GEÇ GELEN SİYASİ İRADE VE TSK
14 Ekim 2019, Pazartesi 08:36Ortadoğu’da tarihsel emelleri olan ülkeler siyaset ve bölge ülkeleri ile doğrudan savaşla bu işin kolay olmayacağını anlayınca, “ PKK terör örgütü “ vasıtasıyla açık/gizli emellerini hayata geçirmeye çalıştılar.
Hangi ülkelerdi bunlar?
En başta Amerika Birleşik Devletleri..
Sonra Rusya, Fransa , İtalya ve daha başka irili/ufaklı emperyalist batılı ülkeler.
PKK 1984 yılında bu ülkelerin destekleri ile kuruldu. Başlangıçta örgüte finansal ve lojistik destek, ABD tarafından sağlandı. ABD yönetimleri bunu açık ve aleni bir şekilde yaparken bölge ülkeleri ve özellikle de ileride örgütten en fazla zararı görecek ülke olan Türkiye oturup, durumu seyretti. “Yılanın başı küçükten ezilir”di ama, yılanı elinde tutan Amerika’ydı. O dönemin iktidar mensupları ise Amerika’dan fena halde korkuyordu. Allah korusun Amerika onları ansızın bir çukura iteler ve iktidarı ellerinden alabilirdi. Böyle bir anlayıştan dolayı olmalı ki, Amerika’nın PKK’nın arkasında her anlamda durması ve örgütün ülkemizdeki kanlı eylemleri “Kınama” beyanatları ile geçiştirildi.
PKK terör örgütü Türkiye’de tarihe geçen kanlı eylemlerini tek tek hayata geçirirken bile, dönemin iktidarları gerekli olan iradeyi ortaya koymakta zorlandı. Ne “Amerika’ya bu olmaz” diyebildik. Ne de terör örgütüne “Yeter artık yaptıklarınız” diyebildik. Bu hiç bir şey yapmadığımız anlamına gelmez. Lakin ülke olarak tepkilerimizi muhataplar basit birer “vızıltı” olarak değerlendirdi.Yani bildiklerini yapmakta bir an olsun tereddüt dahi etmediler.
Yaşanan bu süreçte hakkını teslim etmemiz gereken taraflar var. Onların hakkını yememek adına söyleyelim. Ülkemizde askeri cenah, Amerika başta olmak üzere PKK’nın arkasında duran batılı devletlerle ciddi sayılabilecek müzakereler yaptı. PKK’nın eylemlerine, misliyle karşılıkların verildiği ve sınır ötesi harekatların yapıldığı dönemler oldu. O dönem dağlarda PKK’ya karşı adeta savaşan ve 30 yıl Türk Ordusu’na hizmet veren emekli general Osman Pamukoğlu, “EY VATAN ARKADAŞLAR UYKUDAN UYANSIN” adı altında bir kitap yazdı. Pamukoğlu, bazı terör olaylarından sonra terör örgütü mensuplarının izini sürdüklerini, tam köşeye sıkıştırdıklarını ve komandoların tam da tetiğe basacakları bir anda, bir yerlerin nasıl haberi olduysa “ORADAN ÇEKİLİN” talimatı aldıklarını yazıyor.
Aynı şekilde bir dönemin terörlü mücadelede efsane komutanı Genel Kurmay Başkanı Doğan Güreş, hani aynı dönemin başbakanı için “TAK DİYE EMİR VERDİ,BEN DE ŞAK DİYERİ EMRİ YERİNE GETİRDİM” diyenkomutan, “Türkiye’nin bölünmesini isteyen ABD’nin terör örgütüne yardım ettiğini ve bölgede ABD helikopterlerinin PKK’ya 1990 yılında havadan malzeme attığını” söylemişti. 1990 yılında bu olaylara göz yuman başbakan kimdi? Ayrıca bir dönem Terörle Mücadele Özel Temsilcisi olarak görev yapan Türk Ordusu’nun kıymetli Orgenerallerinden Edip Başer Paşa “O dönem ellerinde bir CD olduğunu ve o CD’de PKK’ya Kuzey Irak’ta, Amerikalıların lojistik destek sağladığına dair görüntüler bulunduğunu ve o görüntülerde malzeme götüren bir aracın ön koltuğunda ABD’li yetkililerin oturduğunu” söylemişti. Amrikalıların, Kuzey Irak’ta PKK terör örgütünün liderleriyle görüştüğüne dair başka bilgiler, belgeler ve fotoğraflar da çıktı ortaya. Bu bilgi ve belgeler daha çok askeri yetkililerce açıklandı.
Kuzey Irak’ta, PKK’ya desteğini başlangıçta fazla açıktan yapmayan başta Amerika olmak üzere diğer batılı devletler, Suriye’de benzer faaliyetlerini dünyanın gözü önünde yapmaya başladılar. Göstere göstere yaptılar. Ne çekindiler, ne de en azından ülkemizle müttefiklik ruhuna sadakat gösterdiler.
PKK’nın uzantısı PYD/YPG Amerika tarafından kuruldu. Bu örgüte Amerika, Türkiye’nin yüksek perdeden itirazlarına rağmen binlerce tır dolusu silah ve cephane yardımı yaptı. Askeri bir yetkili yapılan silah yardımları arasında Türk Ordusu’nun envaterinde bulunmayan silahların olduğunu da söyledi.
Söylemek gerekirse..
Amerika, Suriye’nin kuzeyinde binlerce tır dolusu, ağır zırhlı araçlar, füzeler, mühimmatlar vererek YPG’yi yarattı.
Öyle ki PYD/YPG’ye verilen silahlar 30 bir tır dolusu yük meydana getirdi.
Türkiye’nin bu duruma aylarca süren itirazı Amerika tarafından dikkate alınmadı ve Türkiye’ye çeşitli vaatlerde bulunuldu.Daha doğrusu oyalandık ve ve en yakın müttefikimiz tarafından kandırıldık.
İşin hazin tarafı da şu oldu.. Sadece Amerika değil, Rusya, Fransa ve diğer Türkiye düşmanı ülkeler her zaman terör örgütlerinin yanında yer aldı.
Atatürk’ün ölümünden sonra Türkiye’nin sözde müttefiki olma sürecinin başladığı Amerika, meğer PKK,PYD,YPG’nin müttefiki olup çıkmış.
Sonuçta Amerika’nın Türkiye’ye verdiği sözlerin “yalan” olduğunu anladık. Geç oldu ama anladık. Amerika’nın esas amacının PYD/YPG’ye ülke sınırlarımızda, yeni bir devlet kurdurma çabası olduğunu gördük. Esasen bu projenin bir ayağnı Amerika, Kuzey Irak’da denemiş ve başarılı da olmuştu. Tabi sözünü ettiğimiz Kuzey Irak örneğinde bizim devlet olarak gaflet ve hatalarımızın olduğunu söylememiz lazım.
Suriye’nin kuzeyinde hataya düşmedik. Yanlış yapmadık. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, 9 Ekim’de Fırat’ın doğusuna askeri harekat başlattı. Daha önce “Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı” Operasyonlarında olduğu gibi hedef doğrudan doğruya,PYD/YPG/IŞİD terör örgütleri oldu.
Zor ama esasen bu sürecin artık bütünüyle Amerika’ya rağmen de olsa bitmesi gerekiyor. Yani 1984’de başlayan sürecin. Elimiz eskiye oranla daha güçlü. Ayrıca halkın bu konuda müthiş bir arzu ve desteği sözkonusu.
Herkes TSK’nın ve siyasi iradenin yanında. Fırat’ın doğusuna yapılan harekattan sonra bu güçlü desteği bir kere daha gördük.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.