GÜL ? ÇİÇEK-1
04 Mayıs 2015, Pazartesi 00:00Bugün ben şâhımı gördüm,
Çeşmi cemâli güldür gül,
Oturmuş postun üstüne,
Postu destârı güldür gül.
Gül olanan aslı güldür,
Peygamber’in nesli güldür,
Sağ oturan erenlerin,
Bezmi visâli güldür gül.
Kurusu gül yaşı güldür,
Torpağı gül taşı güldür,
Girdim Şâh’ın bahçesine,
Cümlesi aşı güldür gül
Asmasında gül dalları,
Kovanında gül balları,
Ağacında gül halleri,
Servi çınarı güldür gül.
Gülden terazi yaparlar,
Gül ile gülü tartarlar,
Gül alırlar gül satarlar
Çarşı pazarı güldür gül.
Gel ha gel ha gül Nesîmî,
Geldi yine gül mevsimi,
Bu feryat bülbülün sesimi,
Sesi feryadı güldür gül. ([1])
Seyyid Nesîmî.
Türkler; Hz. Muhammed’i güle benzetmişler, gülün güzelliğinde ve kokusunda onu bulmuşlar, aşkın, sevginin, muhabbetin, kardeşliğin alâmeti, timsali olan gülde O’nu ve O’nun kokusunu aramışlar, bu aşkın temâyüzü ve yansıması olarak revaklara, portallere, sütunlara, mihraplara, tekke ve türbelere, kabir taşlarına, çeşme başlarına nakış nakış gül figürleri işlemişler, bu aşk ve iştiyâkın ateşiyle, mermeri bal mumu gibi yumuşatıp, ona içlerini dökmüşlerdir.
“...Rivayet edilir ki Hz. Ali son nefesini vermeden önce Hz. Selman’dan bir deste gül istemiştir. Selman bir deste gül getirmiş. Hz. Ali bunu koklamış ve teslim-i ruh etmiştir. Bu sebeple Mevlevî ve Bektaşî’ler, üzerlerine giydikleri hırkayı “Deste Gül” adıyla anarlar. Bununla onlar, giydikleri hırkayla yokluk ve ölümü simgelemişlerdir…” ([2])
Tasavvufta, tarikatta, kasidelerde, nâtlarda, muhammes ve murabba’larda, gazellerde, hatta şarkıların birçoğunda zikredilen gülden maksat, Allah Resûlüdür. Yunus:
Gül Muhammed teridür bülbül onun yâridür,
Ol gül ile ezelî cihana bile geldüm.
demiştir.([3]) Bazı efsanevi rivayetlerde de: Miraç gecesi Hz. Peygamberin mübarek vücudunda oluşan terler damlamış, yeryüzüne düşünce kırmızı gül olmuşlardır.([4]) Süleyman Çelebi bu olayla beyitlerini şöyle süslemiştir:
Terlese güller olurdu her teri
Hoş dererlerdi terinden gülleri
Yunus meşhur “Sarı Çiçek” ilâhîsinde hem sorar, hem cevap verir:
Sordum sarıçiçeğe, gül sizin nenüz olur
Çiçek eydür derviş baba, gül Muhammed teridür
Bundan dolayı gül, gül kokusu, gül yağı koklamak, gül koklandığında veya gül şerbeti içildiğinde salâvat okuma adet edinilmiş, halkımız arasında sevap addedilmiş, mevlitlerde gül suyu ikram edilmiştir.
Dipnotlar:
1- Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı, T.E.V. Yay. İst. 1997, c. 2, s. 417.
2- Bilal Kemikli, a. e. e. s. 26.
3- “Türk Edebiyatı Dergisi”, Mart 2005, sayı 377, s. 69.
4- “Türk Edebiyatı Dergisi”, Mart 2005, sayı 377, s. 69.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.