Günümüzde Osmanlı Düşmanlığındaki İfratlar (2)
18 Ağustos 2018, Cumartesi 08:40Güya ılımlı ve objektif bir târihçi gibi görünen ve gösterilen Çağdaş târihçi Toynbee bile Haçlı Âlemini şöyle i’kaz ediyor ve uyandırmaya çalışıyor: “Panİslâmizm uykudadır. Fakat biz, bu uyuyanın her zaman uyanabileceğini hesaplamamız lâzım.
Şâyet bir gün bu güç Batı egemenliğine karşı çıkıp Batı düşmanlığını parola ederek harekete geçecek olursa, İslâm’ın vurucu esprisi üzerinde öyle bir psikolojik tesir yapacaktır ki, Ashab-ı Kehf gibi uzun bir müddet uyumuş olsalar bile, bir kahramanlık çağını başlatarak uyanacaklardır.”(1)
Eski bakanlarımızdan Ali Naili Erdem, Oramiral Hilmi Fırat bana şöyle anlattı diyerek şunları nakleder: “Efendim dün gece Hamburg’ta inşa edilen bir gemimizi teslim aldıktan sonra onuruma verilen yemekte çok üst rütbeden bir subay bana hitaben yaptığı konuşmada, ‘Sayın komutanım, Hıristiyanlar dinlerinin Asya’ya yayılmasını engellediğinizden, Slavlar da sıcak denizlere inmelerini önlediğinizden dolayı sizleri sevmezler. Şimdi siz 50 milyonsunuz ve eğer toplum olarak karnı tok, sırtı pek olursanız bu 50 milyon silâh demektir ki, bununla dünyanın dengesi bozulur.
Bunu düşmanlarınız gibi, dostlarınız da istemezler. Bu nedenledir ki, sizler hep dıştan alacağınız yardımlarla yaşar durumda olmalısınız. Hiçbir zaman kendi ayaklarınız üzerinde durmamalısınız, hep dizlerinizin üzerinde yaşamalısınız. Bunun için de Türkiye devamlı bir kargaşa içinde olmalıdır. Bunun nasıl olacağını sorarsanız söyleyeyim: “Bu Abaza, bu Çerkez, bu Gürcü, bu Laz, bu Arap, bu Kürt” diyerek bir birine kırdırırız.”(2)
Yakın târihte Avusturyalı bir kız bir Türk genci ile evlenmiş ama kaynananın bütün ısrarlarına rağmen Türkiye’ye gelmemekte ısrar edince kaynana sormuş ve gelin şöyle demiş: “korkuyorum, Türklerden de Kara Mustafa Paşa’dan da korkuyorum, çocukken bizi Kara Mustafa Paşa geliyor diye korkuturlardı bu korkuyu bir türlü içimden söküp atamadım” demiştir.(3)
Avrupa Devletleri bize baskı yapıp okul kitaplarımızda, törenlerde, toplantılarda kendilerine “düşman” denmesini bile yasaklatmaya kalkarken, kendi okul kitaplarından Türkler hakkındaki cümlelere ve düşmanlık bölümlerine bazı misaller verelim:
Fransa’da lise üçüncü sınıflarda okutulan Öean Michel Lambin’in yazdığı târih kitabında “Balkan Savaşları” konusu işlenirken, “Petit Journal” dergisinin 1912 yılında yayımlanan bir sayınının kapak resmi kullanılmış. Resimde, sakallı, sarıklı, şalvarlı Türk askerleri, Hıristiyan din adamlarını ve sivilleri kılıçtan geçirirken görülüyor. Resimde ayrıca yerde kanlar içinde yatan insanlar da yer alıyor. Kapakta ise, Türklerin 1912 deki Sırp katliamı ifadesi kullanılmış.
Kitabın 170’inci sayfasında Türklerin ne denli acımasız olduğunu anlatmak için, “Türkler 1875’te Bosna, Karadağ ve Bulgaristan’daki halk isyanlarını bastırmak için büyük katliamlar yaptı” ifadesi öne çıkarılmıştır.
Yine aynı kitabın 176’ıncı sayfasında, “Rus işgalcilerle işbirliği yaptıkları gerekçesiyle Türkler tarafından tehcir edilen ve 1 milyondan fazlası katledilen Ermeniler(...), “Bu katliam, 20’inci yüzyılın ilk soykırımıdır” gibi ifadeler yer alıyor. Hemen bir sonraki sayfada da Ermenilere âit olduğu iddia edilen kesik başların arkasında poz veren 3 Türk askerinin fotoğrafı var.
Lise üçüncü sınıflar için önerilen ve Rouen Üniversitesi öğretim üyesi Monique Rolland Simion tarafından ve Mangard yayınevi tarafından 2003 te yayımlanmış bir başka târih kitabında ise Bulgar katliamı konu ediliyor. Kitaptaki temsili resimde, Vidin Kalesi önünde Kazıklara takılmış ve Bulgarlara âit olduğunun altı çizilen kesik başların yanında bir Türk askeri, arka planda bir minâre görülüyor. Resmin altında ise “Türklerin 1786 Bulgar Katliamı” yazıyor.
Yine Lise üçüncü sınıflar için önerilen bir başka târih kitabını da, “20. yüzyılın İlk Soykırım” başlığı altında 1915 olayları ele alınırken, “Türkler, Ruslarla işbirliği yaptığından kuşkulandıkları Hıristiyan Ermenileri kitleler halinde sürgüne gönderdiler. Bu sırada 2 milyon Ermeni yaşamını yitirdi” ifadesi kullanılıyor.
Nathan Yayınevinden 2003 te çıkan, Guıllaume Quintrec tarafından hazırlanmış târih kitabında ise ilginç bir iddia ortaya atılıyor ve Ermenilerin kitle imha silâhları kullanılarak yok edildiğine dikkat çekiliyor.
Yine aynı kitabın 191’inci sayfasında: “Osmanlı İmparatorluğu yerini Anadolu topraklarında kurulan ve Ermeni soykırımı suçlusu olan Türkiye’ye bırakır” ifadesi yer almaktadır.
Dipnotlar:
1- Bkz: La Civilisation a l’epreuve. Paris, 1951, s. 228. İhsan Süreyya Sırma, “Târih Şuuruna Doğru”, Seha Neşriyat, İst. (târihsiz) s.113.
2- Bütün Dünya Dergisi, (Başkent Üniver.Kültür Yayını), sayı 2007/09, s. 36.
3- Sâmiha Ayverdi, “Paşa Hanım”, Kubbealtı Yay. İst. 2009, s. 59.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.