Hastaneler (1)
03 Eylül 2021, Cuma 10:05Bugün bilindiği kadarıyla dünyanın en eski hastanesi M.Ö. 4. Yüzyılda Bergama’da inşa edilen Asklepion hastanesidir. İslâm Tarihinin ilk seyyar hastanesini Peygamber Efendimiz, Hendek Savaşında yaralananlar için, Eslem Kabilesinden Rufeyde el-Ensariyye isimli kadının çadırını kurdurup kullanmıştır.(1) İlk meskun hastane ise, Hz. Peygamberin vefatından 65 yıl sonra M. 692 yılında Emevi halifesi Velid zamanında Şam’da yapılan hastanedir. Daha sonra İslâm diyarının her tarafına yayılmıştır.(2)
Abbâsî Halîfesi Mansur, dönemin dâhi doktoru er-Razi’ye, Bağdat’ta bir hastane kurulması emrini verince; bu hastanenin yapılması gereken en iyi yerin tespiti için, değişik semtlere et parçaları astırmış, birkaç gün bekletip en az hangisi bozuldu ise, hastaneyi oraya yaptırmıştır. Demek ki doktorun mikroptan, bakteriden haberi var ki böyle bir uygulama yaptırmıştır. Yapılan bu hastanede kendisi de başhekim olarak çalışmış ve dünya tıp literatürünün baş eserlerinden olan 30 ciltlik “Kitap el-Hâvi” isimli eserini yazmıştır.(3) Hunke’ye göre:“Emevî Halifesi Velid’in ilk İslâm hastanesinin tesis ve oraya doktorlar tâyininden sekiz yüz sene sonra, Batı’da umimi hastaneler kurulmaya başlamıştır.” (4)
1160 yılında Bağdat’ı ziyaret eden Yahûdi bir seyyah bu şehirde 60 tane tıp kurumunu tespit ettiğini yazmıştır. Burada tedavi olup çıkan hastalar nekâhet (iyileşme) dönemlerinde çalışamayacakları, dolayısıyla maddî sıkıntı içine girecekleri düşünülüp, kendilerine maddî destek de sağlanmıştır.(5) Bugün bile doktorlar için kullanılan “Hekim” kelimesi Arapça hikmet kelimesinden olup o gün kullanılan bir unvandır.(6)
O tarihlerde İslâm diyarında tedavi masraflarının devlet tarafından karşılandığına, hastanelerden ücret alınmadığına, yâni bugünkü sosyal devlet, sosyal güvenlik uygulamasının ta o günden İslâm âleminde başlatıldığına dâir birçok rivâyetler vardır.(7)
Umumi hastaneler kısa zamanda İslâm ülkelerinin her tarafına yayılmıştır. 10. Asırda Endülüs İslâm Devleti şehri olan Kurtuba’da 50’den fazla umumi hastane olduğu tarihlere geçmiştir. Halbuki Avrupa’da ilk hastane 13. Asırda 1222 yılında Napoli’de, 1224 de Paris’te Haçlı Seferlerinde Müslümanlardan öğrenip gelmeleri netîcesi kurulabilmiştir.
Güstav Le Bon bu gerçeği şöyle dillendirir: “Fazla mübâlağalı sayılacak bir iddia olmasın ama, eski Müslüman hastaneleri, hijyen ve rahatlık bakımından bugünkü hastanelerimizden daha üstün bir şekilde inşa edilmekte idi.”(8)
ABD’li Medeniyet Tarihi araştırmacılarından olan Will Durant, İbni Sînâ’yı İslâm ilim ve tefekkürünün 5 büyük dâhisi arasında sayar ve şöyle der: “Müslümanlar doktorluğu yalnız öğrenmekle kalmadılar. Tıpta yeni yeni ufuklar açarak tıbbın birçok dallarını kurdular. Operatörlüğün mûcidi Ebül Kasım Zehravî’dir. Eczacılık ta yine Müslümanlar tarafından keşfedilmiş, birçok ilacı ilk olarak onlar yapmışlardır.(9)
İbni Sînâ’nın ta o zamanlar, fikir ve gönül hastalıklarına, yâni Aşk ve psikolojik hastalıklara el atıp tedavi ettiği görülmektedir. Aşk hastası olan ama derdini söylemeyen bir şehzâdeye, mahalle adlarını sorar ve nabzını dinler, en fazla nabzının attığı mahalledeki evleri tek tek sorup nabzını dinlemek suretiyle, sevgilisinin olduğu evi bulur ve ailesine söylemek suretiyle gençleri kavuşturur ve şehzâdeyi iyileştirir.
Yine kendini inek zanneden ve pişirilip yenmesi gerektiğini söyleyen, yemeyen içmeyen, eriyip kuruyan, bir deri bir kemik kalıp ölmek üzere olan bir paranoyak şehzâdeyi de, muayene eder ve “yahu bu inek çok zayıf bu kesilmez, bunun kemiklerini mi yiyeceğiz, bu olmaz, bunun etlenmesi gerekir” diyerek yedirip içirip tedavi ettiğinden de bahsedilir.(10)
İbni Meymun Selahaddin Eyyûbî’nin doktorudur. Sahasında otorite olduğu için nâmı, şânı bütün dünyaya duyulur. İngiltere Karalı Richard kendisini tedavi için İngiltere’ye istemiş ama o gitmemiştir.(11)
Dipnotlar:
1- İbrâhim Sarıçam, Seyfettin Erşahin, a. g. e. s. 236.
2 - Ahmed İsa- Osman Ali, a. g. e. s. 161.
3 - Ahmed İsa- Osman Ali, a. g. e. s. 145.
4 - Sigrid Hunke, a. g. e. s. 228.
5 - Mustafa Sibai, a. g. e. s. 138.
6 - Ahmed İsa- Osman Ali, a. g. e. s. 161.
7 - “Ortaçağda İki Yahûdi Seyyahın Avrupa Asya Afrika gözlemleri”, M. S. 1165-1173, Türkçesi: Nuh Arslantaş, Kaknüs Yay. İst. 2001, s. 64.
8 - Lütfü Ülkümen, a. g. e, s. 6.
9 - Will Durant, “İslâm Medeniyeti”.
10- George Salıba, a. g. e. s. 148-151.
11- Ahmed İsa – Osman Ali, a. g. e. s. 156.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
mevlüt mülayim
06-09-2021 12:59Allh Arzı olsun Sayın Hocam