Konya
08 Eylül, 2024, Pazar
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Gelecek Yüzyıl, Uzaya Yerleşir miyiz?

09 Temmuz 2024, Salı 00:35
Uzay, ilk çağlardan itibaren insanoğlunun zihnini meşgul ederek, insanoğlunu onun gizemlerini çözmek için çalışmaya sevk etti. İnsanların merak duygusunun yanı sıra günlük yaşamdaki hava durumunu tahmin etme, günleri dilimlere bölme gibi ihtiyaçlarının üzerine temellenen bu çalışmalar özellikle büyük medeniyetlerde gelişim gösterdi.
 Bu amaçla Sümer, mısır, Babil ve Yunan gibi büyük medeniyetlerde çalışmalar yaptılar, ay ve güneş takvimleri oluşturdular, büyük gökbilimciler yetiştirdiler. Türk İslam medeniyetine ise çeviri yoluyla geçen bu çalışmalar, bu alanla ilgilenen alimler için kaynak oluşturdu ve ardından bu bilgilerin üzerine kendi araştırmalarının sonuçlarını koyarak bilim dünyasına katkı sağladılar. Özellikle Timur’un torunu Uluğ bey ve Ali Kuşçu gibi bilginler bu alanda önemli çalışmalara imza attılar.
Avrupa devletlerinin 15. Yüzyıldan başlayarak Amerika’yı, Afrika'yı, Asya ve Avustralya'yı kolonileştirmesi dünya tarihini kökten etkiledi. Eski koloniler artık bağımsız, Dünyada da kolonileştirilecek, keşfedilmemiş bir yer pek kalmadı. Yeni hedef ise uzay oldu. Koloniciler bu kez Avrupalı imparatorluklar değil, dev teknoloji firmaları bu alanda boy göstermeye başladılar.
Uzay araştırmalarının erken dönemleri Rusya ile ABD arasında bir “Uzay Yarışı" şeklinde başladı. 4 Ekim 1957 tarihinde Sovyetler Birliği'nin Sputnik1 yapay uydusunu dünya yörüngesine fırlatması ve ardından 20 Temmuz 1969'da Amerika Birleşik Devletleri'nin Apollo 11 uzay gemisi ile aya iniş yapması bu uzay yarışının başlangıcı olarak bilinir. Sovyet uzay programı 1957'de yörüngeye ilk canlıyı gönderme, 1961'de uzaya ilk insanı gönderme (Yuri Gagarin’in Vostok 1 ile uçuşu), 1965'te ilk uzay yürüyüşü (Aleksei Leonow), 1966'da farklı bir gezegene otomatik iniş yapma ve 1971'de ilk uzay istasyonunu (Salyut 1) kurma gibi pek çok ilk uzay başarısının sahibi oldu.
İki yüz yıllık düş: Galaksinin fethi
Aslında insanlığın galaksiyi fethederek türünün kalıcılığını koruyabileceği fikrinin izini iki yüzyıl gerilere kadar sürmek mümkün. Oxford Üniversitesi'nde entelektüel tarih araştırması yapan Thomas Moynihan, 1800'lerin sonları ve 20'nci yüzyılda bilim insanlarının "kainatın insan benzeri türlerle dolu olduğu inancında" olduğunu söylüyor.
İnsanlar diğer dünyaları hayal ederken, zihinlerinde, onların yaşama uygun olmayan kaya parçaları değil, Dünya'da olduğu gibi kimisi insana benzeyen birtakım canlıların yaşadığı yerler olduğunu canlandırıyordu.
Moynihan, kainatın ağırlıkla ve neredeyse kesin olarak başka canlı türlerinin olmadığı ve insanlığın yayılabileceği devasa bir alan olduğu fikrinin ise, görece yakın bir zamanda anlaşılan bir gerçeklik olduğunu vurguluyor.
Aynı zamanda bilim insanlarını Güneş Sistemi ve ötesinde insan yerleşimleri oluşturma konusunda çok daha ciddi bir şekilde düşünmeye sevk eden bir başka faktör de, Güneş'in ısısını kaybetmesi ya da başka bir felaket neticesinde bir gün insanlığının soyunun tükenebileceğinin giderek daha net bir şekilde anlaşılmasıydı.
Zenginler uzay projeleriyle egolarını mı tatmin ediyor?
Bezos ergenlik yıllarında hedefini, sınırsız enerji ve kaynaklara ulaşmanın yolu olarak uzaya yönelmek olarak belirlemişti. Bu fikri sonraki yıllarda çok fazla değişmedi. Uzayda insan yerleşimleri oluşturmanın, büyüme ve kaynakları tüketmeye doymayan insanlığı kurtarmanın tek yolu olduğunu düşünüyor.
Elon Musk ise insanlığın soyunun tükenmesi riski konusunda çok daha sert şeyler söylüyor ve birkaç gezegene özellikle Mars'a yerleşilirse Dünya'da meydana gelebilecek bir felaketin bütün bir insan türünü yok edemeyeceğine inanıyor.
SpaceX milyarderi Musk, kainattaki bütün medeniyetlerin, evrimlerinin bir aşamasında onları yok eden bir sonla karşılaştığını söyleyen "Büyük Filtre" tezinin aşılması fikrinden esinleniyor. İnsanlığın uzaya açılmasıyla galakside bu filtreyi aşabilen tek medeniyetin insanlık olabileceğini umuyor.
Devlet destekli NASA gibi yapılar gibi uzayda çalışmalar yapan milyon dolarlık özel şirketler ortaya çıktı, uzayla ilgili dev sermayeli filmler çekildi, yetkin yazarlar bu alanda çok satan kitaplar yazdı. Dünyanın yaşanmaz bir hale gelmesiyle uzayda yaşam olacağına dair fikirler üretildi.
Uzaylıların varlığı hakkındaki komplo teorileri zihnimizi meşgul etti, uzaylı istilasından dahi bahsedildi. Uzayda Hayat olur mu bilinmez bizce insanoğlunun uzay merakının bitmeyeceği somut bir gerçeklik olarak yanı başımızda duruyor.
 
Uzay Kime Ait? Uzayın Hukuktaki Yeri Nedir?
 
1962 yılında Dış uzayın barışçı amaçlarla kullanımı bakımından devletler arası koordinasyon sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler nezdinde, Birleşmiş Milletler Dış Uzay Dairesi (UNOOSA) kuruldu.
Birleşmiş Milletler’in girişimi ile 1967 yılında kısa adı “DIŞ UZAY ANTLAŞMASI” olan bir belge oluşturularak, Uzay Hukukunun Uluslararası Hukuk literatüründe yer alması sağlandı. Türkiye’nin de dahil olduğu 102 ülke tarafından imza edilen ve onaylanan bu antlaşma ile Uzay Hukukunun temel ilkeleri oluşturulmaya çalışıldı.
Başlıca ilkeler:

1. Dış Uzayın keşfi ve kullanımı tüm ülkelerin yararı ve çıkarları gözetilerek yürütülür.

2. Dış Uzayın keşfi ve kullanımı hususunda tüm ülkeler özgürdür.

3. Dış Uzay bakımından egemenlik, işgal ve benzer iddialarda bulunulamaz.

4. Devletler hem yörüngeye hem de dış uzaydaki gök cisimlerine veya istasyonlarına; nükleer silah ya da diğer kitle imha silahları yerleştiremez.

5. Dünya’nın uydusu Ay ve diğer gök cisimleri yalnızca barışçı amaçlarla kullanılabilir.

6. Devletler, ulusal uzay faaliyetlerinden ve bu faaliyetler esnasında verdikleri zararlardan dolayı sorumludurlar.

Sonuç olarak ne gerçek kişilerin ne de devletlerin gök cisimlerini bu tür sahiplenmeleri uluslararası hukuk açısından “şimdilik”mümkün değil.
 
Dünya, koskoca evrende sadece küçük bir nokta büyüklüğünde…
 
Astronomi biliminin bize öğrettiği en önemli ders, kendi önemsizliğimiz. Evrende en az 100 milyar galaksi olduğu düşünülüyor. Dünya’nın uzaydan bakınca küçücük mavi bir nokta olduğunu düşününce toplumsal kutuplaşmalar, aynı şehirde yaşayan insanların yaşadığı anlaşmazlıklar ne kadar da önemsiz kalıyor.
 
Gelecek Yüzyıl, Uzaya Yerleşir miyiz? sorusu insanı heyecanlandırsa dauzaya harcanan para ile dünyayı korumak daha somut ve gerçekçi bir fikir olarak karşımıza çıkıyor.
Ayrıca uzay için milyarlarca dolar para harcayan küresel şirketler, yeni bir hayatı keşfetseler bile “uzaya yerleşmek ister misiniz?” sorusunu bize sormayacaklar. Emin olun.
Onların kirlettikleri dünyada yaşamaya devam edeceğiz.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

tokyobet-tokyobet-nerobet-tokyobet-goldenbahis-tokyobet-levabet-ngsbahis-ngsbahis-goldenbahis-ngsbahis-levabet-levabet-goldenbahis-ngsbahis-ngsbahis-tokyobet-nerobet-ngsbahis-levabet-levabet-goldenbahis-ilelebet-betibom-ajaxbet-trendbet-anadolucasino-heybet-paribahis-aresbet-Deneme bonusu veren siteler-Deneme bonusu veren siteler-Deneme bonusu veren siteler-Deneme bonusu veren siteler-Deneme bonusu veren siteler-Deneme bonusu veren siteler-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-tokyobet-tokyobet-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-nerobet-pusulabet-piabet-pusulabet-masterbetting-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-pusulabet-pusulabet-masterbetting-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-masterbetting-masterbetting-masterbetting-pusulabet-pusulabet-pusulabet-muhasebeci maa?lar?-casibom-aresbet-tokyobet-tokyobet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-