HAYATIN EN MÜHİM İŞİ
01 Ekim 2015, Perşembe 00:00Hayatın en mühim işlerinden biriside kendimizi ciddi bir şekilde yenilemeliyiz. Bilgilerimizi, amellerimizi, çalışmalarımızı yeniden gözden geçirmeliyiz.
Bilgilerimiz ve bildiğimizi zannettiklerimiz ne derece sahihtir, ne derece doğrudur? Beşerî sistemlerin eğitim ve öğretimlerinden edindiğimiz yanlış, hatalı ve hatta tehlikeli bilgileri, bilgi dağarcığımızdan ayıklayıp atabildik mi?
Amellerimiz ve çalışmalarımız istenilen nitelikte mi? Yoksa gelişigüzel, günübirlik bir hayat mı yaşıyoruz? Amellerimiz ve çalışmalarımız da ehemmi mühimme tercih edebiliyor muyuz? Yoksa bırakın ehemmi mühimme tercih etmek, mühim olanlarla bile meşgul olmuyor, ömrümüzü hep lüzumsuz ve hatta zararlı meşgalelerle heder mi ediyoruz?
İnsan olarak kesinkes tercihimizi yapmak mecburiyetindeyiz. EBEDİ OLANI MI, YOKSA FANİ ve GEÇİCİ OLANI MI? Sözle hepimiz ebedi olanı tercih ettiğimizi ifade ederiz. Fakat amellerimiz sözlerimizi doğrulamıyor.
• Günlük meşgalelerimize bakalım, Allah yolunda kaç saat çalıştık?
• Harcamalarımıza bakalım, Allah için kaç kuruşumuzu sarfettik ?
• İbadetlerimize bakalım, Allah'ı görürcesine bir huşu içinde miyiz?
• Konuşmalarımıza bakalım, Allah ve Rasulü'nün razı olacağı kaç kelime konuştuk?
• Ticaretimize bakalım, helal ve haram hududuna riayet ediyor muyuz?
• Aile hayatımıza bakalım, K.Kerimin düsturlarına uygun bir aile manzarası arzediyor mu?
• Hülasa olarak A'dan Z'ye günlük hayatımızın bir muhasebesini yapalım, acaba BİZ hangi ölçüler
doğrultusunda yaşıyoruz? Ve böyle çok ciddi bir nefs muhasebesine ihtiyacımız var.
"Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını artırırız. Kim dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şey veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz." (Şûra/ 20)
"Hayatımızın en mühim işi nedir?" diye kendi kendimize sorduğumuz zaman, hemen ne cevap vereceğiz?.. "En mühim iş mü'min olmak, en mühim iş Allah'ın Müslüman kulu olmaktır. Ticaret, ziraat, iş, güç, tahsil, hayatın diğer faaliyetleri; bunların hepsi sonra gelir. Önce mü'min olacak, insan bu beraati eline alacak."
Mü'min olup, mü'minlik beraatini eline aldığı zaman, kalbine imanı yerleştirdiği zaman; her işi hayır oluyor, her faaliyeti kâr oluyor, her şeyden sevap kazanıyor, derecesi yükseliyor. Onun için siz de kendi kendinize sorun. Yâni geleneksel olarak Müslümansınız ama, geleneksel Müslümanlığı şuurlu Müslümanlık haline yükseltmek lâzım!
"--Ben Müslüman’ım Elhamdülillâh; anam, babam beni Müslüman yetiştirdi. Türkiye'de doğdum. Annem, babam Müslüman’dı, dedem hacıydı, ben de Müslüman’ım." Senin ananın, babanın Müslümanlığından ayrı, senin kendi sorumluluğun var, sen kendin Müslüman olmalısın!
"--Bu nasıl olacak?.."
Şuurlanmakla olacak. O halde İslâm'ın yeniden, şuurlu bir şekilde, aşk ile, şevk ile öğrenmek lâzım!
Bu kırk yaşında da olur, altmış yaşında da olur, yetmiş yaşında da olur, emekli olduğu zaman da olur, her zaman olur. Hemen olmalı! Yâni bu sözü duyan insan hemen İslâmlığını, Müslümanlığını canlı Müslümanlık haline getirmeğe çalışmalı!.. Ölü Müslümanlık, salon Müslümanlığı, gelenekten Müslümanlık, şuursuz Müslümanlık, yaptığı ibadetlerin hikmetini bilmeden yapmak, zevkine varmadan yapmak gibi durumlardan kurtulmak lâzım! Dinin aslını, esasını, özünü öğrenmek lâzım! Aslı, esası, özü, Allah'ın varlığına, birliğine inanmaktır.
Öyleyse…Kur'an-ı Kerim'i öğreneceğiz. Kur'an'ı Kerim'i okumaya başlayacak, Kur'an-ı Kerim'le ilgili bilgisini genişletmeye başlayacak. Bu Allah'ın kelâmıymış, vahyi imiş, Peygamber Efendimiz'e vahyetmiş. Nasıl vahyetmiş, ne zaman vahyetmiş? Hangi olaylar üzerine, âyet niçin inmiş? Bunu anlayacak. Sebeb-i nüzülü ile, âyetin hikmeti ile ahkâmını anlamaya çalışacak. "Allah'ın emri" diyecek. "Ben Rabbimin emrini öğreneceğim, şuurlu Müslüman olacağım, her yaptığım işi aslına dayalı olarak, şuurlu olarak yapacağım!" diyecek, Zâten Peygamber Efendimiz'e Kur'an-ı Kerim'i Cebrâil (a.s.)getirdi. Çeşitli şekillerde vahiyler geldi. Öğrendiğimizi tefekkür edip uygulayacağız. Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz'in hadis-i şeriflerini okuyacağız.
Ülkemizde şer odaklarının, uzantılarının, ülkemizi bölmeye, insanımızı birbirine düşürmek için
Askerimize, Polisimize haince pusu kurarak tertiplediği kanlı terör olaylarını tel’in ediyor, Aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet geride kalan acılı yakınlarına Sabrı cemil niyaz ediyor, Başsağlığı diliyorum.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.