Hayat İmtihanında Başarılı Olmak
31 Mayıs 2021, Pazartesi 08:52Dünya var olduğundan itibaren nice insanlar yaratılmıştır. Bu dünyada can bulan insanoğlu, kısa bir yaşamdan sonra ölümle bu dünya hayatını sona erdirmektedir. Ancak asıl yaşam alanı olan ahiret için bu dünya, imtihan sahası olarak belirlenmiştir.
İçinde yaşadığımız bu muazzam kâinât, tesâdüfen meydana gelmemiştir. Nefsânî arzuların menfaat sahası olarak da yaratılmamıştır. Ancak yüce bir gaye ve maksat için yaratılmış ve bu çerçevede insanoğlu için bir imtihan mekânı kılınmıştır. Dolayısıyla cihanın da insanın da yaratılışı, abes değil; yani sebepsiz, gâyesiz, hikmetsiz ve boşuna değildir.(Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2007. S.257.s.32.)
Hayat imtihanında başarılı olmak için insanoğlu, mütemadiyen kendini kontrol etmeli ve nefis muhasebesi içinde olmalıdır. Dünyada imtihandan geçmeyen hiçbir kimse yok, ama herkesin imtihanı farklı farklı olabiliyor. Kimi çoluk çocuğuyla, kimi servetiyle, kimi ilmiyle, kimi makamıyla, kimi hastalık veya yoklukla…
Kutsal kitâbımız Kur’an-ı Kerim’de bizlere şöyle bildirmektedir.
Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler. İşte Rableri katından rahmet ve merhamet onlaradır. Doğru yola ulaştırılmış olanlar da işte bunlardır.(Bakara, 2/155-157.)
Elbette Dünya ile ilişkimizi düzenlerken en güzel örneğimiz Sevgili Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’dir. Zira o gelen ganimet malları ile bazı günler Medine’nin en zengini olmuş ama o günün sabahında, servetini Ashâb-ı Suffe’ye, misafirlere ve yetimlere infak ettiği için kendisi de fakre düşmüştür.
Yine Peygamber Efendimizin büyük babası Hz. İbrahim her türlü maddi varlıklarını din ve ümmet yolunda tüketmiş, en güzel yemekleri Müslümanlara ikram ederken kendisi arpa ekmeği yemiş, kaba kalın kumaştan elbiselerle yetinmiştir. (Eşrefoğlu Rumi, Müzekkin’nüfus, s.70)
Samimi kalple Allah’a yönelen bir insan karşısına ne tür bir zorluk çıkarsa çıksın, mutlaka bir kolaylıkla karşılaşacak ve doğruyu bulacaktır. İmtihan her bir birey için ayrı cereyan etmektedir. Her ferdin imtihanı ayrı ayrıdır. Kimi zenginliğiyle, kimi fakirliğiyle, kimi evlatlarıyla, kimi eşiyle, kimi ana-babasıyla, kimi hastalıkla vb. nice imtihan şekilleri. İmtihanlar ayrı ayrı olsa da imtihanlarda başarılı olma şekli ise tek. Oda; Sabır.
Rabbimiz bu âlemi bizim için yaratmış, dünya nimetlerini emrimize vermiş, bunun şükrü olarak da kendisine kulluk etmemizi emretmiştir. İnsanoğlu da geçip giden gençliğini, ömrünü nasıl değerlendirdiğinin, kazandığı mal ve servetiyle neler yaptığının, öğrendikleriyle nasıl amel ettiğinin muhasebesini yapmalı ve kendine çeki düzen vermelidir.
Bu imtihan dünyasının en büyük sırlarından biri, iman edenler için mutlak bir kazançla noktalanmasıdır. Nimetlerle imtihan olmak, sıkıntılarla imtihan olmaktan daha zordur. Servet, Şehvet ve Şöhret karşısında dik durabilmek herkesin harcı değildir. İmtihanı kazanmanın formülü: nimete şükür, musibete sabırdır.
Dünya hayatını geçiciliğini unutmayalım. Her daim aklımızda olmasına gayret gösterelim. Ölümden sonraki asıl hayatımız için amellerimizi çoğaltalım. Zira Kerim olan Rabbimiz bu dünyada verdiği nimetlerin çok daha güzelini bizlere ahirette ebedi olarak ikram edecektir, şu şartla ki mümin bu dünyanın fani olduğunu unutmayacak ve bu nimetleri ahiret semasına ulaşmak için merdiven yapacaktır.
Mademki ölüm var, ahiret var, hesap var, mizan var, sırat var, cennet var, cehennem var; öyleyse ölüme, ahirete ve hesaba hazır olalım!
Gönülden Muhabbetlerimle…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.