FETÖ KONUSUNDA HERKES AYNAYA BAKSA SIKINTI KALMAZ

Şükürler olsun bugün için de yazı menümüzde dolu dolu konularımız var.

Klavyede tıkırdamaya başladığımız zaman pek çoğunun bugün için yetmeyeceğini de biliyoruz.

Ama yazmaya başlayarak bazılarını gündeme getirelim istiyoruz.

……………….

Bugün yazımıza bir okurumuz dahası KOMÜNİST KONYALI rumuzlu okurumuzun bize biraz sitem biraz kahırlı yazdıkları ile başlamak zorunda kalacağız.

Her yerde her zaman söylerim.

Bu benim için hala geçerli iddiadır.

Bunu külliyedeki büyüklerimize, yetkililerimize de yıllardır aktardık, aktardık bir sonuç alamayınca da salıverdik.

SOSYAL MEDYA herkes için hepimiz için dahası devletimiz için bile bir çamur gölüdür.

Bataklıktır.

Eğer size yazılanları, hakaretleri gidip hukuka başvurarak şikayetçi olmaz iseniz yazanlar, çamuru atanlar, karalayanlar, suçlayanlar hep haklı oluyorlar(!)

Peki var mı böyle bir düzen?

Elbette yok.

Ama benim bu konudaki kanaatim artık demek ki iktidarda bu işten rahatsız olmuyor ve çanak tutmaya devam ediyor.

Aksi takdirde devlet, iktidar istesin 24 saatte bu işin kökünü kazır.

………………..

Neyse bakın biz Konya’ya ZERMERAM’dan bakarken yılların mütevazi dostumuz Ömer Salık abimiz ile dertleşirken KOMÜNİST KONYALI rumuzlu abimiz sosyal medyadan yazıyordu

“Konya da 5 genç intihar eder mesleğinde 40 yılını dolduran Uğur Bey tek kelime yazmaz.

Sonra niye gazete okunmuyor diye yazarsın.

Meslekte omurgasız dip seviyesi bu olmalı.”

……………

Bir; evet belki sizler sosyal medya paylaşımları ile 5 genç diye biliyorsunuz.

Resmi sayının kaç olduğunu ben bile bilmiyorum.

Çünkü ne düşmeler ne intiharlar ne hazin hayat öyküleri var.

Bize özelden gelen intiharlar var.

Fotoğrafları da var.

Ama tek satır yazmadık

Ancak matematikte olduğu gibi etkisiz elemandan öte tamamen mideden bağımlı hale getirilen ve gelen basın için ölenlerin ve geride kalanların ya da Neden? Niye? Niçin? sorularını sorduran sorduracak bir BASIN DOLAYISIYLA TOPLUM EL BİRLİĞİ İLE YOK EDİLDİ.

ETTİRİLDİ !!!

……….

Bunu yazdığınız zaman sosyal paylaşımlarımızdaki tıklamalardan ya da gazeteye ya da okur dönüşlerinden hiçbir etkileşim alamıyorsunuz.

Okuyucumuza da sosyal medyadan belirttim.

Bu sektörde sonuçta etki ve tepkiye dayalı haber yapmak zorunda  

Bugünden bir örnekleme yaparsam yine birileri bize sataşmaya kalkar biraz geriye gidelim.

Yıl 2001

Ülkede inanılmaz bir ekonomik kriz yaşanıyor.

İstanbul’dayım ve dolarla haber satan bir ajansın hasbelkader başındayım.

Gazetecilik adına ne haberi yaptırılır?

Tabii ki ekonomi….

Pazardan ekonomi profesörlerine kadar sabahtan akşama kadar ekiple kafa patlatıp haberler yapıyoruz.

Haberler servis ediliyor.

Bir tek kanal bir tek gazete almıyor.

Diğer taraftan yine normal rutin haber servislerimiz devam ediyor

Peynir ekmek gibi o haberleri satıyoruz.

O haberler ne mi?

Kim karısını kaç bıçak darbesi ile kesti.

Üç kişi yanarak kül oldu

Kan davası 5 ölü.

Trafik kazası 11 ölü.

Futbolda Osmanlı tokadı…

Bilmem ne çetesinin üyesi kıskıvrak yakalandı.

Fuhuş baskını.

…………..

Bir dönem sonra anladım ki bizim dünyamız Müslüman Türk milleti olarak bizim için sadece KADIN ve KAN vardı.

O zaman parasız, yarınsız, hayalsiz bu millete ekonomi gibi hayati haberler yapmanın anlamı ne?

İşte basın da etki ve tepki yöntemi ile haber yapar dedim ve yolumuza devam ettik.

İKİ; Okurumuz diyor ki,

Sonra gazete niye okunmuyor diye yazarsın…

Vallahi öyle tek satırım yok. 

Elbette okunmayız.

Benim yazdığım yazıyı eşim dahi okumuyor diye bu sütunlarda 50 defa yazmadık mı?

ÜÇ; Meslekte omurgasız dip seviyesi bu olmalı

Evet bence de doğru diyorsunuz.

Ama nasıl?

Yöntem nedir?

………..

Yazmak eleştirmek kolay da nasıl?

Çözüm yolu nedir?

Ne önerirsiniz?

Ya da siz bu işin neresindesiniz.

Elinizi taşın altına koymak değil o taşa dokunmakta var mısınız?

……………

Neyse okurumuza durumu izah ettikten sonra KOMÜNİST KONYALI rumuzlu okurumuz bize karşı çok şişmiş olacak ki bu sefer şunları yazmaya başladı;

“Toplum sanayici zenginlerin parasını mı yaz diyor? 

Ak partili yöneticileri her hafta övgü dolu yazı mı yaz diyor. 

Zengin olanlar senin yazılarında hep dürüst ve iyi diye yaz diye belirtmeni mi istiyor?

SAÇMALAMA

……………..

Bir de her şeyi biliyorsun

Konya’nın derin gazetecisisin ya şu an sağlam bir dostun var.

Eski aranan Konya Emniyet Müdürü için 1 tane FETÖ’ye araba bir tane de emniyete araba için tüm iş adamlarının kapısını çalan arkadaşın.

Onunla her hafta berabersin versene

……………

Sordum ismini verin hatta özelden yazın dedim.

Bu kez

“Onu da sen bileceksin” diyordu

………………

Olur kuyuya bir taş atın herkes kuyudan o taşı çıkartacağım diye içine atlasın öyle mi?

Yahu arkadaş yapmayın etmeyin.

Sosyal medyadan fake hesaplar ile yazmak kolay.

Madem bu kadar net bildiğiniz isimler var niye Cumhuriyet Savcılığına bir dilekçe verivermezsiniz?

Hadi adliyeden çekiniyorsunuz.

Gidin en yakın polis karakoluna bir dilekçe veriverin.

…………

O alçak girişim öncesi ve sonrası yaşadıklarımı bende biliyorum bilmesi gerekenlerde biliyor.

Peki siz bu alçak terör örgütünden hiç sopa yediniz mi?

Ya da karşı olarak ne yaptınız?

Geldiğimiz noktada belgeli FETÖCÜLER yakalanıp 100 küsur yıl hapis ile yargılanırken itirafçı olup bugün aramızda dolaşmıyorlar mı?

………………

Yapmayın etmeyin Allah aşkına.

Tamam bize fake hesaplar ile sallayın.

Sallayın ama biraz da vicdan.

Allah rızası için vicdan.

Birazcık adalet ve adil olun.

Ne olur.

………….

Aynı yazımıza Saadet Partisi’nin çok sevdiğim saydığım başkanı Hüseyin Saydam abimiz ise şöyle bir yorum yapıyordu;

Kalemine sağlık abi.

Sağ olun.

Eğmeden bükmeden dosdoğru yazmışsınız.

İyiyse de kötüyse de geldiğimiz yer burası.

Ya olduğumuz gibi görüneceğiz ya da göründüğümüz gibi olacağız.

Bu söz Mevlana Haftası’nda yazılan bilbord süsü değil.

……………..

Bu değerli Komünist (!) okuyucumuzun sayesinde bizim gündemde fay hattı gibi kaydı.

ZERMERAM BENİ ŞAŞIRTTI

İTTİFAK Holding ZERMERAM projesini yıllar önce dağın başında açıkladığı zaman iki ayrı duygu yaşıyordum.

Bir; buralar tamamlandığı zaman muhteşem bir yapı ortaya çıkacaktı.

İki; Konyalı’nın çok parası vardı.

Ve muhteşem kağıt üzerindeki binalar bile proje safhasında peynir ekmek gibi satılacaktı.

Üç, tanıdıklarıma, eşime, dostlarıma hep burayı anlattım.

İTTİFAK çok güzel bir yere imza atıyor filan dedim.

Derken ülke gibi burada da bir takım frene basmalar oldu … du..du.

……………

Dün sabah yine buralarda idik.

Gözlerime inanamadım.

O sıkıntı dönemlerden sonra İTTİFAK MUHTEŞEM BİR ŞEY BAŞARMIŞTI.

İstanbul projesi de burası gibi çıta atlamıştı.

Tek kelime ile burada emeği geçen yürekli tüm İTTİFAK yöneticilerine, çalışanlarına, mühendislerine, işçilerine şehir adına teşekkür eder kendi adıma da kutlarım.

Haaa İTTİFAK deyince ZERMERAM deyince benim biricik ADAM gibi ADAMÖmer Saylık abime de teşekkür ederim.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Ne kadar yükselirsen yüksel ahlak ve faziletten yoksun isen bir hiçsin.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Lüks son model arabalarımızı trafik kurallarına ve insanlığa uygun nizami park ettiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.