FÂTİH ve KUTLU FETİH (4)
31 Mayıs 2018, Perşembe 07:51Fatih hocalarını çok sever, onlara hürmette kusur etmez. Padişah olduktan sonra bile onların elini öper, adet olmamakla beraber camide bile onların ayağına kalkar, maddi bakımdan ilim erbabının kimseye muhtaç olmamasını istermiş. Bu sebeple o dönemdeki bir müderris (Profesör) aylığı, bugünkü para ile 25 bin dolar civarındadır.(1)
Bu hoca sevgisine şu olay da güzel bir delildir: İstanbul’a Topkapı’dan girerken Akşemsettin’i yanıbaşında yürütmüştür. O büyük âlim, kendine verilen çiçekleri almayıp: “Fatih şu delikanlı, O’na verin” deyince, Fatih; “Al Hocam al. Bu şehrin ben maddi, sen de manevi fatihisin, sen benim hocamsın” dediği rivayet edilir.(2) Yine Akşemsettin için; “Asrımızda şöyle bir ilim erbabının bulunmasına mı, yoksa şu şehrin alınmasına mı daha çok sevineyim bilemiyorum” demiştir(3)
Yine O’na olan büyük hayranlığından dolayı O’na mürid olmak, O’nunla halvete girmek istemiş, ama O büyük insan bunu kabul etmeyerek; “Sen halvete değil, devlete lâzımsın” diyerek, herkesin sahasında temayüz etmesini ve faydalı olmasını dile getirmiştir.(4)
II. Mehmed'in Tahta Çıkışı ve Fetih Hazırlıkları:
II. Murad vefat edince, istikbalin fatihi. II. Mehmet haberi alır almaz, hemen Manisa'dan hareketle 10 Şubat l451 de ikinci defa tahta geçmiştir.
Daha önce 12 yaşında iken babası tarafından tahta geçirilmiş, fakat Osmanlı tahtına bir çocuğun geçtiğini gören Avrupalılar, Kosova ve Varna savaşının galibi II. Muratla yaptıkları anlaşmaları, papaların da teşvikiyle bozup, Osmanlı üzerine yürümüşlerdir.
Durumun vahametini gören küçük Sultan, savaş meydanlarının tecrübeli komutanı babasını ordunun başına çağırmış, babasının ağırdan alması üzerine; "Haçlı ayaklandı geliyor. Eğer padişah isen orduyun başına geç, yok ben padişah isem emrediyorum kumandan olarak ordunun başına geç" demek suretiyle deha ve iradesini sergilemiş, tahttan çekilmiştir.
19 yaşında bir delikanlı iken, ikinci defa tahta geçer geçmez hemen küçüklüğünden beri içinde bir tutku haline gelen “Fetih” hazırlıklarına başlamıştır. Osmanlının, her kritik zamanında düşmanla işbirliği yapıp Osmanlı üzerine yürümekten geri durmayan Karamanoğlu II. Mehmedi (Fatihin halasının kocası) tekrar zapt u rabt altına almıştır.
Daha önce yapılan Anadolu Hisarının karşısına plânlarını kendi çizdiği (Kuş bakışı Muhammed lafzının yazıldığı ) ve 7000 işçi çalıştırmak suretiyle 4 ay gibi, ortaçağ tekniğine göre havsalanın alamayacağı kısa bir zamanda Rumeli Hisarını yaptırmıştır. Niyeti boğazdan İstanbul’a yardım götüren Hıristiyan gemilerini çapraz ateşle durdurup şehrin can damarını kesmektir.(5)
1452-53 kışı Edirne de harp hazırlıklarıyla geçirilir. Dünyanın en büyük ve en sağlam surlarını yıkabilmek için, yine dehasını gösterip dünyanın en büyük toplarının planlarını çizip döktürür. İki tonluk gülleleri 1-1.5 mil uzağa atabilen, 36 ton ağırlığında Şâhi ismi verilen ve 2000 kişinin çektiği bu toplar o gün için görülmemiş şeylerdir.(6) Ayrıca aşırtmalı mermi atan ilk havan toplarını da Fatih bu savaşta döktürüp kullanmıştır.
Bu hazırlıklar yapılırken başlarına geleceği anlayan Bizans imparatoru, elçi göndererek fetihten vazgeçmesi şartıyla, istediği kadar vergi vereceğini söyler ama, ll. Mehmet: "Ya İstanbul beni alır ya Ben İstanbul’u" diyerek azmini gösterir. İmparatora Mora Despotluğunu teklif eder. Kabul ederse kimsenin burnunun kanamayacağına dair söz verir ama bu teklifi de İmparator kabul etmez.
Fatih 30 yıl süren ikinci padişahlığı döneminde 2 imparatorluk, 4 krallık, 2 prenslik olmak üzere 17 devleti yenerek haritadan silmiş,(7) Yerine göre 25 devletle aynı anda savaşılmıştır.(8) Fatihin azmini, iradesini, cesaret ve şecaatini göstermesi bakımından; "Benim kudretimin yetiştiği yere sizin hayalleriniz bile ulaşamaz" sözü ve şu şiiri ne güzel örnektir:
İmtisal-i câhidû fillah olubdur niyyetüm
Din-i İslâmın mücerred gayretidür gayretüm
Fazl-ı Hakk u himmet-i cünd-i ricâlullah ile
Ehl-i küfrü ser-te-ser kahr eylemekdür niyyetüm
Enbiyâ vü evliyâya istinâdum var benüm
Lütf-i Hakdandur hemân ümîd-i feth-i nusratüm
Nefs-i mal ile n'ola kılsam cihânda ictihâd
Hamdü-lillah var gazaya sâd hezarân rağbetüm
Ey Muhammed mu'cizât-ı Ahmed-i Muhtar ile
Umarım gâlib ola a'dâ-yı dine devletüm
Büyük hazırlıklardan sonra, l00.000 kişilik ordusu ile II. Mehmed Edirne’den çıkıp İstanbul önlerine gelmiş, 6 Nisanda büyük topun ateşlenmesi ile muhasara fiilen başlamıştır.
Surlara tırmanmak için, yapılan kulelerin, topların ve mancınıkların desteği ile zaman zaman yapılan hücumlardan netice alınamaz. Halicin ağzına gerilen zincir kırılamamış ve Haliçteki Hıristiyan donanmasına zarar verilememiştir.
Kasımpaşa sırtlarından havan atışları ile Haliçteki Haçlı donanması tedirgin edilerek, 22 Nisan gecesi de 67 küçük gemi karadan yürütülerek Halice indirilmiştir. Bu durum Bizanslıların moralini sıfıra indirmiş, bir gece de Haliç’te Kâğıthane deresi ile Defterdar İskelesi arasına bir günde binden fazla duba kullanılarak köprü kurulmuştur.(9) Yine Fatih binlerce büyük fıçıyı bir birine bağlatmak suretiyle üzerinden asker ve topların geçirildiği bir köprüyü Haliç üzerine kurdurmuştur.(10)
Dipnotlar:
1- Tarih ve Medeniyet Dergisi, İhlas yayınları, sayı 18, s. 48.
2- Nihat Sami Banarlı, a. g. e. s. 27.
3- Mustafa Runyun-Osman Keskioğlu, “Fatih Devrinde İlim ve O devirde Yetişen İlim
Adamları”, DİB yay. Ankara 1953.
4- Mustafa Runyun-Osman Keskioğlu . a. g. e. s. 225.
5- Celal Yıldırım, “İslâm-Türk Tarihinin Altın Sahifeleri”, Hikmet Yay. İst.1978, s. 380.
6- Hüseyin Algül, “İstanbul’un Fethi ve Fâtih”, Zaman Gazetesi, 26-31 Mayıs 1996).
7- Yılmaz Öztuna, a. g. e. c. 3, s. 130.
8- Yılmaz Öztuna, a. g. e. c. 2, s. 452.
9- İsmail Hâmi Dânişmend,“Tarihi Hakikatler”,Tercüman Gazetesi Yay.1979, c.1, s. 332.
10- Yılmaz Öztuna, a. g. e. c. 2, s. 441.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.