FITIR SADAKASININ ÖNEMİ
14 Haziran 2017, Çarşamba 07:29Fıtır sadakasının yüce dinimiz İslam'daki yeri ve önemi çok büyüktür. Rasulullah (sav) Efendimiz fıtır sadakasının ramazan bayramı namazından önce verilmesini emretmiştir.
Fıtır “iftar etmek” ve “yaratılış” anlamlarına gelir. Fıtır, oruç açmaktır. Şevval ayının ilk günü olan Ramazan bayramının birinci gününde oruç tutulmayıp iftar edildiği için ona fıtır günü, o gün verilmesi gereken sadakaya da fıtır sadakası denilmiştir. Buna "fıtır zekâtı, fitre, oruç sadakası, Ramazan sadakası ve baş zekâtı" da denilmektedir.
Fıtır sadakası, yaratılmış ve Ramazan orucunu tutup iftar etme imkânını elde etmiş olmanın bir şükrü olarak; dinen zengin olup Ramazan ayının sonuna yetişen Müslümanın, belirli kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır. Vacip oluşu, sünnetle sabittir.
İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Rasûlullah (sav) fıtır zekâtını müslümânlardan köle, hür, erkek, kadın, küçük, büyük üzerine hurmadan bir sâ' yâhud arpadan bir sâ' olarak farz kıldı. Bu zekâtın insanların bayram namazına çıkmasından önce verilmesini emretti (Buhârî. Zekât, 18, 74; Müslim. Zekât, 12, 15)."
İbn Abbâs (r.a.) da demiştir ki: "Resûlullah (s.a.v.) fıtır sadakasını oruçluyu faydasız ve müstehcen söz ve fiillerden temizleyici, fakirlere de yiyecek olmak üzere farz kıldı. Kim onu bayram namazından önce verirse, o kabul olunmuş bir zekâttır. Kim de onu bayram namazından sonra verirse, o sadakalardan bir sadakadır (Ebu Davud, Zekat 18;İbn Mace, Zekat 21)." İbn Ömer de onu bayramdan bir veya iki gün önce verirdi. (Ebu Davud, Zekat 19).
Fıtır sadakası, borcundan ve temel ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı mala sahip olan her Müslümana vaciptir. Bunda zekâtta olduğu gibi malın nâmî (artıcı) olması ve üzerinden bir yıl geçmesi gibi bir şart söz konusu değildir.
Şâfiî mezhebine göre ise fıtır sadakası vermek için zengin olma şartı yoktur. Günlük yiyeceğinden fazlasına sahip fakir de fıtır sadakasını verir (Kâsânî, Bedâiu’s-sanâi, II, 69; Nevevî, el-Mecmu, VI, 105).
Kişi kendisinin ve küçük çocuklarının fitrelerini vermekle yükümlüdür. Hz. Peygamber, köle-hür, büyük-küçük, kadın-erkek her Müslümana fitrenin gerektiğini (Ebû Dâvûd, Zekât, 20) ifade etmiştir.
Fıtır sadakasının vacip olma zamanı, Ramazan bayramının birinci günü olmakla birlikte bayramdan önce de verilebilir. Hatta bu daha faziletlidir. Bununla birlikte bayram günü veya daha sonra da verilebilir. Ancak bayram namazından önce verilmesi müstehap kabul edilmiştir.
Şâfiî mezhebinde ise; fitreyi, meşru bir mazeret bulunmadıkça bayramın birinci gününün gün batımından sonra vermek haramdır. Fitreyi Ramazanın ilk günlerinden herhangi birinde vermek caizdir (Nevevî, el-Mecmu, VI, 128).
Fitrenin hedefi, bir fakirin içinde yaşadığı toplumun hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanması, böylece bayram sevincine iştirak etmesine katkıda bulunmaktır. Günümüzde fıtır sadakasının belirlenmesinde, bir kişinin bir günlük normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktarın ölçü alınması daha uygundur. Bu yıl için Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu en az fitre (fıtır sadakası) ve fidye bedelini 16 TL olarak belirlemiştir. Bu bedelin üzerinde örneğin 20, 30, 40, 50 TL'den verilmesi kişiye daha çok sevap kazandırır.
Dinen zengin sayılanlara, usul (anne, baba, dedeler ve nineler), furua (oğul, kız ve torunlar) ve bakmakla yükümlü olduğu kimselere zekat, fidye ve fıtır sadakası verilmez. Bir kimse, zekatını, fidyesini ve fitresini bir fakire verebileceği gibi birkaç fakire de dağıtabilir.
Allah hepimizi çok zekat ve fıtır sadakası verenlerden eylesin. Bu mübarek ramazan ayını en güzel şekilde değerlendirmeyi ve Kadir gecesini ihya etmeyi nasip etsin. Ramazan bayramına da bütün sevdiklerimizle birlikte tüm günahlarımızdan arınmış olarak ulaşmayı lutfeylesin.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.