Hakk?a Meyletmek?
18 Şubat 2016, Perşembe 08:53‘’ El Hakk’u ehakku en yüttebea ’’, ‘’’’Hakk, tâbi olmaya daha lâyıktır.’’Âyet-i kerime’de beyan buyurulduğuna göre İbrahim Aleyhisselâm:
“Ben Rabbime gideceğim, O beni doğru yola iletecek.” buyurmuştur. (Saffat: 99)
Bu beyanı ile her şeyden arınıp tam bir hulûs ve teslimiyetle Allah-u Teâlâ’ya yöneldiğini, kendisine yol gösterenin O olduğunu belirtmiştir.
‘’Hak taraftarıyım, her nerede bir hakikat kokusu alırsam hemen ona el atarım. “Hak, tabi olmaya en layık olandır” (Yunus, 10/35) ayeti düsturumdur…” ( İsmail Hakkı İzmirli)
Hakikatı aramak ve bulmak çok mühim ve lüzumludur. Ebedî bir hayat bahis mevzuudur. Onda insanda (Kalb’de) Hakk var, halk gitmiştir. Kimde ki masiva var, onda Hakk bulunmaz.
Nitekim Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'de:
"Allah hiç kimsenin göğsünde iki kalp yaratmamıştır." buyuruyor. (Ahzab: 4) ki birisini muhabbet-i Mevlâ'ya diğerini muhabbet-i masivaya hasretsin. Kimin kalbinde muhabbet-i Mevlâ varsa o kalbe masiva girmez. Kimin kalbinde masiva varsa oraya muhabbet-i Mevlâ girmez. Bunun kesinlikle böyle olduğunu bilmek lâzım. Âyet-i kerime'ler arzediliyor.
“Yarattıklarımızdan öyle bir topluluk da vardır ki, onlar Hakk’a iletirler ve hakk ile hüküm verirler.” (A’raf: 181)
‘’ Bir mü’min, meylini her an Hakk’a yönelterek istikâmet üzere olmaya gayret etmelidir.’’
Behlül Dânâ Hazretleri, yol üzerindeki bir vîrânenin yıkılmak üzere olan eğilmiş duvarına bakıp sık sık âkıbetini tefekkür ederdi. Yine bir gün derin bir tefekkürle orayı seyrederken duvar âniden çöküverdi. Bu hâdise Behlül Dânâ Hazretleri’nde gözle görülür derecede büyük bir sürûra vesîle oldu. Onun bu büyük sevincine mânâ veremeyen insanlar, merakla ondaki bu değişikliğin sebebini sordular. Behlül Dânâ Hazretleri, onlara şu cevabı verdi:
“−Duvar meyilli olduğu tarafa yıkıldı!”
Hazretin az evvelki sevincine bir türlü akıl erdiremeyen insanlar, Behlül Dânâ’nın bu sözleriyle iyice şaşkınlaştılar. Bu ifadelerle onun neyi kastettiğini anlayamadıklarından bu defa:
“−Peki, bunda şaşılacak ne var?!” diye sordular.
O ise insanlara, derin tefekkürünün bir neticesi olan şu hikmetli cevabı verdi:
“−Mâdemki dünyadaki her şey nihâyetinde meylettiği tarafa yıkılıyor, benim de meylim Hakk’a doğrudur, o hâlde ben de ölünce -inşâallah- Hakk’a varırım. Ey ahâlî, rükû ve secdelerimizle Hakk’a meylimizi her an artırmaya gayret edelim ki, başka yönlere yıkılmayalım!” (Osman Nûri Topbaş, Şebnem Dergisi, Yıl: 2010 Ay: Ekim Sayı: 68)
HAKK'A HASIM KESİLENLERİNVASIFLARI:
1 - Kendini Beğenmek
Bu kişinin kendini beğenme mevzuatı bölücülüğü de meydana koyar. Onun için başta onu söylüyoruz.Bunlar kendilerini helâk etmiştir. Başkalarını da helâke sürüklerler.
"Allah büyüklük taslayanları asla sevmez." (Nahl: 23)
Hiçbir günahla kıyas edilemeyecek kadar büyük bir günahtır. Hadis-i şerif'lerde:
"Kendinde varlık görmen diğer günahlarla kıyaslanmayacak kadar büyük bir günahtır."
Şimdi buradan kurtulan kim olabilir? Esas değil mi bu? Şimdi kim kurtulur bu afattan? Ancak Allah-u Teâlâ'nın kurtardığı kimseler, yalnız bunlar kurtulur.
"Bir insanın kendini beğenmesi yetmiş senelik ibadetini mahveder." buyuruluyor. (C. Sağir)
Şimdi insan nerede olduğunu görsün, yolunu bulsun. Nefsinin kölesi olacağına Hakk'ın kölesi olsana...
İmanların kaymaması için, imanımızı muhafaza için Cenâb-ı Hakk'ın emrine riâyet şarttır. Aksi takdirde büyük bir ateş dokunabilir.(Neuzu billah)
Bir mü’min, meylini her an Hakk’a yönelterek istikâmet üzere olmaya gayret etmelidir. Bunun için de sabırsızlığı sabırla; unutkanlığı zikirle; nankörlüğü şükürle; isyanı tâatla; cimriliği cömertlikle; şüpheyi yakîn ile; riyâyı ihlâs ile; günâhı tevbeyle; yalanı doğrulukla; gafleti tefekkürle bertaraf ederek Allâh’a güzel bir kul olmaya çalışmalıdır.
‘’Hele Hak namına , haksızlığa ölsem tapamam…’’ Mehmet Akif ERSOY
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.