GENÇLERE BAKIŞ UFKUMUZU DEĞİŞTİRMEK
15 Mayıs 2023, Pazartesi 00:00İnsanlığın her asırda umudu ve gelecek kaygısı hep gençliği olagelmiştir. Hayat adına ve insanlığı mutlu yarınlara taşıma noktasında sarıldıkları yegane çare ister istemez genç nesilleri olmuştur. Çünkü insanlık ufkuna nazar ettiğimizde; peygamberlerden başlayarak günümüze kadar gelen insanlık serüveninde hep baş aktör genç neslin ta kendisi yer almıştır. Onun azmi, heyecanı ve hayata bakış ufku hep taze kalmış, sürekli değişim ve gelişim potansiyeli taşımıştır.
Kendim, otuz yıllık eğitimcilik ve elli üç yıllık ömür serüvenimde müşahede ettiğim ve acı da olsa tecrübe ettiğim en büyük gerçeğimiz: Gençliğimizin asli hüviyetine asla oturtamamış olmamızdır. Maalesef sadece genç neslimizle övündüğümüz ve asla değişim ve gelişim adına asıl oturtmamız gereken yere o pırlanta gençleri oturtamıyor oluşumuzdur. Öyle ki; adeta söz hakkı dahi tanınmayan ve belli bir yaş seviyesine geldiğinde ancak muhatap olunan bir varlık nazarıyla bakılabiliyor. Ne acı ki manzara bundan farklı değil. Belki laf ve sözde, nârâ ve nutuklarda, hamasi beyanlarda değer görüyor gibi bir resim var; ama inanın kazın ayağı gerçek hayatta böyle değil…
Ümitsiz değilim, fakat böyle bir manzaranın varlığında şüphem yok, zira her ortamda nispeten bu manzaraları okuyabiliyorum. Adeta on beş yaşındaki bir evladımızı bir ekmek almak için markete gönderdiğimizde onlarca defa tereddüt geçiriyor ve on nasihat tebliğ ediyoruz. Acı olan bu tabloda o evladımıza tek telkin ettiğimiz şey ise, ümitsizlik, güvensizlik ve karamsarlıktır. Daha sonra aynı gence hamasi nutuklar atarak dünyanın fethine çıkacağını telkin ediyoruz. Nezihane üslubumu bozmadan söyleyeyim, sormazlar mı: “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…” Siz bir taraftan Efendimizin İstanbul’u fethi noktasında iltifatlarına mazhar olmuş Sultan Fatih’i on dört yaşında devir açan ve devir kapama noktasında nasihatleri serdedeceksiniz ve bir taraftan da en basit ayak işlerinde dahi güvenmediğini telkin edeceksin ve gelecek adına onu asıl aktör bilmeyeceksin. Maalesef bu bir tenakustur ve daha doğrusu genç nesli aldatmaktır derim…
Günümüz gerçeğiyle yüz yüzeyken; geçmiş asırlara nazarımı fikren gezdirdiğimde tam tersi bir tablonun hâkim olduğunu görüyorum maalesef …Bütün bir toplumun şirkten taraf durduğu bir zeminde hidayet üzere kalabilmiş Ashab-ı Kehf’in tamamının genç olması bir tesadüf müydü acaba?.. İşte Kur’an’ın Fil suresinde bize aktarılan bu vakıa her şeye rağmen ağır şartlarda üstesinden gelecek gençler olduğuna dair bir ders, iz, işaret ve telmih yok muydu bu surede? Evet, vardı. Karamsarlık iklimini dağıtan bir ümit ışığı olarak Ashabı Kehf’in kader yoculukları sonrası; kavminin topluca putlara taptığı bir zamanda hakikati bulan Hz İbrahim, Firavun sarayında genç Musa Züleyha karşısında genç Yusuf, sapanlar ve saptıranlar arasında Yahya ve İsa Peygamberlerin hayatları bize gösteriyor ki; bu peygamberler genç iken bu ortamların karanlığını aşmış bir genç olarak hakikate ulaşmış , bir genç olarak aydınlanmış ve aydınlatmışlardı. Aynı zamanda genç kızlardan da Kuran’ın bahsettiğini görürüz. Bozulmuş bir ortamda bozulmadan kalabilen Lut’un kızları Medyen kavmi içerisinde imanlarıyla parıldayan Şuayb peygamberin kızları, ayrıca İmran’ın kızı Meryem annemiz bu örneklerin başındaydı.
Asr-ı Saadet’e, Efendimizin çevresindeki nurlu haleye baktığımızda; yine bu dinin gençlerle ikame edildiğini görürüz. Hz.Peygamberin elinde yetişmiş gençler olarak bize onun gençlerle nasıl muhatap olduğuna, dolayısıyla bizim bir gence ne şekilde muhatap olmamız icap ettiğine dair ipuçları sunuyordu. Zorlayan, dayatan, suçlayan, hor gören biri değildi Efendimiz. Dolayısıyla bu kutsi dinin gençlerin omuzlarında yükseldiğini görüyoruz. Ve gençlere yönelik bu nebevi tavrın belki en manidar veçhesi, onun gençlere güvenmesi ve kendilerine güven vermesiydi. Bütün Sahabelerin en bariz vasıfları İslam’a hizmet noktasında yaşlarının on altı ve yirmi dört yaş aralığında olmalarıydı.
Kısacası, Efendimizin Cahiliye’yi, Asr-ı Saadet’e çeviren süreçte bize verdiği derslerden en önemlisi, gençlere nasıl ve ne şekilde muhatap olunacağının dersiydi. O heyecanlı taze ruhlardan iman kahramanları çıkması için nasıl bir incelikle, hangi hikmetli üslupla kendileriyle ilgilenileceğinin dersiydi. Fetret ortamında fıtrat tohumlarını ezmeden ve kırmadan uyandırma dersiydi. Hakikatli bir biçimde sunulmak şartıyla hakikati kabule en yakın olanların , her şeye rağmen, gençler olduğunun dersiydi. Dolayısıyla bütün zamanların ve milletlerin baş aktörleri ve kurtarıcılarının gençler olduğunu görüyoruz.
Tarihi ve olaylar bize gösteriyor ki; en büyük sermayemiz; şimdi elimizde ola neslimizdir. Eğer başta biz anne ve babalar, öğretmenler hakiki manada sahip çıkmazsak ve yol gösterici olmazsak kültür ve medeniyetimizi bugünün şartları içerisinde onun fıtrat ve kişiliğine uygun bir şekilde takdim edemiyorsak; gelecek adına neslimizi katlediyoruz demektir. Allah göstermesin milletlerin yıkılışı böyle gerçekleşmiştir. Ama inanıyorum ki bizim gençliğin asli hamuru bozulmamış ve zamanı geldiğinde en makul şekilde bu makus yolculuğu tersine döndürecek ve yine ecdadı gibi bütün dünyaya insanlık dersi verecektir inşallah, YETER Kİ GÜVENELİM…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
İbrahim Süngü
17-05-2023 21:43Hocam sağolun geleceğimize bir ışık gibi aydinlatiyorsunuz bizi
Murat Furkan Kurt*
17-05-2023 16:47Bizim yani gençlik hakkında düşüncelerinizi ve duygularınızıÇok Kaliteli ve güzel bir şekilde aktarmışsınız .
Ali
17-05-2023 16:20Allah razı olsun güzel tespitleriniz var
Dede Ergün
17-05-2023 12:28Tarihin mücevher genç örnekleri ile süslü yazınız mahvedilmeye çalışılan gençlerimize verilmesi gereken önemi bir kez daha zihinlere kazımış
Adem cetin
15-05-2023 17:09Çok güzel Bir tespit elinize sağlık
Ayşe Melek Kılıç
15-05-2023 17:08Sonuna kadar umut veren önümüzü aydınlatan yol gösteren bir yazı olmuş tebrik ediyorum ve her pazartesi siz Sayın Hocamızla tekrardan buluşmayı iple çekiyorum...
Adem çetin
15-05-2023 17:08Kaleminize sağlık hocam Yazılarınızın devamını bekleriz