GAZETECİLER GÜNÜ
12 Ocak 2022, Çarşamba 00:031983 yılında kurulan partilerden Halkçı Partinin ya da bundan birkaç yıl sonra kurulan Sosyal Demokrat Halkçı Partinin il başkanlarından birisiydi, Dr. Recai Ersoy.
HP ve SODEP’in bugünkü CHP olduğu da belirtmiş olalım.
Çok soğuk bir kış günüydü.
O yıllarda çok kar yağar ve kışlarda sert geçerdi.
Bir 10 Ocak günüydü.
İl başkanı Dr .Recai Ersoy habersiz bir şekilde gazeteye geldi.
Biz, birbirimizden haz almayan iki insandık.
Sert polemiklerimiz olurdu.
Fikirlerimiz zıttı.
Fazla iletişimimizde yoktu.
Recai bey buna rağmen gazetemize, Gazeteciler Günü’nümüzü tebrik etmek için gelmişti.
Basında Gazeteciler Günü, Gazeteciler Bayramı gibi özel günler ilk o ziyaret sebebiyle bizim hafızamızda yer buldu kendisine.
Gazeteciler Günü kutlamaları giderek gelenekselleşti yıllar içinde.
Siyasetçiler, yerel yöneticiler, üst düzey kamu görevlileri, dernek/vakıf yöneticileri basın mensuplarının, Gazeteciler Günü’nü kutlamaya başladı her 10 Ocak günü.
Son yıllarda ise daha bir önem verildi bu ritüele.
İnsan merak ediyor, her ne kadar bilinmekle beraber bunun sebebinin ne olduğunu.
Sahi bu toplu ve geniş katılımlı ritüellerin sebebi ne?
Gazetecilere yeni haklar mı verildi de, sektör mensuplarının bundan haberi yok.?
Kutlanan bu mu?
Olmayan hakların verilmiş olması mı yani?
Dr. Recai Ersoy’un bahsettiğimiz ziyaretinden sonra basın mensuplarına ne gibi yeni haklar verildiğini, yıllar içinde oldukça yakından izleyenlerdeniz.
Her 10 Ocak bir öncekinin tekrarı.
Yani temcit pilavı.
Siyah/beyaz ve oldukça eskimiş film şeridinin başa alınıp yeniden izlenmesi/izlettirilmesi.
Altmış yıl önce üstelik 1960 darbesinden sonra çıkartılan basın yasasıyla, basın çalışanlarına verilen haklar.
Onca yeni hak ve iyileştirme vaatlerine rağmen, bir türlü verilmeyen yeni haklar ve iyileştirme vaatlerinin her iktidar döneminde ötelenmesi.
Ne kutlanıyor Allah aşkına?
Basın emekçileri tüm çalışan gruplar içinde fazla özlük hakları olmayan, olması gereken hakları aranmayan ve hatta mevut hakları da göz ardı edilen kesimdir. Bu yönüyle ülkede örgütlenmeyi sağlayan basının, kendisini örgütleyemediği rahatlıkla söylenebilir.
Basın çalışanlarının içinde bulunduğu vaziyet artık idare edilemez bir noktaya geldi.
Aslında sadece basın çalışanlarının değil, basın kuruluşlarının vaziyeti de idare edilemez noktada.
Taraflar varlığını sürdürmekte zorlanıyor.
Ekonomi alanındaki olumsuz gelişmeler her iki tarafa da nefes aldırmıyor.
Gazetelerin girdi maliyetleri görülmemiş biçimde artarken, resmi ve özel ilan gelirleri düşmeye başladı.
Eski yıllarda gazetelerin matbaaları olur, matbaalar piyasaya iş yapar para kazanırdı. Şimdi matbaa kalmadı.Çünkü matbaayı finanse edecek ekonomik güç kalmadı.
Bu durumda ne yapacak medya kuruluşları?
Ne yapacak basın çalışanları?
Sektörü yaşatmak için kalıcı yeni haklar gerekiyor.
Yeni hakların, yeni yasalarla garanti altına alınması gerekiyor.
Önceki gün Gazeteciler Günü kutlandı yine.
Şehrimizdeki programda bizde oradaydık.
Nasıl kutlandı?
Bilindiği gibi.
40 yıldır oldu gibi.
Haksızlık yapmayalım.
Bir çatal kaşık sesleri vardı, farklı olan.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Konyalı emmi
12-01-2022 10:37Nasıl bir huzurdu, protokolun susması ve hoca yemek duasını yaparken çatal kaşık seslerini kesilmesi. Tam bir yensin içilsin, dostlar alışverişte görsün toplantısı oldu.