Gönül Temizliği (3)
26 Temmuz 2019, Cuma 08:37Abdestin (temizliğin) maddi faydalarından birkaç tanesini bir hekim dilinden arz edelim:
1- İnsan vücudunda uç uca ulandığı takdirde 160 bin km. (yani dünyayı 4 kez dolaşacak kadar) uzunlukta kılcal damarlar vardır. İnsanın sağlıklı olabilmesi için kanın bu damarların en ücra köşelerine kadar taşınması lâzım. Abdest (yani temizlik) soğuk su ile olursa bu damarları uyararak, sıcak su ile olursa damarları genişleterek kanın devrinin hava ile temasta olan en yüzey kısmına kadar ulaşması sağlanmış oluyor.
2- Abdest alırken yıkanan yerler ve mesh edilen uzuvlar vücudun en hassas bölgeleridir. Bunların sık sık uyarılması; lenf sisteminin normal çalışmasına, dolayısıyla felç, damar sertliği, kanser vb. hastalıklara yakalanmamaya veya bu riski asgariye indirmeye vesile olur.
3- Abdest, insan vücudunun statik elektriğini ayarlar. Çok hayret verici bir durum da şudur ki, su bulunmadığı zaman yapılan teyemmüm de aynı şekilde insan vücudundaki statik elektriği ayarlamaktadır. Ayrıca toprak tetralit ve tetrasiklin gibi maddeler de ihtiva etmekte ki; bu maddeler bir kısım mikropları dezenfekte etmekte kullanılan maddelerdir (yani antibiyotiktir). Demek ki Allah Resûlü toprakla teyemmüm ve temizlemeyi emretmekle ta o günden bunun farkında idi.
4- Abdest ile vücuttaki lenfatik dolaşım (Beyaz kan dolaşımı) uyarıldığı için, kanser dâhil birçok hastalığa faydalı olduğu, hatta kişilerin genç ve güzel kalmalarına en büyük destek olduğu bugün bilinen ilmî bir gerçektir.(1)
Modern tıp araştırmalarının diğer bir sonucu da; Erken kalkan, sadece seher vaktinde esen ozon gazını teneffüs eden, hele bir de abdest alıp güne ibadetle başlayan insanların daha genç, daha dinç kaldıkları, beyin fonksiyonlarının bile emsallerine nazaran fevkalade olduğu ortaya çıkmaktadır. Gece hayatı müptelalarının çabucak çöktüğü, seher uyanıklarının da genç ve dinç kaldığı aynel yakın gördüğümüz gerçeklerdir. Halkımız arasında “ibadet dirisi” sözü meşhurdur. Bu durum Cenâb-ı Allah'ın seher uyanıklarına bir hediyesi, bir mükâfatıdır. Bu değerli hediyeyi müezzinler her gün sabah ezanında; “Essalâtü hayrun min en nevm” (namaz uykudan daha hayırlıdır) diyerek ilân ederler.
Dr. Arslan Mayda, Nature Neurocieence Dergisinden de alıntılar yaparak, bu konuyu daha da ilmi bir şekilde izah ediyor ve neticede İlâhî Fıtratın, yani insanın vücut kimyasının İslâm’ın tavsiyelerine tam uygun olduğunu, ilim dünyasının da kabul ettiğini dile getiriyor.(2)
IOWA Üniversitesi bilim adamlarının yaptıkları araştırmaya göre erken kalkanların geç kalkanlara göre daha mutlu ve keyifli oldukları, daha uzun yaşadıkları ispatlanmıştır.(3)
Dünyaca ünlü kalp cerrahı Dbeky’ye sağlığınızı neye borçlusunuz? diye sorduklarında; “Alkol ve sigara kullanmam, erken kalkarım ve yürürüm” demiştir.(4)
Bugün hangi doktora gitsek, az ve öz yemeyi, mutlaka yürümeyi tavsiye ediyor. Peygamberimizin şu uygulaması da hayret verici: Efendimizin ikamet ettiği odaları camiye bitişik idi. Ama o çoğu zaman namaz vaktinde camiye girivermez, sokaklarda biraz dolaşır, ondan sonra gelir namaz kılardı. Sebebini soranlara; “Allah camiye gelen kişilerin her adımına bir sevap verir, bir günahlarını affeder, cennetteki derecelerini bir derece yükseltir”(5) buyurarak ta o dönemde yürümeyi Müslüman’ın şiarı haline getirmiştir.
Yüce Peygamberimiz günde en az beş defa abdestle de yetinmemiş, daha başka tedbirler de almıştır. Mesela; iyi işlerin sağ elle, mikroplarla temas gerektiren işleri de sol elle yapılmasını tavsiye etmiştir.(6) Yemeğin sağ elle yenmesini, musafahanın sağ elle yapılmasını, küçük çocuklara bir şey yedirilecekse sağ elle yedirilmesini, suyun sağ elle içilmesini, yüzüğün sağ ele takılmasını ama taharet, sümkürme, ayakkabılara dokunma(7) temiz olmayan bir şeyle temas mecburiyeti varsa(8) bunlarında sol elle yapılmasını tavsiye etmiştir.
Dipnotlar:
1-Haluk Nurbaki, “Âyetler ve İlmi Gerçekler”, Ank. 1983, c, 2, s, 13.
2-S. Dergisi, Sayı 285.
3-İbrahim Refik, “Başarı Haritası”, Albatros Yay. 7. Baskı, İst. 2004, s. 150.
4-Milliyet Gazetesi, 26. 07. 2000.
5-Müslim, Mesacid, 282.
6-Ebû Dâvûd, Taharet 18.
7-Sahih-i Müslim, c. 1, s. 334, hadis no 63.
8-Tirmizî, Et’ime 9.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.