtilalinden sonra kısa bir süre içerde tutuldu.

İçerden çıkınca siyasete kaldığı yerden devam etti.

İlk olarak 1965 yılında Adalet Partisi’nden milletvekili seçildi.

1969 yılında da Adalet Partisi’nden milletvekili seçildi.

İçişleri Bakanlığı yaptı. Lakabı “Zehir Hafiye”yiydi. Lakabına uygun icraatlar yaptı. İllegal terör örgütlerine göz açtırmadı. Hedef oldu ama korkmadı ve yılmadı.

Siyasi kariyerinin zirvesindeydi.

Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel’le  ters düştü.

Adalet Partisi’nden 41 arkadaşı ile birlikte ayrılarak, Demokratik Partiyi kurdular.

Bu partiden 1973 ve 1977 genel seçimlerinde milletvekili seçildi.

Başbakan yardımcılığı yaptı.

Yıllar içinde ününe ün kattı.

Siyaset yaptı.

Başka iş yapmadı.

Özel otomobili falan da yoktu.

Bakan iken mütevazi bir makam aracını kullanıyordu. Bakan olmadığı zamanlarda ise şehirler arası  otobüsle seyahat ediyordu. O vakitler öyleydi. Çok sayıda siyasetçi ve milletvekili özel araçları olmadığı için şehirler arası otobüs kullanırdı. Seçim bölgelerine gidilecekse parti yöneticilerinden sağlanan araçlarla gidilirdi.

Siyasete girmeden önce doktorluk mesleğinden kazandığı parayla aldığı malı mülkü, siyaset yaparken harcadı ve tüketti.

Eşinin ailesi çok varlıklıydı.

Kayınpederi Gamber ağa  adı üstünde ilçenin ağasıydı. Gamber ağanın binlerce dönüm arazisinin olduğu söylenirdi. Ayrıca işletmeleri olan büyük bir tacirdi.

Kayınpeder, kendi varlığını siyaset uğruna tüketen damadına destek çıkmaya başladı. Geniş araziler bölündü. Şirket hisselere ayrıldı. Bu hareket siyasetçi damadın darlığını gidermek için yapılan bir çeşit miras taksimiydi.

Şehre ve ülkeye önemli hizmetler yaptı.

Yaşadığı dönem ülkenin en ünlü siyasetçilerinden birisi olmuştu. Hayata gözlerini yumduğunda milletvekili emekli maaşından başka herhangi bir geliri yoktu.

BİR DİĞERİ

Ünlü bir ilçemizde doktordu o da.

Sol tarafta siyasete başladı, sağ tarafta siyasi hayatını noktaladı.

Kendisiyle bakanlık makamında üç saat süren bir röportaj yapmıştım. Siyasi kariyerinin başlangıcını şöyle anlatmıştı.. “İstanbul Tıp Fakültesi’nde okurken her hafta sonu ilçemize geliyordum. İlçede siyasi faaliyetlerde bulunuyor ve CHP’nin başarıları için çalışıyordum. Fakülte bitene kadar olağan tatiller dışında her hafta bunu yaptım.”

Çekirdekten CHP’li.

Tam 7 dönem Konya Milletvekilliği yaptı.

CHP’den ayrılarak Turhan Feyzioğlu’nun kurduğu Güven Partisi’nde siyaset yaptı. Bu partinin A takımının, beyin ekibindendi. Müthiş bir siyasi zekaya sahipti. Etkileyici bir siyaset adamıydı. O dönem adını bilmeyen ve duymayan yoktu. Fakirin, fukaranın siyasetçisiydi. Ankara’ya işi düşüp de gelen insanları otellerde  yatırtıyor ve parasını kendi cebinden ödüyordu.

CHP’de siyaset yaptığı yıllarda İsmet İnönü’nün gözdesiydi. Paşa onu yanından pek ayırmaz ve çoğu akşamda Paşa’nın Ankara’da bulunan ünlü Pembe Köşkü’nde sabahladığı olurdu. O ve Kasım Gülek o yıllarda İsmet İnönü’nün fikirlerine ziyadesiyle itibar ettiği iki önemli siyasetçiydi.

1980 darbesinden sonra şartlar gereği sol siyaseti bıraktı.

Süleyman Demirel’le siyaset  yapmaya başladı.

Doğru Yol Partisi’nde önemli görevlerde bulundu.

Birkaç arkadaşı ile birlikte adeta Demirel’in aklı gibiydiler.

Demirel’in Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra partinin başına gelen Tansu Çiller’le anlaşamadı. Çiller’in siyasi tercihlerine itiraz ederek, siyasi hayatına noktayı koydu.

Onunda eşinin ailesi çok zengindi.

Şehir merkezinde namlı Tuncellerin damadıydı.

75 yıl önce kayınpederi Amerikan otomobillerinin bayiliğini almıştı.

Şehrin İstasyon Caddesi başta olmak üzere en popüler noktalarında İşhanları, apartmanları ve dükkanları vardı.

O, bir doktor ve siyasetçiydi.

Bayındırlık ve Sağlık Bakanlıkları başta olmak üzere daha başka bakanlıklarda yapmıştı.

Üst düzey parti yöneticilikleri yapmıştı.

Milletvekili maaşıyla zamanla siyaset yapmakta zorlanan damadına destek çıktı kayınpeder. Eşinin diğer aile üyeleri de aynı şekilde destek çıktı kendisine.

55 yıl siyaset yaptı.

55 yıl siyasetin zirvesindeydi.

Siyasetten kazanmadı, harcadı.

Geriye milletvekili emekli maaşı kaldı.

..VE BİR DİĞERİ DAHA

Maaşla geçinen dar gelirli bir ailenin çocuğuydu.

Olağanüstü zor şartlarda okudu.

Bir Yüksekokul ile önemli bir fakülteyi bitirdi.

Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz başta olmak üzere ülkede varlıklı ailelerin çocukları ile fakültede sınıf arkadaşlığı yaptı.

Fakülteyi bitirdikten sonra kaymakam oldu.

Çeşitli ilçelerde kaymakamlık yaptı.

Fransa’ya devletin sağladığı bursla giderek doktora yaptı.

Hayalinde vali olmak vardı.

İki gizemli ve kudretli el onu Fransa’dan getirerek Konya Belediye Başkan adayı yaptı.

Belediye Başkanı seçildi.

1980 darbesi onu başkanlık görevinden aldı.

Yolu Ankara’ya düştü.

Mülkiyeliydi ve buralarda ona göre iş yoktu.

Özal kardeşler elinden tuttu.

Ankara’da yeni bir iş ararken kendisini siyasetin göbeğinde buldu.

ANAP’ın ilk üç kurucusundan birisi oldu.

Olağanüstü his ve öngörüleri olan bir insandı.

Kısa bir zaman zarfında ANAP’ın ve Özal’ın beyni oldu.

Partinin genel başkan vekilliğine kadar yükseldi.

Özal, ona sormadan önemli kararlar alamıyordu.

ANAP döneminde çıkartılan bir çok kanunu o hazırlıyordu. Hükümet programlarını o yazıyordu. Hükümet ortaklığı görüşmelerini o yapıyordu. Milletvekili listelerini o hazırlıyor ve kimin bakan olacağına Özal’la birlikte o karar veriyordu.

Önemli bakanlıklarda bulundu.

Şehre ve ülkeye çok önemli hizmetleri oldu.

Siyaset yaptığı yıllarda adı en çok konuşulan siyasetçiydi.

O da sadece siyaset yaptı ve başka iş yapmadı.

Milletvekili maaşı yetmeyince, eşinin aile yakınlarından küçük destekler almak zorunda kaldı.

Başka geliri olmadı.

Elinde olan milletvekili emekli maaşı.

İsteselerdi neleri olmazdı ki bu insanların?