Gram gram dolandırılıyoruz…

Sevgili dostlar döviz kurlarında yaşanan hareketlilik, market raflarındaki gramaj oyununa neden oldu bu artık hepimizin malumu. Birkaç gündür herkesin dilinde bu. Gramajı düşürüp fiyatı sabit tutan markalar, tüketiciye karşı bir kandırma politikasına girdi. Türk halkının 100, 200, 250, 300, 500 ve 1000 gram olarak bildiği pek çok ürün 111, 225, 130, 40, 172, 960, 1440, 810 gibi küsuratlı gramajlarla satılmaya başlandı. Gramaj oyunu, özellikle kuruyemiş, deterjan, çikolata ve şarküteri ürünlerinde göze çarpıyor.

Tüketicileri Koruma Derneği, yasal olarak suç işlendiğini belirterek "Gizli zam yapmaya kimsenin hakkı yok" açıklamasında bulunmuş.

Türkiye Perakendeciler Federasyonu ise, markaların kur nedeniyle yüzde 10-30 arasında değişen zam geçişini rafa yansıttığını söyleyerek, "Ürün 80 gramken fiyatı artırmamak adına gramajı düşüren firmalar var. Ama bu şekilde müşteriyi kandırıyorlar. Bunu yapan firmaları uyardık, standardı bozmayın dedik" diyerek, Eylül’de her şeyin dengeye oturacağını belirtmiş.

Bu fırsatçılık değil midir? Tamam bir noktada hak verirsin, “Napsınlar bu ekonomik sistemde ve düzende zam yapmayıp, gramaj küçültmeyip kendilerini mi zarara soksunlar” dersin kabulümdür. Dünya üzerindeki her firmanın birinci önceliği karını maksimize etmektir. Kapitalist ekonomik sistem tamamen buna dayalıdır kabul. Ama taşın altına elini koymak nedir?...

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Amerikan ürünlerini protesto edin’ çağrısına ‘Yerli ve milli’ diye çıkan reklamların haddi hesabı yok. Yerlilikle hiçbir alakası olmayan ürünü haksız rekabetle yalan söyleyerek ‘Milli’ diye pazarlayacaksın ama ondan sonra bir fiyattan, iki gramajdan bindireceksin. Bunun adını ne koysak?