HAÇLILARDA OSMANLI KORKUSU (1)
09 Ağustos 2018, Perşembe 08:07Osmanlı Korkusunun Sebepleri:
Târihî seyir içinde bilindiği kadarıyla, bir sonraki gelen dine, bir önceki dinin din adamları düşman olmuştur. Hz. Îsâ’yı Romalılara Yahûdi din adamlarının baskıları çarmıha gerdirmiştir. İslâm’a da zuhuru esnasında en fazla Yahûdi ve Hıristiyan din adamları düşmanlık yapmışlardır. Toplum içinde sahip oldukları menfaat ve otoritenin bozulacağı, statükonun kaybolacağı korkusuyla her halde böyle olmuştur.
Özellikle Hıristiyan din adamlarının câhil toplum üzerinde kurdukları hegomanyanın, maddî ve mânevî baskı ve tahakkümün, çalışmadan kendini topluma besleten ruhban sınıfının kurdukları bu gayri meşru düzen bozulacağı için ilk günden i’tibâren müthiş ve müfrit bir İslâm düşmanlığı başlatmışlar, aradan 1500 sene geçmesine rağmen bu adavet hız kesmeden devam etmektedir. Gözleri kararan bu kara cübbeliler, Hz. Muhammed’in geleceği İncil’de belirtilmesine rağmen onu bile tahrif ve tağyir ederek halkın imanına, İslâm’a girmelerine mâni olmuşlardır.
Bununla da yetinmeyip Ortaçağ boyunca insanları İslâm ve Müslümanlar aleyhine kıyam ettirip uzun asırları kan ve kavgaya boğmuşlardır. En çok Müslüman kanı döken, en fazla Müslüman öldüren, sınırsız terör ve tedhiş estiren, soykırımlara imza atan insanları, Tanrı İsa’nın aslanları, Salibin şövalyeleri, Haçlı kahramanları, Meryem’in pehlivanları gibi unvanlar verip, kutsamışlar, daha fazla kan dökülmesinden sadistçe zevkler almışlardır.
Henry Charles Lea, “İspanya Müslümanları”, isimli kitabında şöyle der: “O günkü Hıristiyan din adamları “Moriskoları (Endülüs Müslümanlarını) öldürmenin Tanrı’ya yapılabilecek en makbul hizmet olduğunu ve eğer bu uğurda ölürlerse, ruhlarının Yaratıcıya bir hediye olacağını telkin etmekteydiler…Câhil halkı Papazlar Moriskolara ne kadar zulüm yaparsanız, o kadar Tanrıyı memnun edersiniz diye kandırıyorlardı.”(1)
Osmanlı devletinin kuruluşundan, Anadolu’nun İslâmlaştırılmasından ve özellikle İstanbul’un fethinden sonra Müslümanların bayraktarı durumuna terfi ettikleri için, bütün bu kin, buğz ve adavetlerini Osmanlı üzerine teksif etmişler, varsa-yoksa Osmanlıyı yenmek ve yıpratmak için ne gerekirse yapmışlar, insanları onlar aleyhine çevirebilmek için ne küfürler, ne iftiralar atılması gerekirse fazlasıyla atmışlar, kiliselerde Osmanlıyı en büyük hedef, en korkunç düşman, en barbar ve gaddar insanlar olarak göstermişler, hiçbir yalanı söylemekten çekinmemişler, bu hususta o kadar ileri gitmişler ki; bazı kiliselere yaptırdıkları tablolarda, çizdirdikleri resimlerde Hz. Îsâ’yı bile Türklerin çarmıha gerdiğini sembolize edebilmişlerdir.(2)
Kilise duvarları ve kubbeleri Osmanlının zâlimlik, barbarlık ve gaddarlıklarını yansıtan resimlerle doludur.(3) Çok az bir ilim adamı gurubu istisna tutulursa, Batıda bu zihniyet hâlâ geçerliliğini ve tazeliğini muhâfaza etmektedir.
Samiha Ayverdi rahmetli, “Kölelikten Efendiliğe” isimli kitabında şöyle yazar: “...Haçlı dünyasının insanı, ana sütünden sonra, ailesinden, cemiyetinden ve kilisesinden, devamlı olarak Müslüman kanı emmiş ninnilerinde bile kulağına Müslüman düşmanlığı fısıldanmış, hayaline çizilen korkunç imaj, Müslüman’ın yüzü olmuştur. İsa ümmeti başka hiçbir dinden İslâm’dan korktuğu kadar korkmamıştır.”(4) Bu sebeple bugün Hıristiyanların kahır ekseriyeti bu millete düşmandır. Bundan dolayı Avrupa’da “bütün yollar meşrudur, yeter ki İstanbul’a çıksın” sözü darbı mesel olmuştur.(5)
Hitlerin zulmünden kaçarak 1933 de Türkiye’ye gelen İstanbul Üniversitesi İktisat ve Hukuk Fakültelerinde maliye ve iktisat dersleri veren 1952 de Almanya’ya döndükten sonra Frankfurt Üniversitesinde hocalık ve rektörlük yapan Türkiye de kaldığı sürede ülkemizde Cumhuriyetin yerleşmesinde önemli katkıları bulunan bir ilim adamı olan Alman Prof. Dr. Fritz Neumark’a yıllar sonra ülkemize ziyarete geldiğinde Avrupa'nın bizi sevmemesinin ve aşırı düşmanlığının sebebi sorulur. Cevabı şöyledir:
“Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır Kilisenin Türk ve İslâm düşmanlığı Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir. Sebeplerine gelince; en başta Müslüman olduğunuz için sevmezler ama faraza lâiklik şöyle dursun Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam ederler.
Dipnotlar:
1- Henry Charles Lea, “İspanya Müslümanları”, İnkılap Yay. Tercüme Abdullah Davudoğlu, İst. 2006, s. 179, 243.
2- İbrahim Refik, “Târih Şuuruna Doğru-3”, Albatros Yay. İst. 2001, s. 171, 262.
3- Târih ve Düşünce Dergisi, Mart 2004, s. 38.
4- Sâmiha Ayverdi, “Kölelikten Efendiliğe”, Kubbealtı Yay. İst. 2009, s. 52, 65.
5- Munro Butler Johnstone, a. g. e. s. 42, 46.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.