GÜZELLİK
23 Mart 2018, Cuma 07:17Ey güzel, sen ki bana derdi derman edensin
Şimdi 'çekil önümden' diye ferman edersin
Senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez
Ne yapsın, kıble mi değiştirsin bu can dersin
Divan Edebiyatında ve İran Edebiyatında birçok söz mecazidir. Sözün zahirî manası ile, kastedilen batınî (derûnî, ezoterik) mana farklı şeyler olmuştur.
Meselâ; Muhıbbî mahlasıyla şiirler yazan, Farsça ve Türkçe divanı olan Kanuni Sultan Süleyman içki kullanmadığı bilakis içki ile ilgili ağır cezalar ve yasaklar getirdiği halde şiirlerinde; mey, bade, sakı, içki meclisi… gibi kelimeleri çok kullanmıştır:
Rindler bezminde sâkî bir aceb nâm eyledüm
Mescidün kandîlini mey-hâneye câm eyledüm
“Ey saki! Rindler meclisinde öyle bir nâm saldım ki, sonunda mescidin kandilini götürüp meyhaneye kadeh eyledim” diye yazmıştır.
Ömer Hayyam da kıble değiştirdiğinden değil, ama güzeli vasfedebilmek, onun üzerindeki tesirini tasvir edebilmek için böyle diyor. Güzellerin insan üzerindeki tesiri ma’lum, bundan müteessir olan (etkilenen) birisi şöyle demiş:
Üç nesneden zâil olur kaygu
Yeşil yaprak, güzel sûret, akarsu
“Acı söz tatlı bir dille güzel ve hoş gelir. Diken gül bahçesi dolayısıyla gönül çekici olur. Ebu Cehil karpuzu gibi acı bir şey, insana sevgili elinden hurma gibi tatlı gelir. Dar bir ev, evdeki dost yüzünden sahra gibi geniş görünür.” Diyor Hz. Mevlânâ (8263).
Kadının birisi bir ressama gelip, “bana şeytanın bir suretini yapıver” demiş. Ressam; “ben şeytanı daha önce hiç görmedim, yapamam” dediyse de, o esnada yoldan geçmekte olan ve çok çirkin olan Cahız’ı(1) tutup gelip, “işte buna bak bak yap” demiş.
İşte bu Cahız gibi çok çirkin bir adamın, dillere destan çok güzel bir hanımı varmış. Adam zaman zaman “ikimizde cennetliğiz” dermiş. Duyanlar sebebini sorunca; “Allah sabredenlerinde, şükredenlerinde cennetlik olduklarını vaat ediyor. Bir ömür boyu eşim bana sabrediyor, böyle güzel bir eşe sahip olduğum için bende devamlı şükrediyorum” diye cevap verirmiş.
Şâir Bâkî’ye, Kanuni Sultan Süleyman güzel bir cariye hediye eder. Etraftan hayret edenler çoğalınca Bâkî: “O kadar da güzel değil yahu, karga gibi bir cariye” deyince; aslında kendisi kara kuru birisi olan Bâkî’ye cariye şu beyti söylemiş:
Bâğteten olmuş iken tutî gurâba hem-nişîn
Yine şekvâyı gurâb eyler garâbet bundadır
“Bir papağan hiç aklında yokken bir karga ile aynı kafese girmiş. Garabete bakın ki bundan şikâyetçi olan papağan değil, karga oluyor, ne acayip”(2)
“Güzelliğin beş para etmez bu bendeki aşk olmasa.”
Veysel.
“Zenginliğinle övünme bir kıvılcım, güzelliğinle övünme bir sivilce yok eder.”
Lâ-edrî
“Pencereye bakan camın kirini, pencereden bakan dışarının güzel manzarasını görür. Olumlu bakış açısı geliştir ve birincilerden olma.”
Lâ edrî
“Unutma! Güzellik bakan gözdedir. Sevmeyerek bakarsan Yusuf’u bile çirkin görürsün.”
Lâ edrî
“Kimde bir güzellik varsa, bilsin ki ödünçtür.”
Hz. Mevlânâ
“Kâinatta tecelli eden her güzellik ilâhî güzelliğin bir görünüşüdür.”
Ali Nihat Tarlan
Onun için şâir şöyle demiş:
Severim her güzeli senden eserdir diyerek
Koklarım Goncaları sen gibi terdir diyerek
Dipnotlar:
1- Câhız: M. 781-869 tarihleri arasında yaşamış, çok çirkin fakat birçok konuda eserleri olan Arap bilim adamı.
2- İskender Pala, “Efsane Güzeller”, Kapı Yay. İst. 2004, s.112.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.