HEP DOĞA MI SUÇLU?

Bu hafta pek iç acıcı olmayan konuya değinmek istiyorum. Aslında ülke insanları olarak, dünya daz insanoğlu olarak son iki yılda yaşadığımız felaketleri geriye dönüp bir hatırlayabilir misiniz?

Hatırlayamazsınız.

Dahası kimse hatırlamak istemiyor.

Çünkü sadece son iki yılda yaşadıklarımız dahası başımıza bir taş yağmasının dışında gelenlerin hepsinde hiç kimse üzerine bir şeyler almak, sorumlulukta ben neredeyim? Demek istemiyor.

Çünkü insan olarak tek suçsuz, tek günahsız, tek kabahati olmayan biziz. 

O zaman uzağa gitmeyelim.

Hemen dünden başlayalım.

Karadeniz, Türkiye’nin oksijen deposu, toprakta tütününden fındığına, insanında mertliğinden inatçılığına hiçbir yerde görüp rastlayamayacağımız bu bölgeyi sel altı götürdü.

Allah’ım o gördüklerimiz nasıl bir şeydi.

Sular binaları, köprüleri, araçları, insanları yutup götürüyordu.

Sonra Devlet eli dokundu.

Ama nereye kadar?

Sular yolları köprüleri de yutmuştu.

Binlerce insan helikopterler ile tahliye edilmeye çalışıyordu.

Ya ağzı olup konuşamayan on binlerce canlı !

Kastamonu’dan Rize’ye Artvin’e kıyı resmen yutuluyor.

Resmi açıklamalar yapılıyor; “Yaralar sarılacak”

Allah rızası için giden canların malların emeklerin ömürlerin ne yarası sarılacak.

Ya da bu, bu kadar kolay mı?

Yine açıklamalar yıllardır dinleyip masal gibi dinleyip uyuduğumuz, uyutulduğumuz hikayeler.

Suçlu kusurlu çok net. Ortada.

Dere yatakları, ıslah edilmesine rağmen bozulan dereler.

El insaf.

Yahu dere yatağı denilen yerlere en az beş katlı altı katlı binalar apartmanlar dikilirken neredeydiniz?

Olur mu?

Suçlu belli.

Doğa… Tabiat ana.

Hadi oradan… Hadi oradan…

Bu dünyada da öbür dünyada da bunun hesabı sorulur.

Suçlu biziz.

Suçlu sizsiniz.

…………..

Beş gün geriye gidiyoruz.

Bu kez ülkenin Kuzeyi değil Güneyindeyiz.

Bir uçtan bir uca sahil şeridi yanıyor.

Hem de ne yanma?.

Allah beterinden saklasın.

Bu millete böyle felaketler bir daha göstermesin ama insanlar yandı, evler ocaklar, ahırlar, on binlerce canlı yandı, yüzbinlerce ağaç yandı.

Peki suçlu kim?

Sorunun cevabı belli.

Hem de o kadar kolay ki.

Küresel ısınma.

Bütün suçlu O.

…………….

Ülkenin güneyi yanarken doğudan da sel görüntüleri gelmişti.

Sonuçta her şeyin acının, gözyaşının, ıstırabın, yok oluşun tek bir sorumlusu vardı faturanın çıktığı tek adres sadece ve sadece iklim değişikliğine ve tabiat anaydı.

………………..

Kendinizi kandırıyorsunuz.

Kendimizi kandırıyoruz.

Cenab-ı Allah’ın adaletinin olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.

Bol bol dua edelim.

Allah bizlere akıl, fikir ve feraset versin.

Azgınlıklarımıza bir dur desin. Dedirtsin.