Harf Devrimi, Osmanlıca, Türkçe (2)
24 Ekim 2017, Salı 07:07Jean Thevenot, “Türkiye 1655-1656 isimli eserinde şöyle der: “Türk dili temel ve orijinal bir dildir, yani tanıdığımız doğu veya batı dillerinin hiçbirinden türememiştir. Ağırbaşlı ve hoştur. Öğrenmesi kolaydır. Arapça ve Farsçadan birçok kelime alınmıştır fakat bu kelimelerin yardımıyla çok zenginleştiği ve büyük bir ifâde gücüne sahip olduğu söylenebilir.”(1)
İşte biz asırlardır kullandığımız ve gâyet zenginleştirdiğimiz dilimizi ve yazımızı, hangi maksat ve kimin hatırına olduğunu hâlâ anlayamadığımız bir inkılâpla değiştiriverdik. Bir gecede koskoca bir milleti ümmi (okuma-yazma bilmez) hale getiriverdik.
Geçmişimizle, evvelimizle, târihimizle irtibatı kesiverdik. Yukarıda zikredilen kütüphânelerdeki eserler Türk milleti için bir hurda yığını, işe yaramaz ve yabancısı olduğumuz malzemeler haline geliverdi.
Bugün kütüphânelerdeki kitapları, eserlerdeki kitâbeleri, dedelerimizin tapu senetlerini, Sarıkamış, Çanakkale gibi savaşlarda sevdiklerine mektup yazıp şehit olan Mehmedçiklerimizin namelerini, onların gönderdiği fotoğrafların arkalarındaki yazıları, kısacası atalarımızın mezar taşlarını okuyamaz hale geliverdik. Bu felâkete dünyada başka hiçbir millet ma’rûz kalmamıştır. Biz 600 sene idâre ettiğimiz milletlerden hiçbirinin dilini ve dinini değiştirmedik ama kendi dilimizi değiştirdik, dinimizi de tâbir câizse bir kuşa çevirdik.
Thevenot; “Türk dili zengin bir dil” diyor. Gerçekten öyle ve güzel bir dil idi. Meşhur İngilizce Lügat Redhouse’ın yazarı Osmanlı diyârına geliyor, geziyor, Türk dilini tanıyor, 90 bin kelimelik lügat yazıyor ve “İki güzel dil bilirim biri Osmanlıca, biri İngilizce” diyor.(2)
İlericilik, entellik, medenilik, Batıcılık adına dilimizin ne hale getirildiğini de şu çarpıcı misalden öğrenelim: İtalya’da ilköğretim çocuklarının kitaplarında 30 bin, İngiltere’de 71 bin, Almanya da 70 bin, Japonya’da 44 bin, kelime bulunurken, Türkiye’de ise ortalama 5 bin kelime geçmektedir.(3)
Divan-ı Lügati't-Türk yani Türkçe Lehçeleri Sözlüğünü Kaşgarlı Mahmud Bağdat’ta (1072 - 1074 yılları arasında Yazmış ve 92 bin kelime vardır. Biraz daha yakın târihte yazılan Kamus-ı Türkî’de 18 bin kelime vardır. Yavuz Bülent Bâkıler’in tespitine göre Günümüzde yazılan Öztürkçe sözlüklerde 3175 kelime vardır.
Yani bizim dilimizi bin sene önce yazılan bir lügate göre bile üçte bir seviyesinde kısırlaştırmışlar ve fakirleştirmişlerdir. Muallim Naci’nin 1891 de basılan “Lügat’inde 254 bin kelime, 1914 basımlı Ali Seyyid’in “Kamus-ı Osmanî’sinde 30 bin keline vardır. Harf Devrimi ile nasıl çağ atladığımız her halde bu verilerden de belli olmaktadır!..
Prof. Geofrey Lewis, “Türk Dil Reformu, Felâketli bir Başarı” adlı akademik eserinde bu “dil mühendisliği” yüzünden yeni Türk nesillerinin Halide Edip, Reşad Nuri gibi Türkçenin büyük ustalarının dilini bile kaybettiğini esefle anlatır. (Oxford University Press)...”(4)
Merhum Ekrem Hakkı Ayverdi bu katliamlardan sonra şöyle dermiş: “Türk dilini üç kelimeye indirdiler, çiçek, böcek, kelebek.”
1967-68’li yıllarda ODTÜ açılıp derslerin İngilizce verileceği duyulunca, rektör Kemal Kurdaş’a “Türkiye’nin göbeğinde Türkçe değil, İngilizce eğitim yapıyorsunuz bunun sebebi ne?” diye sorular o da şöyle cevap verir: “Türkçe teknik terimleri karşılamaya ve benzeri eşdeğer terimler bulmaya yeterli değildir. Binaenaleyh İngilizce kullanmak zorundayız.”(5)
Bu sebeple Prof. Oktay Sinanoğlu Millî Eğitim Bakanlığı demez, Millî Eritim Bakanlığı tabirini kullanır. “Bir yabancı dili öğreneceğim diye kendi dilini atıp ta, başka dillerde eğitim yapan başka bir ülke dünyada yok” der ve bu hususta herkesten fazla gayret gösteren dindar kesimi, Okullarında İngilizceden başka dil tanımayan ve öğretmeyen cemaat ve cemiyet okullarını, İngilizce Eğitim yapan Anadolu İmam-Hatip Liselerinin programlarını tenkit eder.(6)
Dipnotlar:
1- Jean Thevenot, “Türkiye 1655-1656” Terc. 1001 Temel Eser,Çev: Nuray Yıldız, İst.1978, s.96.
2- Ö. Tuğrul İnançer, “Gönül Gözü”, Sufi Yay. İst. 2010, s. 210.
3- Yavuz Bülent Bâkiler, “Sözün Doğrusu-1”, Türk Edebiyatı Vakfı Yay. İst. 2006, s. 45.
4- Milliyet Gazetesi, 27. 09. 2004.
5- Ali Ulvi Kurucu,“Gecelerin Gündüzü”,Marifet Yay.Haz.M.Ertuğrul Düzdağ, İst. 2002, s. 418.
6- Oktay Sinanoğlu, “Bye- Bye” Türkçe, Otopsi Yay. İst, 2002, s. 282, 332, 340, 353.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.