Fırsatları Değerlendirebiliyor muyuz?

Dünya..Giderek daha vahşi bir yer haline geliyor.

Acımasız. Kıt kaynakların insanlığın hizmetine değil birbirimizi yok etmeye harcandığı,, zararını hepimizin göreceği, savaş çığırtkanlığı ve silahlanma yarışıyla geçen günler yaşıyoruz. Kendi coğrafyalarına sıçramadıkça dert edecekleri de sanmam.

Ülkem..Bin bir dertle boğuşuyor. Gene yüksek enflasyon, gene adı konulmasa da ekonomik kriz. Seçimin biri bitse de Mahalli seçimlere kadar sürecek tartışmalar, “tencere dibin kara” siyaseti ve gene oranı kaç olacak bilmiyorum ama yüzde ellilere yakın kamplarda bölünmüşlük. Demokrasi çığlıkları atıldı seçim öncesinde de ama gene kimse elbette haklarıdır gözümüz yok ama asilden fazla hak ve imtiyazlara sahip vekillik olmaz, burada da fedakarlık yapalım diyen çıkmadı. Zaten bir rahmetli Adnan Kahveci vardı çift maaşları almayan hatırladığım, bir de rahmetli Bülent Ecevit Demirel’in vekillere yaptığı müthiş zamma 1977 yılında itiraz ederek geri aldırmıştı, onun dışında asilin alamadığı çifte maaş defalarca iptal edilmesine karşın defalarca yeniden geçirildi Meclisimizden ve hakları oldu saygıdeğer vekillerimizin. Olsun, gözümüz yok.

Kentler de marka olmada, yatırım almada, öne geçmede birbirleriyle yarış halinde. Cari açıklı bütçe ile belki de yatırımlarda da frene basılacak ve daha kıt kaynaklardan pay almak için yarış daha da çetinleşecek. Konya elbette gelişiyor, güzelleşiyor ama Cumhur İttifakı ve  Sn. Cumhurbaşkanımıza destek verdiği ve destek aldığı, kabinede hemşerimiz Bakanlarımızın bulunduğu bu dönemin fırsatlarını layıkıyla değerlendirebiliyor mu sorusu kafamda cevap bulamıyor. Ulaşım sıkıntılarımız, çevre yollarımız, metromuz, banliyomuz, tramvay hatlarımız , sulama projelerimiz bugünden yarına bitmekten çok uzak. Havaalanımız yenilenmesi bir tarafa uçuş sayımızın yetersizliği, genelde uçak inememe sorunu; bildiğim kadarıyla yurt dışı uçuş imkanı olmaması nedeniyle gündeme gelmeli. Sahi Mersin Limanı’na tren hattımız uzatılacaktı bilmiyorum gündemde mi? Sorunlarımızı bıkıp usanmadan yetkililere hatta bazen gerekirse iktidar ve muhalefet vekillerimiz birlikte sunmaktan, takip etmekten yorulmamalıdırlar. Bu fırsatlar her zaman gelmez.

Belediye Başkanlarımız iktidar partisinden, arkalarında ciddi kent desteği, iktidar desteği mevcut şükür ki. Hizmet edenden Allah razı olsun. Uğur İbrahim Altay Başkanımızı ayrı yere koyuyorum. Konya’mın yıllardır konuşulan, projelendirilen sorunlarına bir bir el atıyor. Sanal alemdeki Akyokuş Teleferik hattı da dahil proje o kapsamda olmasa da gerçekleştiriliyor, malum yapılmamış proje işe yaramıyor. Sanayi taşınması, cephanelik taşınması, Çatalhöyük Müzesi, kurumaya yüz tutmuş dünya nazar boncuğu Meke Gölü, Hz. Mevlana çevresi düzenlemeler, Konya Ürünleri Satış Merkezi ve daha niceleri hayata geçiriliyor. Karatay Belediyesi lavanta ve Gül bahçeleri ile dikkat çekiyor, Selçuklu Belediyesi Sille çalışmalarını sürdürüyor ve nihayet otoparka da kavuşturuyor, Meram Belediyesi Meram Bağı ile nostaljiye, Lavanta Bahçeleri ile güzelliklere yer açıyor.  Ben daha fazlasını arzu ediyorum. Bu kentte çirkin hiçbir şey olmamalı, Müzeler kenti olmalıyız. Bu konuda da sözlerim var. Turist rehberleri ile görüşülürse Çatalhöyük’ü Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde anlattıklarını, Çatalhöyük’ün programda olmayacağını söyleyeceklerdir. Bu konuda rehberlerle program görüşülmezse Çatalhöyük garip kalmaya devam eder. Müzelerimiz artık klasik müze yapısında değil dijital müzecilikten yararlanılarak kurulmalı. Konya’mın resmi tatillerde kapalı kent olmaktan vazgeçmesi gerek. Konya Kitapevi var ki bunlar keşke yaygınlaşsa ve kitap kafe, tanıtım ürünleri satış yerleri haline gelse ama ne yazık ki bu halleriyle bile Pazar günleri kapalı. Konya Ürünleri satış yeri de bitince resmi tatillerde kapalı olmaz umarım. Buraları sürekli hatta 24 saat çalışır tutmak Belediyeler için zor olmasa gerek.

Bir de korumak gerek Sn.Başkanlarım, kent kültürünü kazandırmak gerek, işine tutkun insanlarla çalışmak gerek. Ben görevliler köşelerinde turistik gezide gibi muhabbet ederken Gül Bahçesinde buket buket gül toplayanları görünce, Çiçek Bahçesinde yer sofrasında piknik yapanlara tanık olunca inanın üzüldüm, uyardığım Gül Bahçesi güvenlikçilerinin umursamaz tarzına daha da şaşırdım. Kamu parasıdır harcanan yazıktır. 30 yıllık Belediye binasının da, 7 yıllık Hayvan Pazarı’nın da yenilenmesi yazıktır, 400000 çiçekten oluşan Çiçek Bahçesi’nin getirisi olmalı mesela giriş ücreti konulmalı bence. Kamu tasarrufta da örnek olmalı, Togg gelecekse ki gurur duyuyorum iyi ki geldi o zaman planlanmalı ve öncesinde Audi gelmemeliydi mesela.

Avrupa’dan bir örnek.. Fransa’dan bir belediye. Vatandaş köpeğinin affedersiniz dışkısını sokaktan toplamıyormuş, Hemen karar almışlar, tüm köpeklerden DNA testi yapmışlar, artık sokaktaki gaytayı temizlik görevlileri test ettirip cezai bedelle tahsil edecekmiş belediye. Başkan gerekçeyi temizlenmeyen gaytaların belediyeye temizlik maliyeti yıllık 80 bin euro olması şeklinde  açıklamış. Kimse kurallara keyfinden uymuyor dünyanın hiçbir yerinde, denetliyor, uyduruyor ve cezayı kesiyorlar efendim. Kent kültürü de böyle oluşuyor muhtemelen. Durmak yok, çalışmaya devam diyelim başkanlarımıza ve vekillerimize inşallah.