Konya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63093.133$

HAVA BİLE HARAM, HAVA BİLE!

13 Aralık 2023, Çarşamba 00:01
Bölgedeki 250 milyon Müslüman âleminin tam ortasında 9 milyonluk İsrail, Filistinlilere zülüm ve işkence ediyorsa, yerlerinden yurtlarından, bombalarla, füzelerle uzaklaştırıyor, evlerine barklarına el koyuyor, yaşlı genç, hasta çocuk demeden katlediyorsa, Müslümanların ilk mescidi “MESCİD-İ AKSA’yı” işgal edip postallarıyla çiğniyorsa, problemi başka yerde aramaya gerek yok!
Peki, hiç düşündünüz mü, İsrail kendinde bu cüreti nerden buluyor? Çünkü Müslümanlar ses etmiyor, çıkarları yüzünden destek bile veriyorlar. Görünen o ki, Gazze haricinde bütün İslam âlemi işgal altında, liderleri de siyonizmin elinde esir.
Bunca Müslüman neden küçük bir sayıdaki İsrail’i neden durduramıyor? Dönemin İsrail başbakanına gazeteciler, “Kur’an-ı Kerim’de sizin devletinizin yıkılacağından bahsediliyor” diye hatırlatma yapıyorlar. O zaman İsrail başbakanı şunu söylüyor. “Kur’an’da bahsedilen Müslümanlar gelsin, o zaman düşünürüz diyor. Kur’an’da bahsedilen Yahudiler, Yahudiliğin gereği olan zalimliği yapıyorlar. Peki, Müslümanlar Müslümanlığın gereğini yapıyor, Kur’an’da bahsedilen Müslümanlardan olabiliyorlar mı? İşte bütün mesele burada.
Günümüz de Müslüman âleminin yaşadığı bu kopukluğu, vurdumduymazlığı, nemelazımcılığı ve birbirlerinden kopmanın doğurduğu acı sonu gösteren yüzyıllar öncesinden bir kıssa.
Vaktiyle Bursa’ da bir Müslüman, şehrin en işlek muhitinde çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş:
“Her kula helâl, Müslüman’a haram!..”
Bursa başkent, tabii Osmanlı karışmış, “bu nasıl fitnedir” diye.
Gitmişler kadıya şikâyete, adam yakalanıp yaka paça huzura getirilmiş. Kadı, “Bu nasıl fitnedir, dini İslâm, ahalisi Müslüman olan koca devlette sen kalk, hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu Müslüman’a yasakla, olacak iş midir, nedir sebebi, aklını mı yitirdin?” diye çıkış adama.
Adam:
- Müsaade buyurun, sebebi vardır, lâkin ispat ister, delil şarttır dedikçe kadı kızmış:
- Ne delili, ne ispatı? Sen fitne çıkardın, Müslüman ahalinin huzurunu kaçırdın, katlin vaciptir
   Demiş, demiş ama bir yandan da merak edermiş:
- Nedir gerekçen? diye sormuş. Adam:
- Bir tek Sultan’a derim diye cevap verince, ortalık iyice karışmış. Söz Sultan’a gitmiş, adam
  yaka paça saraya götürülmüş. Padişah da sinirlenmiş ama diğer yandan o da meraklanırmış:
- De bakalım ne diyeceksen. Bu nasıl iştir ki, hem çeşmeyi yaparsın, hem de her kula helâl,  
  Müslüman’a haram yazarsın? Adam, başı önünde:
- Delilim vardır, lâkin ispat ister.
- Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?
- O zaman boynum, hükme kıldan incedir Sultanım
- Eeee!
-Sultanım, herhangi bir havradan (sinagog) rastgele bir hahamı izahsız yaka paça tutuklayın,
  bir hafta tutun. Bakın neler olacak. Dediği yapılmış adamın. Bütün azınlıklar bir olmuş,
  başlarında Museviler,
-Ne oluyor, bu ne zulüm? Biz din adamımıza kefiliz, ne gerekirse söyleyin yapalım, o
  masumdur, gerekirse kefalet ödeyelim. Çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup
  üstüne mektup getirmiş. Bir hafta dolunca, adam:
- Sultanım, artık bırakmak zamanıdır demiş. Haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer
  Sultan’a teşekkürler, hediyeler…
- Aynı işi herhangi bir kiliseden herhangi bir papaz için yaptırınız Sultanım, demiş. Aynı
  şekilde bir papaz derdest edilip yaka paça alınmış pazar ayininden ve aynı tepkiler artarak
  devam etmiş. Haftası dolunca da serbest bırakılmış. Mutluluk ve sevinç gösterileri daha bir
  fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar. Din adamlarına kavuşmanın mutluluğuyla daha bir
  sarılmışlar birbirlerine. Sultan:
- Bitti mi? demiş adama.
- Sultanım son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle demiş.
- Şimdi nedir isteğin?
- Efendim, payitahtımız Bursa’nın en sevilen, âlimini alınız minberinden.
Adamın dediğini yapmışlar, Ulu cami imamını Cuma hutbesinin ortasında almışlar, yaka paça götürmüşler ve.
Bir ALLAH’ın kulu çıkıp da, “ne oluyor, siz ne yapıyorsunuz? Hiç olmazsa vaazı bitene kadar bekleseydiniz”, gibi tek bir kelâm etmemiş, imamın peşinden giden, arayan soran da olmamış. Geçmiş bir hafta, “Nerde imam” diye gelen giden yok! Halk hâlinden memnun, başlamış bir dedikodu, o geçen hafta tutuklanan koca âlim için:
- Biz de onu adam bilmiş, hoca bellemiştik
- Kim bilir ne suç etti de tevkif edildi!
- Vah vah! Acırım arkasında kıldığım namazlara!
- Sorma, sorma! Diye konuşmaya başlamışlar.
Padişah, kadı ve adam izliyorlarmış olup bitenleri. Sonunda Padişah çeşmeyi yaptırana sormuş:
- Eee, ne olacak şimdi? Adam:
- Bırakma zamanıdır. Bir de özür dileyip helâllik almak lâzımdır hocadan.
- Haklısın demiş padişah, denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş. Adam başı önünde konuşmuş:
- Ey büyük Sultanım, siz irade buyurunuz lütfen, böyle Müslümanlara su helâl edilir mi?
Sultan acı acı tebessüm etmiş:
-Hava bile haram, hava bile! demiş…
İşte halimiz, pür melalimiz.
Satır arasını okumak ve günümüze uyarlayıp ne demek istediğimi anlamak da size düşer.
Bir zahmet onu da siz çıkartıverin.

Yorumlar

  • yorum avatar
    İHTİYAR
    09-01-2024 09:30

    Sayın Ahmet bey, hala eski yazı duruyor, sağlık problemi filansa bişey diyemem ama değilse yazının üstünden nerdeyse bir ay geçmiş.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.