HAYATIMZIN ANLAMI EĞİTİMDİR (1)
04 Kasım 2020, Çarşamba 09:03Hepimizi en yakından ilgilendiren teme konu tabii ki eğitimdir. Bir öğretmenimizin okuldayken söylediği bir sözünü nedense hiç unutmuyorum. Kapıdaki tavuğunu bile eğiteceksin sözü sanki bende darbımesel haline gelmiş gibi kafamda beynimde hiç gitmeyen bir titr mübarek. Üstelik bizler eğitimin şuur boyutunu eskiçağ tarihi sürecinde de kavramış ve onlardan kalan pazırık kurganı bizlere bu açıdan tarihi bir mekân ve nesnelerin bolca bulunduğu zenginlik hazinesidir. Tabi bu arada esas mesele bunlara, bu tarihsel ve kültürel mirasa bilinçli bir şekilde sahip çıkmak önemlidir.
İnsanlık tarihinde tarım sanayi ve bilgi alanında çağı aşan gelişmeler yaşanmıştır. Eskiçağ tarihinde insanlığın akarsu boylarında ve verimli tarıma elverişli alanlarda kurulması sulama imkânları ve ürünlerin önce takas sonra para ile değerinin ekonomiye yansıtılması ve çok boyutlu ticari hamleler ve önemli yol güzergâhları, ülkelerin dış satım ve iç piyasaya yönelik üretimini daha da aktiviteli kılmış hatta tarıma ve hayvancılığa dayalı eskiçağ ekonomilerinde hukuk ölçüsüne de sirayet eden sert üretim tedbirleri alma yoluna gidilmişti. Tarım bu meyanda insanlığın medeni hamlelerine de yol ve yön vermişti. Burada tarımın kendine özgü bir toplum biçimlendirmesi ortaya çıkmıştır. Mesela Avrupa’da Ortaçağ’da görülen derebeyi/feodalite düzeni bir toprak rejimi idi. Selçuklu ve Osmanlı’da ikta sistemi uygulanmıştır. Demem o ki; üretim insan yaşamını ve geleceğe olan etkisini devamlı canlı tutmaktadır.
Tabi insanlığın bir diğer aşaması da sanayi devrimidir.1750’li yıllar İngiltere’de başlayan bir süreci tüm dünya’da hissettirmeye hatta yönetim biçimlerini ve siyasi gelecekleri bile etki altına almaya başlaması ile yeni rejimleri ve insan hakları ile ilgili gelişmeleri ve modern bilgi toplumu diye adlandırılan günümüze özgü teknik araç ve gereçler ile üretim mekanizmalarının bol ve çeşitliliğinin insanlığın düşünce ufkunda kullan at felsefesini oluşturmuş aslında kapitalist bir sistemin de toplumsal ve faize dayalı sömürü düzenli bir ekonomi gücü doğurmaya başlamasıyla, kapitalizmin zor hayat şartları ve üretime sınırlı bakmayışı ve çalışma düzeninde hep patronu ön plana çıkaran zorlu şartlara dayanması, bilgininin de yaygınlaşması ile toplumsal bir uyanışın bilinçli hareketliliği karşısında ister istemez kapitalizm tedbir alma yoluna gitmiş ve varlığını devam ettirme modunda bazı iyileştirmeleri kabul ederek yine çarkın başında olduğunu ve insanların yönetim dâhil hem gelişme hem de toplumsal iradeye katılım konusunda alacağı kararlarda bile bu kapitalist felsefe sözde insanlara hak hukuk tanıdığını ilan ederken aslında kendi varlığını da üst tepe noktasında tutmayı başarmıştır. Yani insanlığın ağzına bir parmak bal sürmekle demokrasi olarak adlandırılan bazı insani hükümleri uygulama sahasına sürmüş ve fakat bu sürecin tepe noktasında kendini konuşlandırmayı ihmal etmemiştir.
Yani bugün gelinen noktada tarihi kapitalizm hem eğitime yön verirken hem de eğitimin arge boyutunda elde ettiği başarıları kendi lehinde kazanımlar olarak güçlü bir çarka dönüştürmüş nihayetinde hem eğitim hem de ekonomi kulvarında da kendi prensipleri doğrultusunda zaman içerisinde çeşitli kalıplara da bürünerek varlığını korumayı başarmıştır.
İnsan aklının ürünü olarak ortaya çıkan bu sanayileşme çarkı ile çalışma düzeni, üretim, pazarlama, toplumsal yapıda değişimler ve devletlerin yönetim düzeni anlayışları vs hepsi de bu çarkın içerisin de yer alan ama aslında eğitim boyutu ile anlamlandırılan ve insanın çevre ve toplumsal hayata bakış açısını ortaya koyan düzenlemelerdir.
Günümüz de modern çağ ve ya modern hayat denilen uygulama biçimleri hep kapitalizmin özgün anlayış çarkının yansımalarıdır. İş ve eğlence hayatından tutun bencilliğin ön plana çıkıldığı ve kimsenin artık kimseyi tanımayacak derece de yalnızlığa mahkûm edildiği bu insan düşmanı sistem kendi tipinde insan yetiştirmeye devam ederken, varlığını koruma adına insanlar ölmüş, savaşlar sürmüş, sömürü çarkı kolonicilik makyavelist tahakküm çevre kirliliği hedefe odaklanma ve ahlaki değerlerin hiçe sayılıp ötelenmesi gibi konularda hiç kılını kıpırdatmayan ve ruhunu yitirmiş ölüm kokan bir robottan geri kalmayan bir özelliği sahiplenirken daha doğrusu böyle bir konuma kendisi adım atarken, insanların dünyasını ve ahretini karartmaya devam etmeyi de her daim kendi ürettiği sistemi adına normal karşılamıştır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.